— 81 inci sayfadan devam — Göğsünden bir hıçkırık fırladı. Yatağın içinde döndü sonra kal- karak pencereye doğru gitti. Dışarısı karanlık ve fecii idi. Bütün evler karanlık içine dalmış. Gazlı fenerlerin önünde yağmur damlaları kederin gök ile toprak arasına uzanmış yayları idi. Az kalsa yapraklar rüzgârın dönemeç- lerinde mibaniki ve yaş fısıltılar çıkarıyordu. Dipden, bekçinin düdüğü bir «ab» gibi duyuluyordu. Çok kederliydi... çok... çok. Alnını cama dayamış Via şim- di daha iyi idi. Gözlerindeki yaş- isr, yanaklarından, boynundan, göğsünden, akıyordu. Vakıt geç, kendi soyunmuş ve Susuzluk... oldukça kati birmijtuğun inmesine rağmenn o İiiiilüin farkında ol- mıyarak, çile göz yaşları arasin- dan karanlığa bakıyordu: Uzak- lara, başka bir dünyâya, saadetin ona tebessüm ettiği fakat onun eremiyeceği kadar uzak bir yeri düşünüyordu. Victor POPESCU 83 — Servetifünun — Hilğ