262 SERVETİFÜNUN ——————— — Kısa Tiyatro Bilgileri Sahne oyunları mizansen Çeviren: Nurullah Kâzım Tilgen Sahne oyunları ve mizansen bir tiyatro re- jisörünün fena ve yavan yazılmış bir piyese karşı en kuvvetli silâhıdır. Edebi kiymeti ol- masına rağmen Sahneye tatbiki müşkül olan bir piyesi rejisör evirip çevirip bir çok sahne oyunları ve mizansenlerle süsleyerek oynana- cak bir hale koyar. Sahne oyunları ve mizan- sen zannedildiği kadar kolay bir şey değildir. Zira burada rejisörün güzel buluşlarile piyesin yavan yerlerine koyduğu mizansen ve sahne oyunları piyesi o kadar değiştirir ki, muharrir bile temsilde kendi piyesini tanımakta çok ke- reler müşkülât çeker. Saline oyunları ve mizansenlerden bilhassa tdbiat hadiseleri en ön safta gelir. Bunlar; Ay, bulut, rüzgâr, volkan, yıldız, güneş, kar, alâ. imisema, yağmur, sis, deniz dalgası, lâv, fır- tına, buz, fecri şimali, feveran, inhidam, şellâle, şimşek, nehir gibi şeyler olabilir. Bunlardan başka yangın, harb, alev orman vesairelerde bu meyanda zikredilebilir, Bütün bu hâdiseler muhtelif zamanlarda muhtelif şe- killerde sahneye tatbik olunmuştur. Bunlar, Barok sahnesi devrinde en fazla resim sonra teknik yollarile tatbik edilmesine mukabil ziya- dan hiç istifade edilememiştir. Bundan sonra modern sahne devrine kadar kısmen ziyadan, bir parça da resimden istifade edilmiş, buna mukabil en fazla teknik ile tatbi- kine çalışılmıştır. Modern sahnede iş tamamen değişiyor; burada resim üçüncü plânda kalmak- ta, kısmen teknikten ve et fazla ziya kuvvetle- rinden istifa edilmektedir. Bu balde asrımızda sahne oyunları ve mizansenleri daha fazla ziya kuvvetleri ve teknik ile sahneye tatbik olun- maktadır. Onsekizinci asır ortalarına kadar mizansen henüz sahneye girmemişti. Bu asırdan evvel Fon önünde yapılan piyeslerin artık mücessem dekorlar ve mobilyalar içinde oynandığını gö- rüyoruz, Bir asır evvel sabnenin gerisine ası- lan bir oda Fonun yetine mücessem dekorlar, hakiki pencereler ve kapılar hatta mobilyalar kaim oldu. Ondokuzuncu asrın ihtişamı ve deb- debesi sahneye de girdi. Bilhassa sahnenin de- koru ve mobilyası da insanları gibi ihtişam So, 2190—310 t İçime Akan Yaşlar Oyun var oyun!.. Elinizden gelirse eğer sizde kâğıtlara birer işaret koyun.. başlamadan önce bu oyun, dedi ki, oyun başı. Aramızda yok büyük, küçük, Ne de sorulur kimsenin yaşı... Dağıtıyorum kâğıtları dikkat edin bizimkiler. Gelirse elinize kuvvetli bir şeyler, çarpılıp başı Oymatın kaşı. Geldi ele kuvvetliler.. Gitti elden kuvvetliler. Geldi gitti, geldi, gitti geçti zaman. Saatte yüz belki beşyüz, çarpıldı başlar oynadı kaşlar.. Yakıyor beynimi Boş geçen zamanlara bakarak içime akan yaşlar ? M. Dizman ve debdebeye boğuldu. Her şeyde olduğu gibi perde açılınca muhteşem bir dekor gören seyir- cinin hayreti karşısında dekoratör âdefa gurur duyardı. Asrımızda ise yukarıda söylediğimiz gibi bütün bunlar kismen mücessem olmakla beraber, teknik ve ziya kuvvetlerile tatbik olun- maktadır. Bilhassa basit bir dekor üzerine vu- rulan birkaç manâlı çizgi ve zıya dekorun vermek istediği manâyı seyirciye tattırmalıdır.