No, 2187—502 UYANIŞ Şerefin ismi Beşiktaş Sfadından Silindi Spor tarihimizde bir ayıb olarak kaydedilecek bu hâ- dise karşısında eski sporcu İbrahim Hoyi şöyle diyor: Beşiktaş klübümü bugünkü şeref- di mevkiine getiren Şerefın isminin stad kapısından kaldırılması, matbu- atla haklı bir teessür uyandırdı. Bu gibi meseleler üzerinde dikkatle du- ran “Sonposta, gazeleri spor ta- rihimizde bir ayıb olarak kalacak bu hâdisede de, münevver muhitin ieessürüne teroüman oldu, Neşriyat yapn. Bu hususta, eski sporcuları- mızdan ve Uyanışın değerli yazı ar- kadaşı İbrahim Hoyinin, Sonpostada neşredilen çok doğru bir yazısım naklediyeruz : Türkün en büyük şiarı ka- dir bilmektir. Ve bu şiar, bü- tün dünyaca maruftur. Böyle olduğu halde, son günlerde ga- rib bir hâdise ile karşılaşmış bulunuyoruz. Öyle bir hâdise ki, ezeli ve ebedi hasletimiz o- lan <kadir bilir» likle taban ta- bana zıddır. Daha açık konuşalım : Tür- kiyenin belli başlı klüblerin- den ve disiplinli çalışmaları ile sevdiğimiz spor yurdların- dan Beşiktaş klübünün yeni he- yeti idaresi, spor tarihimizde eşine rastlanmıyan, bir karar vermiş bulunuyor. Bir karar ki, ebediyen Beşiktaş klübünün Beşiktaşın hâlis evlâdları bu karardan ziyadesile müte- essirdirler. Yıllardır müesse- senin başkanlığını yapmış olan Abdülkadir bile klübünden ay- rılmak mecburiyetinde kal- mıştır. Konuştuğum Beşiktaş- Ular, izzeti nefislerine, haysi- yetlerine en ağır darbeyi ye- miş, cemiyet huzurunda en büyük kabahati işlemiş suç- lular gibi başları önde, kısık sesleri ile: —Hayır, biz böyle bir güna- hı işliyemeyiz, bunu yapanlar bizden değildirler!.. diye çır- pınıyorlar. sicilinde, kapkara bir leke gibi duracak. Bu karar nedir?.. Yüreği- miz sızlıya sızlıya hemen ha- ber verelim ki, bu karar, klü- bü uğruna canını İeda eden, (Beşiktaş) ın siyah - beyaz ren- gini bütün Türkiyeye tanıtan ve bu uğurda klübüne bir de kendi ismile yâdolunur stad temin eden hakiki ve temiz sporcu Şerefin ismini bu stad- dan silmek İecaatidir.. Havsalam almıyor, mantı- *“ Şimdiye kadar açılan resim sergilerinde yarım bir yüz, yanında bir müselles veyahut bir kavun dilimi, içinde ıwkambil kâğıdının ispati beyi, aralarında profil bir insân yüzü... Buna benzer resim- ler gördük; bunlar mebzulen satı- lıyor da! Neden ? Çünkü: Sahibi Avrupayı şöyle bir dolaşmış, ve sonra eserlerini anlamıyoruz ki! İçimizden (belki iyi bir şeydir) diyoruz. Bunu dışarı yvursak güle- cekler iyisi mi satın alalım, Diğer taraftan emekle, tahsille yetişmiş gençlerine serleri öylece duruyor. Bitaraf olan bir jürinin bu eserle- ri satın almak şöyle dursun, üste- lik taltif edeceği muhakkak iken onlara geri iade ediliyor. Bu bal gençlik arasında bir aksülamel uyandırıyor. Memlekete gşanatkâr lâzımdır, eser lâzımdır; bir günde solacak gül değil! Böylelikle öz inkişaf edecek... Riyakârlık yurdumuzda asla sürekli tutunamaz. Kulaklarımda meşhur atalar sözü çınlıyor : (Yalancının mumu yatsıya ka- dar yanar). san'at Nihad Pınarlı 137 İbrahim Hoyi Bım kabul etmiyor. Beşiktaş idare heyetini teşkil eden genç- ler, hangi zihniyetin tesiri al- tında ve nasıl olur da vicdan- ları sızlamadan en küçük bir azab bile duymadan, kılları bile kıpırdamadan * Şeref stadı olma- sın» diye rey verebilirler ?. (Şeref stadı) babalarının hâs mülkü, oraya şerefli ismi ko- nan, (Şeref) ecir uşakları mıdır ki, parmaklarının ucu ile o levhayı yerinden kaldırmak ce- saretini gösteriyor ve acı bir kadir bilmemezlik, saygı duy. mamazlık ile böyle bir işe gi- rişiyorlar? Hakikat meydandadır: Be- şiktaş idare heyeti, yanlış bir zihniyetin tesirile, yanlış bir yola sapmış bulunuyor. En bü- yük meziyet, hatayı anlamak ve kabul etmektir.. Onun için, bu kararı verenler, yaptıkları hatayı bir an evvel kabul edip temizliyecek olurlarsa, merdlik gene onlarda kalacaktır. — Anlamadım. Fakat hata- mi da düzelttim.. demek, kü- çüklük değil, bilâkis nefis fe- ragatinin, asaletin en büyüğü» dür. Baylar, Şeref stadı, hep o şerefli ismile kalmalıdır. Başka türlü olmasına imkân yoktur. “m el;