25 Mayıs 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16

25 Mayıs 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AA li şer ve GİRİ ekli No. 2331—546 UYANIŞ iŞ — Nasıl bir kadın bu. Güzel mi? Pahalı mı, yoksa ucuz mu? — Her halde temiz bir kadın. — Rezaletin kaynağı diyebile- ceğimiz bu sokaklarda iyi olan birçok kadınlar tanıyorum. Fakat temizine hiç rastlamadım. Kumral genc söze karıştı; — Sen Groveyi arıyorsun. Şu Fransız karısını canım? İşte Şu evde, dört numarada çalışır. Pencereden uzanan bir serma- ye bu muhavereyi duymuştu. Sesi, kaldırımlarda sızan permanganat; birikintilerine doğru aktı: — Grove?. Grovet.. Güzel ko- nuşan bir delikanlı seni arıyor. Anasından yeni ayrılan bir kuzu kadar sâf bir delikanlı! Dua uy» kusuna mi daldın yenef,. Kıyak bir tev bu! Çabuk in kapıyat.. İhtiyar bu geçenlere, sırtını bir paravana gibi çevirdi. Ve bu &0- kağın bütün ayak esnaflarına has bir nara ile satışına koyuldu. Dört numaralı hanenin kapısı açıldı, kadın iki gene erkekle kür- şılaştı. Daba güzel olanını, kum- ral genci tercih etti: — Beni mi arıyordun güzel çocuk!. Çok mu beklettim senif Gel haydi!. Neye öyle duruyor sun?. Bak sana neler, neler yapa- cağım.. Çıksana haydi!. Adam, pervaz gibi bareketsiz duran Suadi alayla selâmlıyarak sanki bir zafer kahkahası attı. Dört numara kapandı, ikisi içeride Suad dışarıda kaldı. Bu sırada uzaktan gelen dü- dük seslerine ihtiyâr destancının sözleri karışıyordu: - Gene bir sir; kat ve cürüm yapılmış olacak. Benim betbabt dostum. Görüyo- rum ki seni de biç bir varlık tesel- liye gelmiyor. Haydi bu cinayet kokan sokaklardan uzaklaşalım. Sevgiyi başka yerlerde arıyalım. Suad: - Git sen. Beni, ahlâksız- lık tüten bu çamurda bırak. — Kaybolan arzunun tekrar sana döneceğini umma evlâdım, umma.. Hâlâ ne bekliyorsun bu sokaktan? Ne bekliyebilirsin evlâ- dım Senin bulanan kafanı hangi samdet bir saniyede durultabilir?, Haydi yürü artık. — Beşer için saadet var miki baba? — Yok. Fakat bir anlık 8âg-- dette mif. Görüyorsunki o da mevcut değil, İnsan, yaşadığı müddetçe ifrit- lerinin benzeridir. Polis düdükleri çok yakından geliyordu. Sokakta ikinci bir kar- gaşalık oldu, Destancı ortalıktan kayboluverdi. İhtiyarın sözleri, Suadin dü: şüncelerinde daireler çiziyordu: - <İnsan, yaşadığı müddetçe ifritle- rin benzeridir..» Köşede beliren birkaç kişi aralarında Okonuşmakta idiler: - Dört numarada değil mif Resmi kılıklı bir polis cevab verdi: - Evet, İlk suali soran sivil zat yanın- dakine iğildi:- Siz, sirkati yapan kadını tanır mısınız? — Derhal.. Kendine benzer bin ahlâksız içinde onu bir bakışta se- çebilirim, Bu konuşma, Suadi hoyrat dü- şüncelerinden sıyırdı; üç zabıta memuru arasında dostu Memduhu tanımıştı. Gözlerini, dişi bir kurt vahşiyetile Memduhun gözlerine perçinledi; kin ve dehşetle homur- dandı * insan, yaşadığı müddetçe ifritlerin benzeridir! Polis Memduha midir bu adam? — Bazı insanlar öyle görünür- ler. Polis Sunade döndü, yükgek ses- le bağırdı. - Doğru! Gecenin sağır- lığını kazanarak buralarda dolaş man, senin kendi ifritliğini göste rir. Defol gece yarısından sonra buradan!.., Suadin gözlerinin akında ıslak bir parıltı vardı. Dudaklarını si- nirle gerdi: * Cürüm, cezasız kal maz iğildi: - Deli güldü: - Evet, cürüm cezasız kal- maz dostum... Büyük asma saatinin rakkası; zamanı, ölçülü vuruşlarla tokatlı- yordu, Komiser, yarı aydınlık karakol odasında sıkıntı ve sinirli bir iki dolaştıktan sonra bir sigara yaktı; sonra seyrek dişleri atatından bir tükürük sıçratarak ayağile yaladı. Önündeki siyah pelerinli kadı- nı görmüyor gibi idi. Kadın, '6a- mamen güzelliğini Memduh, dişlerini göstererek #&ybetmiyen” ' esHlerile pelerininin uçlarını tutmuş sessizce duruyordu. Komiser, kadının yanakların- dan iki damlanın sızdığını görün- ce birdenbire patladı: - Yeter! Ağ: lamak kâfi. Her türlü ayıblara tenezzül eden size ağlamak da y&- kışmıyor. Meslekleri çirkin, ömür- leri âdi olan cinsiyetinizin yer yü zünde nefes almaları bile çoktur. Doğruyu söyle bant, bu ağır cür- mü niçin yaptın; açlık değildi, sy“ suzluk değildi. Sen bu biruslığı bir ihtiyaç için yapmadın. Öfleya, mabetten aşırdığın Meryemin res- mini açığa vurarak satamazdın. Satın slacak herkesin bu tabloyu tanıyacağına da eminsin... Kadın, yavaşça gözlerini #ildi:- Masüm olarak işlenen günahların ıstırabını biliyor musunusi Kii sesizliğin toprak üzerinde çekilen dehşetini tanıyor musunuz? Giz, şefkate olan açlığın ne olduğunu duyuyor musunuz? Ben kalibi mer- hametle dölu bir neyim. Beni, benim gibi çalışan kadınlarla bir tutmayınız. Yalvarırım size, onlar: dan beni mânen ayirın.. — Biz kendisini müotim olarak, tanıtmayanları severiz. Zira böylü .ce onları tanımayıs. Bana bu işi niçin ve bangi maksatla yaptığını söyle. , — Meryem sirkatini Br aç değildim, pâraaiz değildim. Yal. nızlık azabından kattulmek içini Yalnız bu arzu ile otu #ibedin duvarlarından odama — Bu sebeble işlediğiğ cürmün makul olduğunu mu gütteriyor- sun? Ve seni bu ifade ile serbesb bırakacağımız kahaaöinde mizin? © — Fakat beyefendi.. Kaybolan bir çocuğun günesi, bu işi vu dv kuz senedir çekilen bir ışfarab için yaptı. Yalnız evlât işik çekilen so. Ve bu sel ile yapıltn bırsiz- hk. Vallehi böyle... Biliyor müiri- nuz? Ben evli bir kağısdım. Ko- cam bir Türktü. Fekât güdün bi- rinde başka bir kadınla kuçlu; Kucağımda bir çocukla kalmıştım. Geginecek hiç bir şeyim yokta, İstanbulda kimeesigdim. Akrilyan, yok, tanıdığım yok. Siş benin. yaşımda bir kadın olapik yu. halde kalsaydınıs ne yapardınıs” Tabii tuttuğum yeln.. , Füğle shiğ ben, ben kendimde evvef gelddi — Devamı var » : #e'i

Bu sayıdan diğer sayfalar: