yat #ğdebiyat Hüküm. Hi İngiliz edebiyat Pazı kşatmlarımı, le naşredecekiir. Bu sn «Milton» par- iye tarihinden merhale teşkil Wönüllerde yanan tutu- », ufükdeki sisli, yüca pp, Bi idenle asla ka” bu dağa asla tırmana- Yokab.ba ilrisi de olmüss pek eönük ve renkaâiz silğsl düşünceli in- n 1d. İleride biyik Onun larına birak- nın tahsiline i- şairin babası, 4uha Oksfordda m, mezhebine bii 0 r kevi soferlik işi yapmış, im likle, iş mı Bir arada yürütüyor, ae bahsinde temamile K Bereket diyordu; mu- #si onun bugün bile okunan il&hiler beste kada? vamyordı, Derin bir. sapi, we edehiyat aşığı olan büyük Mits'yn karısı yani şairin PDuw MİLTON # SERVETİFÜNUN Hükümdarları: — İnce Şa de çalışan didinen pek muhterem bir varlıkdı. İşte şair Milton Re- naisssnoo'ın kültürü ilk Paritan- lığın manevi kuvvet ve dindarlı- ğını bağdaşdıran böyle bir yuvada yetişdi. Babası Bacon gibi devrin tah- sil, terbiye metodlarını beyenme- diğinden, bizzaö oğlu ile meşgul oldu; tahsil ve terbiytsine bakdı. Onun tabii hislerini teşvik etti, köklendirdi, Ona musıki dersi ver- di. Oğluna yunan ve lâğincenin dar çerçeveli mekanizması ile ku- ru gramerinden ziyade bu edebi. yatlarda gizli olan ruhu, ideallerini gürini aşıladı, Öyle ki, şair Milton daha 12 yaşına henüz basmışken, bir &lim gibi odtşilnmsiye, konuş. mıy& başladı. Esasen Miltonda çocukluğundan beri, şu iki esas müessir bir surette hakimdir: 1 — Güzellik, musıki, san'at, edebiyat, ve her bürlü kültür aşkı, 2 — İnsan hayatında en bü- yük gayenin vazife merbutiyeti, aşkı olduğu. Milton kısa bir zamen için Londradaki St. Paul mektebinde okuduktan sonra Cambridge de Chriats College'ine girdi. Bnrada da tabii temayüllerinin tesirile, tapkı Beacon gibi, Kollej idareşile geçinemedi. Hep muhalefette bu- lundu. Bazı latince şiirlerinden mada, şairin bu devrede yazdığı harikulade güzel On the Morning of Öhrist'a Nativity isimli kasidesi, klasiktere dalmış olmamakla be- raber, yerli edebiyata da bigüne kalmadığı, hatta pek büyük bir sevgi beslediğini gönterir. Milton senelerdenberi Spenser'i kendisine ( üstad ) sayıyordu. Mısralarında Şekapirden iz buluruz. Şairin bu dahiyi ne derece severek mütalega ettiğini görürüz. En son büyük şiirlerinde bile Fleteher'in tesi- rinde kalmışdı. Bununla beraber No. 2286 —551 (1608 — 1674) ir Salih Zeki Aktaya— ! Milton Joba Milton'un biraz evvel bahsettiği- miz kağidesi Elizabeth devri ede- biyatında nev'inin en yüksek ve şaheser nümunelerinden birisi Oo- larak parlamaktadır. Milton Cam- bridge Üniversitesinde okurken, ailesi onun kiliseye yazılmasını arzu ettikleri halde, fikir, akıde serbestisini paha biçilmez bir kıy- met olarak yücelten şair bu istek- lere ayak diredi. Esasen air, bü- tün ötarünce, koyu bir dindar bu- lünmamakia beraber, her türlü mezheb mücadelelerinden, kavga larından uzak kaldı, dini akide bakımından Separatistler, milata- killer, Congregationalistler diye anılan müfret Puritonları tuttu, benimsedi. Fakat ber hangi bir kilise dokterinine veya bir mez- hebine bağlanmaya aslâ yanağ- madı. Milton 1632 de Üniversiteden çıktı ve oldukça uzun süren bir inziva bayatı geçirdi. Babasının -— Devamı 87 inci sayıfada —