21 Temmuz 1938 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

21 Temmuz 1938 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 ik Miili. eğ oapep 7 g& F T A * HE yök tamamladı hiselerde edebiyat U: Etken zan oluyor, yalnız muallim ve kalmddığıma, üstelik eşair» sıfatını da ismime gi, geliyorum. Neden mi? e göm aki devir im, sesim denince tabelâ boya- saçak ve şir denince de eski £ giğsiri meyhane köşesinde $ X A hatırlatayım : halkın sanatkâm serseriden gezcte sütunlarında Biyik bir inkilâb ga son halin zarfıtıde ete düşmüştür. İşte aŞair peşini” taşıyan İskramnı aynen e bir babere göre İstanbul üniver- ist mi bu sene biç mezun İlğer bu hal, bir müddet daha Ke wğiavdi olursa, acaba, yakınlar- £, bir şair ve edib buhranı baş inibetmere, yazılan şiirlerin, ekunan t Büyük bir İnarında diploma izi gör- sök için merak etmiye lüzum ol- geek! Edetiiyet Fakültesi bu sene mezun ver- iyi durup dururken şeitlere ve ediblere çatma- ör. anlıyamadım. Velev nükte ve zerafet tas- sile de ola, şair ve ediblerin edebiyat ielerinden çıkacağını vehmeden bu muharririn Tile eved sanatkâr anlayışına şaşmalı. Sanat- SERVETİFÜNUN li âyeti vardı. Musikişinas No. 2187—502 2 Il SS | a#rteri hor görenler! Yazan: Halid Fahri Ozansoy kâr şübhesiz ki münevver adam * olmalıdır, fakat hiç bir zaman sanatkâr, elinde üniversite (diplomasile bu sanatı elde edemez. Onun yaradılışında ve aldığı ter- biyede bir hususiyet vardır. Tabiatı, cemiyeti bizim basit gözlerimizle gören insan değildir o... Sanatının milverini de kendi çizer, üslübunu da kendi yaratır. O halde sanatkâr sıfatile şairlerin ve ediblerin de edebiyat fakültesi diplomasile alâkaları yoktur. Medeni dünyanın her yerinde en büyük üniversitelerde en bü- yük edebiyat profesörleri ekseriyetle ne şiir yazmışlar- dır, n&de roman veya tiyatro! Edebiyat tarihcisi gibi edebiyat münekkidinin de rolleri ayrıldığı bir asırda edebiyat sanatkârlarını, yani şairleri, romancıları, hikâ- yecileri ve tiyatro müelliflerin: eskiden de * olduğu gibi büsbütün başka şartlar, başka muhitler ve yaşayışlar . yetiştirir? Burada, bir sanatkâr için en büyük üstad, bilhasea kendi istidadıdır. Bu böyle olduğu halde, dünkü veya bugünkü şait ve ediblerimizi diplomasızlıkla itham eden ve diplomasızlığı anlar için yüz karası gibi gösteren bu sütun muhami- rinin yazına ne isim vermeli? Sanatkâr olamayışın verdiği gizli bir ıztrab mı? Bir yokluğun varlıklara hücumu mu? Düpedüz ve en basit, en yerinde kelime- siyle bir kıskançlık mı? Fakat bu hislerin hangisi de enik olsa, insan, o sütun muharriri için bir günah ve hattâ günahtan bü- yük bir ayıb teşkil eden o satırları derin bir teessüfle okuyor. : Sanata ve sanatkârlara hürmet etmeyi öğrenelim | Bir düzeltme : Geçen haftaki yazımın biringi sütununda da tan 13 üncü satırında «Burgar» kelimesi yanlışlıkla «boğaz», İnci satırmda sesrerlı> kelimesi «esrarı? şeklinde çıkısıştır. Bun- dav başka birkaç heta duha gözüme ilişti. Fakat doğruları ko- Jaylıkla anlaşılabileceği için düzeltmeğe lüzum görmüyorum. H.F.0. Mavi ve Siyah Hilmi kütüphanesi son senenin neşriyatı arasında birçok ecnebi şah eserlerile beraber «Mavi ve Siyah» ıda müellifi tarafından sadeleştirilmiş bir şekilde yeniden neşretmiştir. Edebiyat tarihimizde büyük bir yeri olan buromanın yeni tab'mı bütün okurlarımıza tavsiye ederiz. Bu yeni tab'a Halid Ziyanın hayatı ve eserleri hakkında İbrahim Hilminin değerli kalemile bir biyoğrafi ilâve edilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: