Yağan yeniek solonu gibi yemeli masasına ilk ede ve İasım akrabadan diri “yerlerle şimdiye ka- Evimizin sofrası büyük Kapi yuvarlak bir i ibaret idi. » ofya büyük bir örtü bir Kaşıkları, havloları hazırlanmış İeğen ibriğin bukimurdu. Biraz sonra Ariş yemekler gelirdi. En azı beş len bir tönesi ortadaki nahalinin - pamen babam duasını ederdi. Elini sbsdı, ve biz, yaş asi omü takib yüp babama şöyle dedim: in, #xe seli niçir resimli kitaplar ii; gekiy; başladı, babama şöyle iç İli: mektepte de söylerdim de, SERVETİFÜNUN No. 2184—499 sen istemezdin, ama senin oğlan hakkından gelecek! Vakıa babam sofu idi, beş vakıt namaz kılardı, takat hem sofu değildi. Süleyman Södi elendiyi ala- frapga olduğu halde çok severdi, ölünceye kadar can- ciğer geçindilerdi; şurasım itiraf etmeliyim ki babamm tâbi olduğu eski an'aneleri değiştirmesine, hele benim tahsilime dikkat edip mutlaka fransızca öğrendiğimi is- temesine Süleyman Südi Ef. merhumun çok tesiri ol- müuştur. Masanın başındaki resimli kitaptan ayrılıp yat- mağa gideceğimiz zaman Süleyman Südi Ef. merhum bana şu vâdi etti: — Oğlum, besim kitaplarım burada değil, İstan- buldaki evimdedir. İnşallah İslanbulda buluşuruz, sana birçok kitap hediye ederim, sen de o zamana kadar okumayı iyi belle, hele İransıscayı öğren! : Bu hikâye eylediğim vak'adan dört sene sonra biz Şamdan Ankaraya gitmiştik. Babam Ankaraya defter- dar olmuştu (1881). Oradan İstanbulda şurayi maliye azâlığına tahvil etmişti ve Süleyman Südi Ef,ile mec- lis arkadaşı olmuştu. İstanbula gelip merhumun Eren. köyündeki köşküne gittiğimiz zaman )') beni görünce derhal imtihana çekti; ben yamda askeri rüşdiyesinden | şehadetname almış, İransızcayı epi öğrenmiştim. Vaktın telgraf nazır olduğu halde hürriyetperverane fikirler sarfeylediği için Abdülhamidin Apkaraya nefeylediği telgraf nazırı Agâh Efendi merhumdan Ankarada hır- susi ders alarak fransızcamı ilerletmiştim. Süleyman Südi Efendi çok memnun oldu ve benim ösüme elli cilt. ten ziyade kitap yığdı ve: — Bunlar. senin | sözünü ilâve eyledi. Kitapların e, «<Beschrelle» in çok büyük iki cikli İğgati, (Bowillet) min fen ve tarih, İğgat kitapları, klâsik eserler vardı. Bunlar hâli mat- baamda kütüphanenin bir köşesini tezyin eder ve bana Süleyman Südi Efendiyi ve hayatıma olan tesirini unutturmaz. Sonra bana sordu: — Büyürsen ne olmak istiyorsun bakayım? — Böyle kitaplar yapacak bir adam! — Sade yazmak lâzım değil, onları basmak lâzım matbaacılık da yapmalısın. N Ben kuvvetli bir: «yapanm!> dedim. Ebüssüut caddesinde ilk kurduğum ufacık matbaayı ziyaret edenlerin birincisi Süleyman Südi Ef, merhum olmuştu. -fiJ Süleyman Sidi Ef. o zamantu çok nadir olan terakki perverlerinden idi, Fransızca bilirdi. İktisadi ilimletini okumuş ve «İktisadi» kelimesini ;kullatımış ve Bb sene evvel «Defteri Mukteşlde isimli bir eser : İsi Vapurda Türkler yemeksiz bilet almağa mesbur killer. 15) Süleyman Südi Efeeiiniz yaptırdığı pale darzında köşk a Giden paşaya geçmişti, şimdi mekteptir. Merhumun şale köşkü bile şekliyle mutaassıpları kızdırmışti.