Acaba niçin böyle nefasetten, temizlikten ve hileşizlikten esn&- fımız uzak duramıyer ? Bu huylar kendi aleyhlerinedir. Eski Babali yokuğundan aşağı Sirkeciye gider- ken iki tarafda gittikce sayısı 8r- tan karın doyurma dükkânlarına (çünkü bunlar ne üiğti dükkânıdır ne de İnkayturlır) girmek temizlik ve nefaset irıyıinlar İşlt gittikçe zorlagıyor. Buna hatırlıdim, Eski vaktin kızarmış koyun başı ve iş- kembe çorbası satan dükkânları bile mallarının temizliğile ve ne- fisliği ile şimdikilerin yanında çök yüksek mevki sahibi idiler. Yarım asır evvel ben Mülkiye mektebin: de talebe iken bazı günler izin alıp yemek yemeğe çıkardık, Mahmutpaşa yokuşunu kuyumcu- lar çarşınna bağlıyan yerde bir katlı ve üzeri kemerli bir aşcı dükkânı vardı, ona Tokatlı kebab- cı derlerdi. İşte o Tokatlıdır ki bir Küp sene sonra eyni kemerli dlikkâşt üstüne Tokatlıyan lokan- İasinı Etirtrmş, oğlu Mığırdıçı ya- nında -yetişiirmiğii: İşte o Mığır- dıçtır İki dulin sonra Beyoğlundaki Tokutlıpin otelini. ve nefis lokan- tasını (tesla etmiştir. dalışın #leminde esas lâzım olam.şey sermağs değildir. Çalış- mala neğdirürdeilik, intizam, te- mizlik, ve hileden uzak kaçmak- tır. Bu meslekte yürüyenler ger- mayeyi mutlaka toplar ve ser- maye sahibi olur, Hem sermaye yalnız para değildir; şöhret kazan- mak dahi paradan mühim bir ser- mayedir; onun için tanınmış firma- ların alım satımında peştemallık adile ayrı bir kıymet dahi konul- ması mutaddır. Refik Halidin güzel düşünce- sinden ve tatlı kaleminden çıkan makale bu haftaki müsahebemizi Avrupa muharebesinin acıklı lev- halarından uzaklaştırdı. Bu da bir kârdır. Bakınız bir tıp profesörü ne diyor: Avrupada bir buçuk seneye ya- kındır devam eden büyük muha- rebe, yahut büyük ihtilâl insanları rahat ettirmiyor. Dimağlar, sinir- ler, her yerde hep bununla yor- gundur. Şu fazla yorgunluk herke- siu dimağını ve asabını eziyor ve neş'eyi keyfi ortadan kaldırıyor.. İşte çok feci birsıhhi vaziyet daha"! Madem ki sihhati muhafaza itiba- rile dahi hal böyledir; bu haftaki hasbıhalimizde harbi bir kenarda bırakmış olmakla okuyucularımızın dimağını ve sinirlerini dinlendirdik diye sevinelim. Ahmed İhsan TOKGÖZ 110 — Servetifünun — 2$18 Ruzvelt'in Gü nlük Hayatı Bay Ruzvelt bir amerikan torpitosunda Bütün hükümet adamlarının ha- yatını yazan muharrirlerin kitap: ların da bunlardır, her sabah saat 6 iie arasında yataklarından kalk- tıklarını okuruz. Bay Franklin Ruzvelt bu kaideden istisnâdır. O, hiçbir gin ge sekiz buçuktan evvel Eğ Kaz & Hingüğmeli küçük Hitelamni yatağında alır. O kah- valtı yaparken kâtibesi Margaritâ Legeut sabak gelen mektuplardan en mühimlerini okur, Saat dokuz buçukta maiyet şefi Thomas Kol- ters gelir. Bunun yardımıyle Ruz- veli tuvaletini vapar ve saat onu geçerken Beyaz Evin hususi dâi- relerinden ayrılarak bu daireleri çalışma Smm başlıyan tünel- den bu tarafa geçer. Günün ve kâtipler en mühim işlerin raporlarını tak- dim eder. Ruzvelt teferruata gir- meyi sevmez, bunu yardımcılarına bırakır. O şahsen gelen mektuplara hiç bir zaman cevap dikte etmez. Bun- larla 1ö senedenberi yanında bulu- nan Miss Legonş meşgal olur. Miss Legent Bay Ruzvelt'in fi- kirlerini iyi öm ve uslübunu öyle benimsemiştir ki bir mektubun Ruzvelt veyâ kâtibesi tarafından yazıldığını tespit etmek imkânsız gibidir. Çalışırken, Ruzvelt'in süt içmek vardır. Öğleden önce, reis, Bay Cordell Hali ile içtimaa girer. İşi nihayete erdiği zaman o Beyaz-Evin havu- zunda bir banyo yapar. Ayakiarından pek istifade ede- mediğinden suya girip - çıkarken homes Kolter ona yardım eder. Fakat Bay Ruzvelt çok iyi bir yüzücüdür. Ruzveli muntazam (hayatın k&idelerini hiçbir zaman çiğnemez, Tam akşam sast sekizde ailesi ile berâber yemeğe gider. Üç tür- lü eti beğeniyor: Kanlı biftek, pi- liç, jambon. Dondurmayı çok sever, Hiçbir defâ şehirde yemeğe kalmaz, yabancı devlet mümessilleri şerefi» ne verilen ziyâfetlere, tiyatroya girmez Senede bir defa Gazeteciler Bir- liğinin ziyâfeti Ruzvelt için yegâ- ne İstisnâi şeydir. Haitada üç veyâ dört defâ Beyaz-EHvin husuşi dâiresinde ken- dine haftanın en aktüel filmleri gösterilir. Ruzvelt posta pulları çok sever onun bihakkın tamamlanmış mü- a bir pal koleksiyonu vardır. O, yaşlı dostlarıyla konuşmadan hoşlanır çünki geçmiş bir maziyi yadetmekten zevk alır, Dâimea başka yerde balık avla. masını isteyen Ruzvelt, her sene, tatil aylarını Büyük Okyanus'ta yatı ile seyahât ederek geçirir. Onun âdetleri Amerikalılara çok müessir olur. Yıldönümlerinde hiç çalışmaz ve Madam Ruzvelt ile hesbıhal etmesinden hoşlanır. Ma- dam Ruzvelt ile şakalaşmasını çok sever, Her akşam yatak dâiresine te. lefonunu getirir. Mühim meseleler için nazırlar günün ve gecenin her e ona telefon ederler, L'ilustre, Bn.