25 Mayıs 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

25 Mayıs 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2281—546 UYANIŞ © Jim Dünyamızın Büyük Kaybı: Ahmed Ağaoğlu için! Bu büyük fikir adamımızın ölümünden teessürle bahsediyor- duk. Bir arkadaşım: — Bence, dedi, Ağaoğlunun en yüksek tarafı, normal adam oluşu idi. Yani faziletli... Doatumun bu sözüne hak ver- dim. levhasını asdım. Yani Ankara Milli hükümetile yarım res- mi mahiyette bir, bağlılık kur- mağı ben doğrudan doğruya merhum Ağaoğlu Ahmedin beni hatırlamasına borcluyunu ve onun bu kadirşinaslığını hiç unuta- mam. Sonraları 1923de İzmir zaferi oldu, bizim neşriyat vazi- femiz daha tatlı ve şanlı oldu; ay- ni yılın İlkteşrininde Lozanda konferans toplanması kararlaşdı. Ankara beni lozan konferansı- na Matbuat mümessili olarak çağırdı. Orada bir kere üç ay, sonra tekrar bir daha üç ay bulundum yani Lozanın tekmil imüzakeratında hazır bulundum. Ve hayatımın en tatlı ve kıy» metli aylarını yaşadım. Onun içindir ki artık yaşamıyan ve atamızdan ayrılıp giden Ağaoğlu Ahmedin ne zaman adını ansam bütün bunları düşünür ve ona karşı yüreğimde derin sevgi ve şüktan duyarım. Şimdi bu sev- gi ve şüktanın yanına ebedi ayrılıştan dolayı tabii olan yü- rek acısı dahi yerleşti. Ağaoğlu Ahmedin memlekette irfan ve kültür hayatında ettiği hizmet- ler çok kıymetlidir ve kendisini inkilâb tarihi, irfan ve kültür tarihi daima hürmet ve sevgi ile anacaktır. Ahmed İhsan TOKGÖZ Hakikaten Ağaoğlu Ahmedin her manasile mütekâmil bir şah- siyet olarak bilhassa göze çarpan hususiyetini, çok faziletli bir ruha ve başa malikiyetinde aramalıdır. İlim adamı idi, ilmi ilim olduğu için severdi. İnandığı hakikatleri, yakın dostlarına en sert ihtarlarla telkin etmekten çekinmezdi. An- siklopçdik malümata sahip ve ayni derecede dürüst bir gazeteci idi. Her kalemi eline alışında, mutlaka, - yurd için faydalı gördüğü düşün- celerini en düz ve açık hatlarile belirtmesini bilirdi. Bunun içindir ki, Ağsoğlunun etrafında, biraz çekingenlikle karışık bir dost hal- kası her zaman açılır, açılır, fakat gene kapanırdı. Onu, büyük kafa- sının &ltında yıpranmış vucudile en hazin görüşüm, bundan iki yıl evvel rastlıyor. Büyükadada bir ötelde dinleniyordu. Zekâsı, ayni kuvvetli zekâ, hatırası eyni canlı hatıra idi. Yalnız maddiyeti hasta- lanmıştı. damlalarla yaşıyordu. İşte bu hafta göçüp giden vu- cut, ilk adem işaretini o tarihten vermiş oluyordu. Fakat Ağaoğlu, siperdeki asker gibi sonuna kadar vatan vazifesini ifadan geri dur- madı, Onun vazifesi, etrafında fikirler uyandırmak, münakaşa et- tirmek, münakaşa etmekti. Bazan taşıtığı ve üst üstüne makalelerle derin bilgisinin ışıklarını gazete veya mecmua Suyfalarına serptiği görülüyordu. Her yazısı muhakkak ki alâka uyandırırdı, çünkü ilim, onun fikir adesesinde, gazetecilik kudretinden aldığı bir akisle par- lıyordu. Ağaoğlunun Türkcülüğü... Bu türkcülük, Hüseyin Zade Ali Bey, İsmail Gaspreneki, Yusuf Akçora gibi dıştan içe, Rusyadan Türkiyeye geçen bir türkcülüktü. Senelerin geçişi ile perçinlendi, mahallileşti ve idealini bugünkü Türk inkilâ. Merhum Ağaoğlu Ahmed bının ruhunda bütün tinnetile aks ettirmesini bildi. Ağaoğlu Ahmedin bilgisindeki kuvvet nereden geliyordu * bunu, burada, hatırlatmayi gençlik nâ- mın& faydalı görüyorum. Herşey- den evel, Ağaoğlu, İranaızca, ingi- lizee, rusça gibi büyük garb dille- rini ve üstelik mükemmel surette tarsçayı hakkile bilen bir adamdı. Bu dilleri süs için öğrenmemiğdi. İlmine destek olacak malzemeleri bu dillerden yaptığı devamlı ve esaslı tedkik ve tetebbülerle ka- zandı, Esasen her cihetçe mütekğ- mil ve her clhetçe terkib ve tah- lile muktedir bir fikir adamının başka türlü yetişmesinede imkân varmı idi? Bunun için, Ağaoğlu Ahmedin ölümünde, en ziyade bu nümune Âlimin üfulüne aciyoruz. O, bu sahada genclik için çok canlı bir örnekti. Netekim gelecek nesiller, bu günküler gibi, fikir tarihimizi tedkik ederlerken Ağaoğlu Ahme- di ençok bu cepheden yüksek yöreceklerdir. İşte bu yüce Türk mütefekkirinin hatırası arkasından bu anda düşünçeme hâkim olan bu: dur. Onun sevgisi, menfaatsiz ve kar şılıksız ilim sevgisi, yurd sevgisi, Türklük sevgisidir. Ruhuna tanrı- rıdan gufran dilerim. Halid Fahri Ozansoy

Bu sayıdan diğer sayfalar: