20 No. 2208-3973 İk balli z v Lİ secar Wil- O de, hapis- - haneden kurtulunca uzak bir ormana çeki- lir. Dostu Gide, bir gün kendisini ziyarete gider. Wilde, her zaman- ki gibi güzel konuşmağa baş- lar, ve bu arada okadar güzel şey- ler anlatırki; bir an Gide, Wilde'in yazdıklarından daha üstün ko- nuştuğunu bisse- der ve dayâna- mıyarak <bütün bu anlattıkların okadar güzel çey- ler ki, yazdıkla- rın bunların ya- mında mukayese bile kabul etmi- yecek kadar eh- emmiyetsiz kalı- yor» der (Wilde, bu zamanlarda ar- tık iyi eserler ver- miyordu). Wilde, dostunun sözüne karşı birden: — Sus'der.. Ben hayatımı dehama verdim, eserlerim sadece istidadım- dır! onlarla bü- tün alâkam bun- dan ibaret. Şair, bu itirafında samimi idi. Kendisini hayata o kadar vermiş- di ki, eser günde #üdcos bir don (ihsandan) dan başka İlirişev de- gildi. Him mağ kuygusuzluk içinde yaşıyo: Arif YİRE şahsiyeti, eserine karşı olan rabıtası, bana her Şey- den önce Wilde'ı hatırlattığı için öyle başladım. Ben, Arif Dinoyu şahsen ta- nıdığım zaman, biraz da hayatını öğrenince, eserini unuttum; o beni hiç alâkadar etmez oldu; beni dü- şündüren yalnız kendisiydi (halâ da öylej. Yazan: SERVETİFÜNUN N - » P N İimhan Onun en büyük eseri hayatıdır! Bir dostu, onun resimlerini bana gösterdiği vakit, Von Gogh'un Ja- pon eştamplarında sanatını keşfet- tiği zamanki zevki duyar gibi ol- dum. Bu, pek az sürdü. Asıl Arifi düşündüğüm vakit, onlar bende alamimüt fotograflar gibi, yavaş yavaş silindiler, onların yerine Dino, bütün cesametiyle gözümün önünde belirdi. O bana şimdiye kadar resimle- rinden bir defa olsun bahsetmedi, ben de sormadım. Hatırlayorum; ilk tanıştığımız gün, bana bütün yazdığı şiirlerini okumuştu (bunların çoğu Fransz- cadır). D İ N O Berk Uzun zaman onu sıkan şeyle- rin neler olabile- ceğini düşündüm. İşte onlar: L-2X2— 41 TI. - çalışmak ingani bir vazife- dir! ILL. - Vazife, mükaddestir ! Bu ikincisi onu deli edebilir!" Bana bir gün: — Şuan zen- gin olsaydım, önce bir paket köylü sigarası alır- dım! demişti. Ong dünyada en çok sevdiği şeyin ne olduğunu sorarsa- mz derhal: Va- purlarda ( vapur) bilet zımbalamak- tır, diyecektir. Arif, bütün dehasını her hangi hir şey için verebi- lir. Avrupa muhar rirleri içinde bile, onun Rimbaud'yu anlamış birini gös- termek mümkün değildir. Onun yanında Rimbaud'an ödüm kopâ- kopa hahsederim. Arif, bâzan sadece görünür olur, o kadar. Sevdiklerini, dostları- nı nasıl sever? bilinmez, Bedri Rahmiye göre Arif Dino, bir salondur. Dostum, henüz şiirlerini neğret- meğe başiamazdan Önce, ona okuduğunu, muhteşem ve büyük bir salon zenginliğini (dört başı mamur), Dinonun şabsında, keşfet- tiğini söyler. O, ellerine okadar düşünür! Hiç sevmediği şey, gözleri- dir. Çok sevdiği caddelere doya doya bakmak ister, fakat gözleri bırakmaz. Bütün mücadelesi güzlükleriyle — Devamı son sayfada "—