306 sarında yalıda beraber oturmuştu. Tevfik Fikretin Robert Kolleje ders vermeğe beşlaması Rumelihisarında oturduğu zamanlarda başlamıştır ve sanıyorum ki Rumelihisarını seçmesi de Robert Kolleje derse gitmeğe başlamasından ileri gelmişti. Rumelihisarında oturan Tevfik Fikret yavaş yavaş kendisini pole- tika ve neşriyat âleminden çekiyor- du. Yalnız İttihat ve Taraki ihtilâl cemiyetine girmek istiyenlerin Ab- dulhamidin İstibdad devrinde teski- yesi cemiyetce Tevfik Fikrete ha- vale olunmuş bir vazife idi, o, bu va- zifeyi memnunivetle yapardı. Haya- tı artık Rumelihisarına inhisar eyli yotdu. 1908 inkilâbının ilânında Tevfik Fikret tekrar galeyane geldi. İnki- I&bın ikinci haftasında Hüseyin Ca- hid ve Hüseyin Kâzım ile beraber «Tanin» gazetesini kurdular; Tevfik Fikret poletika âleminin kendi me- ike ruhundan ne kadar uzak ol- duğunu bilmiyordu; çabuk inkisara uğradı ve Taninden kırıcı bir su- rette ayrıldı. Onu Galatasaray mektebine müdür yaptılar. Orada dahi çokluk duramadı ve nihayet «Doksan beşe doğru» serlevhalı meşhur manzumesini yazdı, o man- zume elden ele dolaşıyordu; Fikre- tin adı ve ruhu zamanın bütün gencliğini sarmıştı. İttihat ve Tarakkiyi müthiş su- rette tenkid eden bu manzumeyi Servetifünunda neşreyledik. Çünkü Servetifünun daima mefküreci ve Demokrat ruhlu idi. Manzumenin Servetifünunda intişarı Tevfik Fik- retin aşıyandan bana gönderdiği çok sevgili ve samimi satırlarla kendisi tarafından takdir olundu. Yazık ki koca vatanperver şairi bu esnada hasta düşmeğe başlamıştı ve hayatı sönüyordu. Eğer aldanmıyorsam Tevfik Fik- ret, oğlu Hulüku bu yıllarda tahsil için Amerikaya gönderdi. Hâlük bir daha Amerikadan buraya dön- medi, orada yerleşti kaldı. Hâlük gibi meşrutiyetin ilk yıllarında Amerikaya giden çok Türkler var- dır ki, 1914 Umumi harbi başla- yınca memlekete dönemediler ve orada oAmerikalılaşıp yerleşmeği tercih eylediler. Tevfik Fikret merhumun zevce: sini meşrutiyet yıllarında görmedim, SERVETİFÜNUN No, 2251 —566 SULH TAARRUZU AKIM KALIRSA. » > Bb Almanların bitaraf bir memlekete siyasi bir tazzik veya askeri bir taarruz yapması ihtimalleri pek kuvvetlidir. Yazan : Geçen haftanın en mühim ha- disesi Alman devlet reişinin Rayş- tağında söylediği nutuk ve bilhassa bu vutukla bir sulh teklifinde bu- lunımuğ olmasıdır. Bu nutuk bütüv memleketler- de başka başka tafsir edilmiş ve herkes kendi rüyet gsviyesinden bu nutuğun tazammun edeceği ma- nayi tahlile hoyulmüştur. Bu arada Almanyanın sulh tek- lifinin nabemevsim olduğu ve gay- rikabil kabul bulunduğu ve har- bin devamdan başka bir çare bu- lunmadığı da bu tefsirler ve tah- liller arasında yer almaktadır. Bize kalırma Almanya tam 26- manında sulh teklifinde bulunmuş- tur. Çünki Almenya istediklerinin harb yolile elde edebileceklerinin azami haddini elde etmiş bulun- maktadır. Bilhassa Sovyet Rusya ile anlaştıktan sonra baltıkda ve aglebi ihtimâl balkanlar da da- ha fazla genişleme ümütleri artık kalmamıştır. Ayni suretle Almanyanın gab- ta da veya şimalde de şimdilik genişlemesine imkân ve ihtimal yoktur. Ne Danimarka, ve Hollan. kendilerile 1897 ve 1898 de ve o zamanın usulünce müşerref ol- muştum. Peyami Safanın yazdığına bakılırsa Bayan Fikret şimdi oğlu- nun yanında Amerikadadır, ve ora- da oldukları için Rumeli Hisarındaki “Aşiyân, ı oFikretin o profesörlük ettiği Robert Kolleje satabilirler. Bunda dahi fevkalâdelik görmiyo- rum. Yalnız bu muhaceretler ve alım satımlarla Tevfik Fikret gibi yüksek ruhlu bir vatan şairinin me- zarında kemikleri bile çürüdükten sonra hâtırasına dokunmağı çok tatsız buluyorum. Ahmed İhsan TOKGÖZ M. Sami Teziş da Almanyanın hududları dahiline konulamaz. Bununla beraber Almanyanın istedikleri henuz bitmemiştir. Almanya öteden beri yaşamak için müstemlekeye ihtiyacı bulun- duğunu ileri sürmekte, ayni za- manda bu günkü ekonomik şart- ların Almanya lehine tadilini iste- mektedir. Almanya eski müstemlekelerini cebren almak imkânlarını kendine bahşedecek bir donanmaya ve bü- tün dünya nizamını yeniden tan- zime kalkışacak cihangir bir kuv- vete de malik olmadığı için, bu arzularını teşkilini arzu ettiği bey- nelmineli bir konfransta müdafa ve temin emelindedir. Bittabi böyle bir koniranş ku- rulduktan sonra Almanlar 80 mil. yonluk Alman kitlesinin yaşaması için müstemlekelere ihtiyaci oldu- gunu ve buralırdan tedarik ede- ceği iptidai maddelerle Alman s8 nayini besliyebileceğini ileri süre- cektir. Ve gene Alman sanayii için. dünya pazarlarında sürüm minta- kalarına lüzum olduğu zikredile- cek ve bunnn için de iktisadi nu- fuz mıutakaları ryrılmasını istiye- cektir, Fakat Almanyanın nelere ihti- yaci olduğunu ve bu ihtiyacin tatmini için nele istiyeceği ve ne- ler verilmek iâzımgeldiğini pek iyi bilen İngiltere ve Frrnsanın ileri süreceği ilk şart Jse, Alman- yanın Çekosluvakya ve Lehistanı tahliye etmesi lâzım geleceği ola- caktır. Bunun gebebide bu millet- lerin Cermen olmadığı ve bu 86- beple Almanların bu milletlerin istiklâlini nez'e hakkı bulunmadı- gıdır. İngilere ve Fransa tarfından bu iki hükümetin topraksız birer devlet halinde kendi toprakların-