No, 3251—566 dan bakhsetmekten seni menedi- yorum...» (Çocuk sert bir tavurie: — Bak yaptığına! dedi ve su- yun içine tükürdü. — Sonra annem işe kaşıştı... «Biz zenginiz dedi, böyle bir de mad almak bizim için utançtır, daha iyisini bulamaz mıyız dankif» Anulatış tarzına göre genç kız, tekrarladığı cümlelerin manâsiyle mutabıkmış gibi görünüyordu... Yü- zü sert ve düşlincelişdi, baba #ının ve anasının kendisine aplat- tıklarını olduğu gibi söylemek ar- zusile bazan hiddetle, bazan kan- dırıcı bir şekilde konuşarak tavır larını değliştirmeğe gayret ediyordu. Delikanlı onu sessizce dinliyor, ve kuvvetli ayaklarının darbeleriyle kumda bir çukur açıyordu. Neşeli neşeli eıvıldıyan bir kuğ sürüsü ırmağın üzerinden geçti; de- ğikanlı gözlerile onları takib etti ve karşı sahildeki ormanın dalla rında kaybolduklar zaman beye cansız bir snrette fakat istihzalı bir şekilde dedi ki: — Benim taliim, tarlalar üze- rinde esen bir ruzgâr gibidir... Ye. kalamek kabil değil. Genç iz içini çekti, erkeğe acıyan ve şefkat duyen bir bakışla baktı, halbuki delikanlı uzaklara bakıyordu. — Mademki baban bir kere böyle söyledi... Öyle olması mu- hakkak... O sözünden hiç bir za- maun caymaz, inadçı bir köylüdtr 9... Bu ihtiyar iblis öyle inadçı- dır ki, tuttuğunu hiç bir zaman bırakmaz... Dediklerim doğru değil mit Sana evet demiyecek değil mif Genç kız başını sallıyarak : — Hayır, demiyecek ! dedi. Göz- ierimin bütün yaşlarını akıtarak ağlasam gene evet demiyecektir. — O halde yapacek bir şey kalmadı. İş işten geçti, Pelaji ! Bir- deşmek bizim için mümkün değil artık... Genç kız yavaşça ve üzüntü ile sordu : — Peki şimdi ne olacak 9 — Ne mi olacak? Fabrikaya amele yazılacağım ve çalışacağım... Kâfi miktarda kazanınca başka tarafa gideceğim!.. Haydi, birbiri- mize elveda diyelim! Genç İz iri gözlerile ve birşey UYANIŞ söylemeden ona baktı, başını göğ- süne doğru iğdi. Delikanlı kolu ile onu sardı, kızın titriyen omuzlarına bakti, sonra hayalini bir ayna gibi aksettiren sakin sulara düşünepli düşünceli bakmağa bakmağa başladı. — Ye... gpk defa ben ne hayel ler kurmuştum! Evlenmiştik ve beraber çalışıyorduk,., Sustu, belki de göğsü üzerinde skuğı genç kızla kendisini eylen» miş ve birlikte çalışıyor tebayyül ediyordu veya hiç bir geyi tehay» yül etmiyordu da ondan... —Veozaman... Ben orakla ekin biçiyorum. Sen onları giineşe serip kurutuyorsun,. veyalınt ben düven dövüyorum, sen savuruyorsun.,. Ah körolası talih) Şeytan görsün yü: zünü! Çocuklarımız.. bize ne lğ- Zımsa her çeyimiz. Bir veya iki ineğimiz.. hem de koyunlarımış olacaktı. Bazan yalnıt bunları dü» günmek bile benl sevindiriyordu... Genç kız, yakınlarından biri öldüğü zaman köylülerin ağlaması gibi gürültülü hıçkırıklarını tuta- madı. Dellkanlı onu daha sıkıca kucaklıyatak ve sükünetle: — Ağlaine, dedi. Ağlamak neye yarar? Hiç bir şeye yaramaz... Hıçkırıklar arasında ona: — Stiopa, cicim... Benim iyi Stiopam ! diye mırıldanıyordu. Ve üzerlerinde, söğüdlerin şa- rarmış yaprakları kederli kederli oynuyorlar, ırmağın üzerinde, ka yan rüzgâr ince buruşuklarla suyu örtüyordu. Delikanlı cesaret verici bir ta» vıria : — Zarar yok, git, dedi. İlkön- celeri muhakkak ki benim için ü- züleceksin,.. Fakat sonra buna alı- şacaksın. Siz kadınlar siz çabuk alışırsınız... Beni uüutacaksın, ve olur biter! Sanki ben hig var ol mamışım gibi... — Süopa! Bunları bana söy- leme... Ben seni.. hiç bir zaman unutmıyacağım ! Ben sensiz ne 9- lacağım ? Kelbim yokmuş gibi ya- gıyacağım. Delikanlı kederli kederli bir tavırla müstehzi müstehzi gülerek; — Bir başkasiyle evleneeksin,.. dedi, Genç kız kederle haykırdı; SON DURAK Kal. mecrasına giriyor vücud, Tanrım kapısını açacak bana. Dünyanda sen mevcud, ben nâmevcad; Gitmeli Tanrının yoklamasına. Cahld Saffet GITMEK — Gavsi Halid #zsuni'a — Cenub kuşlarının getirdiği “gün, Ye yapraklar renk bekliyor mevsimden. Sakadla bir çişak görünmesinden Bir yolun başında unutuldu dün, Zaman; bir kelebek gibi geçmekle, Büzgür masallerm tallılığında, Böylece bir uyku rahatlığında Hayatımız seneleri içmekte, Uzun süren ruyaları terketmek, Beyaz gecelerin yıldızlarına, Ve yıllerdir özlenen bir yarında; öllmek neşeli iklimlere gitmek... Emin ÜLGENER — Allah göstermesin! Ben ev» lenmiyeceğim.., Hiç kimseyi ister miyorum. — Sana emredecekler, sen de evleneceksin, Seni benimle evlen- mekten menettiler, sen boyun iğ- din, senin bir başkasiyle evlenmeni emredecekler, sen gene boyun iğe- gekain. Bu, daima böyledir... Uzun zaman kederli kalmıyacakşın.,, — Niçin gidiyorsun, Stiopa' Hiç olmazsa burada kalaydın, seni uzaktan görür, kalbimi biraz tes kin ederim, Şimdi hayatım ne o. lacak "| Delikanlı kızın şikâyetlerini din- liyorda, sonra yüzü acı bir tebe sümle dolu olarak kıza baktı ve derin derin içini çekti. — Lütfen sayfayı çeviriniz —