SERNETİFÜNUN dolması No. 7297—544 Balıkcısı bir vazifem yoktur. Erkekler, yüzüme Bakıp, yatknnup dur. mak içlir birbirlerini itib ka. karlar. Onlara eziyet etmek kabiliyeğhe malik olduğu. ww göşmek, ilk önceleri çok Hoşuma giderdi. Göğsüm gu- kabarırdı. Paket küçük gadığtlanmaktan hoş- Ü £ gibi, büyüklerin de en işkenös çekmekten şevk, alğıklarını görünce, onla- ri oğlendişmek jçih kendimi sahıete dokmakfan vaz geçtim. bundan dolayı erkek- İeriş herdber olarak geçirdi ink wblar, hayatimin en boş <5 gan dikıcı anlarıdır. Ben böyle mi idim? Hayır! İnmirden gelip Hiseyi İstanbul- da bitlşeiştim O sıralarda bir Gediği bir çay siyafe- kılarım (o setmualarda , giysben hürmet et- igin iş; uğağun raât geldim, Ogün güzelliğim #zerim- MN sürdü (tuhaf gör. gepyin İ İğt güsel bir insana bile güzel olmadığı günleri vardır. Bazen de güzelliğin nur gibi insan yüzünü Ealele- diği anler olur. İşte o güzelli- Bi sabuilş, pudra ile, dudak boyasile, kılık kıyafet, ve saç tuvaletila davet edip getirece- inizi şaşmayınız. Güzellik ogün gefipemişse, yoktur ves- selâm. Fakat gelirse, aynada kendi yüzünüze bakmak sizin için bir andet olur. Ve asıl » a zaman yaşamiğk, bakika- Mn yaşsıliağı değör “ Ha! Ne diyorum? İşte, o yaşı yazan adama rast geldim. , Kendisi evli idi. Birazda et, Yağ ve göbek peydalamıştı. Amia ne ise! Gözü bana ilk deşdiği saniyedenberi, bakışını benden ayıramamıştı, Onunla biran bahçede (yalnız kaldım. Bana «hayatta en hakiki şey sevgidir? dedi. Ve bir çiçek kopardı. «Akıl, mantık, men- «İaat, ve terifi aşar. Halbuki «bu sıralarda © kadar unutulu. *ydr, ve o kadar duyulmuyor «ki,..> diye ilâve etti. Başını salladı ve, sevgi hiç bir za- «map hüngâmımızda olduğu «kadar, dar ve muayyen mec- talardan akmış değildir. Sev- *gimin bu kadar istihfaf edil- «diği, tahdit edildiği hiç vaki «değildir. Onun yokluğunun <gönülde bıraktığı boşluğu, al- stım ve servet avcılığının ver- «diği heyecanla odoldurmeğa <çalışırız.» dedi, Ben onun yü- züne gönlümün esrarengiz de- rinliklerinden baktım. O adam ilk kKürmet -etfiğim adamdı. Avanağı dahi satmıştım. Biliyordum. Beni ilk gör- düğü gündenberi, güneşde kö- pek isıta ısıta büyüyen koca bir balkabağı gibi, gönlünde bana karşı bir sevgi oluşuyordu. A- ran, iki ay mı ne geçti. Öna gene bir yerde rastladım. Ba- na benim için yazmış olduğu bir şiiri okudu. Sesinde bir iç- den gelirlik, bir gönülden ko- parlık vardı. Samimiyeti cız diye bana dokundu. Gözlerinin içine baktım. Ve o anda karı- 8ını unutmuş olduğunu gördüm; O anda, mukadderat onu, ken-