21 Temmuz 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5

21 Temmuz 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2187—502 BAHÇIVAN TERCÜMESİ MÜNASEBETİYLE Serin Bir Su Başı Yasan: Mng ği Lâ muay» iştiyakıvı tepensijn, Uyanış karilerinin pek iyi bildikleri gibi, Hin edebiyatının en yüksek simslarından, mübeşşirlerin- Rabindranath oTagore'ın, Bahçıvan işimli egerigi Türkçeye çevirmiş bulunuyorum. Eserin muveffak olup olmadığını takdir etmek bana düşmez, Anca, dostluğile övündüğüm, içli şair, mükemmel inesi Halid Fahri üstadım, Türk mizahının en ince us» larından (Toplu iğne) Nureddin Artem kardeşimin beni teşvik eden gözlerinde şunu anlıyorum ki; Tg- gore dair yaptığım bu deneme, bana gene ayni şe- irin diğer eserleri #zerinde de çalışabilmek neş'e ve kudretini verecek kadar ümidlidir. İnsanın kendisinden bahsetmesi, ihtimal ki büyük bir kusur, büyük bir ayıb. Fakat, riyaya kaçmıyan bir tevazula hakikati söylemek, kendi nakiseleriui görebilmek, ve nihayet hatasız, kusursuz olduğunu bile bile, iyiye, milH kemale doğru koşmak, bu işti. yak akışını da duytyak hiç gliphe yok ki büyük bir fazilet, ideal bir haslettir. "a Bu yazımda, karilerimin sabrını harcıyarak, sui” istlmal ederek, kendimden konuşmamın, haydi daha ileriye gideyim, bir bilgin edasile ahlâki konfersne- lar vermeğe yeltenmemin bir sebebi var. Bana şöy- le diyorlar: — 20 inei asırda bulumuyenur. Yani sakine, elek- trik devrinde bulunuyoruz. Her şeyde cehennemi sür'at arzusu, emeli hakim.. Dedelerimizin 80 günde yaptıkları devri âlemi, bugün insan oğlu 3 buçuk günde başarıyor. Kamçankada kopan bir fırtına, radyomuzun bir düğmesini çevirmekle kulaklarımız- da. İnsan denilen doymaz mahlük, deniz üstünde her yeniyi aramakla iktifa etıniyor, Okyanusların dibine iniyor. Demek ki, dinamik (ne kadar da çok severler bu kelimeyi...) bir asırda yaşıyoruz. Saneyitmiz, fennimiz ayni tempoya ayak uydur- dukları gibi, edebiyatımız da bu armoniden elbette ki ayrılamaz. Artık dünün meriz hislerini romanlarıng. mevzu, sazlarına nağme yapan sanatkârlara taham- mül edemeyiz. Bizde bütün ve özlü realiteyi, demir gibi, çelik gibi realiteyi söyliyen, şiirlendiren, beste- liyen varlıkları alkışlamakla vazifemizi yapıyoruz. Bu ölçüde olmiyanları da kulaklarından yekalıya» rak, en ufak bir babeti bile duymadan unutulma gayyalarına fırlatıyoruz. Böyle olduğu halde, karşı- mıza çıkıyor, emeğinizi boşuna harcıyarak, yıllarca evvel söylenmiş, okunmuş bayat nağmeleri, soluk, renksiz, cansız ve daha ziyade petrol lâmbasının, , kumun birer şahsi nümunesi, UYANIŞ, W Pe yp Gi, bü "y .Aleyhimüe de çişi Hat pmkarniğr $ih! bir insanlık gısrı SAY Miijerini olduğu gibi söşleyiii eğârken Tagore'ın B: kısaça anlatayım : Ben, mutlek (güzel) e inanırım, Ve (ÜN İs hiye b a için ayni kaliteyi muhafağı ettiği a rim, İnsanihtıp kürlü türlü so: 4 isle değiştiregeldikleri ei BOZEM satinde ve gene benin inanışımga, O kına inhisar eder, Yoken hafif ve öz güşelii zaman için vardır. Ebedidir. Bu mefhgm, İ ödebiyat sahasında daha ongla, bir kuveğ yaşamalıdır. (Elâsik) diye sıraladığımız ölüğe derli; E Âğin de devir ne deyri olutya olanı; bit gibi a okuuar ve idepi bir kübüplüşnen e ın eserleri de bu aranan, ökünatiği Jerdendir. İçli, mistik, güzele şık, bütün öm odu arıyan bir şairin, bir şark Hlozofulğü “© tabassüslerini Kelimeleştiren bu edenleri #t buçuk kelime erme kocayaâı biz m ibadet ki, bütün kudslliği Li irile okuyanı arasında kurulan anlayış, desinde tecelli eder. 5 LA Onların dediği gibi dinanıik bit asırda butağiğiği; Makine kuşlar, kazaları birer tülbend gibi dünyanın bir ucundan öbür ucuna gitsinler; grade sırada da ruhumuzu manevi yorgunluğnmüzt dinlendirecek, makine gürültüsünden uzak, sutiğ uğak serin bir #m başımızda bulunmalı. Tef gore'ın Bahçizanım, işbp bu düyüneslerin. © etmeğe çalıştarn. "Düşüncelerimde belki yanıliyaranim. * mümkündür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: