No. 2076—391 UYANIŞ 19. İtalyan Klâsiklerinden Tercümeler : PETRARKANIN VATANPERVERLİĞİ İtatyaya Mültehit Prenslerin Davet Etmiş Oldukları Lui Dö Bavyer - Louis De Baviöre - in Gelmesi Üzerine KANZONE İtalya'm, vakıa senin güzel vücudün üstünde sayı- snı bu kadar çok gördüğüm öldürücü yaralarına karşı . sözlerin tesiri yoksa da, hiç olmazsa iççekişlerim, bu anda, mahzun ve düşünceli, kenarında oturduğum Ti. ber, Arno ve Po'nun umdukları gibi olsun isterim. Ey Sema Hâkimi, senden şunu dilerim ki seni arza getirmiş olan merhamet, yolunu vahşi hayvanlarla, sâkin sürüler ayni avluda barınıyorlar, o derecede ki bunların en iyisi mütemadiyen inliyor; ve, daha fazla ızdırap vermek için, bu felâket bize kanunsuz millet ırkından geliyor : mukadder olduğu üzere, Marius (2) bu ırkın böğrünü deşti, hem öyle deşti ki, bu kahramanın, susuzluk ve yorgunluktan bitap dü- şerek, nehirden ne kadar su iç- ai benim güzel ve sevgili memle- ketime de çevirsin. Bak, ey Rahim Allah, zalimane bir harp ne hafif sebeplerden çıkıyor. Ey babamız olan Hâkim! haş- metli ve insafsız Mars'ın (1) katılaştırdığı ve kapattığı kalp- leri tekrar aç, bu kalpleri yu- muşat ve sulha kavuştur; o 8su- retle hareket et ki - ben kim olursam olayım - senin hakikatin benim ağzımdan onlara hitapta bulunsun ve onların kalbine te. “sir etsin. takınan Francesco rekkeptir : Ey tali sayesinde ellerine en güzel mıntakaların dizginle- Petrarka'nın Kısa Bir Tercümaihâli 1304-1314 Sonradan Petrarca - Petrarka - mablesini Petracca * Françesko Pet- rakka - Toskana'da Arerzo'da doğmuş, genç- liğini Fransa'nın conubunda, Kerpeniras'ta, Monpelye'de ve bilhassa o zamanlar Papaların makarrı olan Avinyon'da geçirmiş 338 doğru Voklüz'e çekilip 1353 te terketti. Milâ- no'da, Venedik'te, Paduva'da ikamet ettikten sönra Venerya'nın bir köyü olau Arkun'da yerleşti ve orada öldü. Eserleri şunlardan mü- «İ» lâtince Afrika manzumesi - Sipio Afrikanus hakkında -; «Z» lâtince ya" zılmış müteaddit mektuplar; «3» Kanzonlere - Canzoniere » namı altında toplanmış lâtince şiirler, Rime'ler ile Trionfi'ler. - Ecnebi Ede- biyatları tarihine müracaat edilmesi tiyse o kadar da kan içtiği gün- denberi eserinin hatırası zayıf- lamatnıştır. Bizim kılıcımızı saplıyarak, bütün ovalar uzunluğunca ça- yıları onların damarlarının kanı ile kızartan Çezar'dan bahset- miyorum . Şimdi, yıldızların kimbilir hangi hainliği yüzünden semalar bize garaz besliyor, bu da sizin sayenizdedir. Sizin eli- nize işte bu derece büyük bir vazife verilmiştir : ikiye ayrılan arzularınız, dünyanın en büyük mıntakasını harap etmektedir. $ o Hangicinayet, hangi muhakeme, ii rini geçirmiş olan ve o minta- kalar için biçbir merhamet hissile müteessir görünmiyen sizler, cevap verin, burada bunca yabancı kılıçların ne işi var? Niçin yeşil toprak barbarların kanile boyanmış? Size beyhude bir hata gurur veriyor: siz ki satılık kalpte muhabbet yahut sadakat arıyorsunuz, pek az şey görüyor ve çok gördüğünüzü saniyorsunuz. En çok kimin silâhlı adamı varsa, en fazla etrafını düşmanları çeviren odur. Ah, bizim sâkin kırlarımızı böyle sulara boğmak için bu tufan hangi yabancı çöllerde toplanmıştır! Eğer kendi ellerimizle buna bir çare bulmazsak, bizi bundan kim kurtaracaktır? Tabiat, bizimle Cermenler arasma Alpların hisarını kurduğu zaman, bizim selâmetimize çok iyi hizmet et- mişti; fakat insanın daima kendi saadetine karşıkoyduğu kör arzu, ozamandanberi öyle uğraştı ki sapasağlam teşekkül etmiş olan bu vücudü cüzama uğrattı. Şimdi (1) Herp ilâhi. yahut hangi kaza ve kaderdir ki sizi böyle komşunuzu sefaleti içinde ezmiye sevkediyor (2) Meşhur Roma ei, Tarihte Sille (Sylla) ile araların- daki rekabet ve mücadelelerle maruftur, Romalılar bir eralık Mitridat'a (Mithridate) karşı barp için kumandanlığı ona vermek istemişlerse de Silla, Roma üzerine yürümüş ve Marius'u kov- muştur «Milâttan evvel 86*. Bu tarihten itibaren Marius'un ha- şından destan gibi bin türlü felâketler geçmiştir. Bilbassa onu bir bataklık içinde yakalamışlar, idama mabküm öderek karanlık bir zindana atmışlardır. Zindanda Marius'un karşısına, elinde yalın kılıçla idam hükmünü infaza gelen ve aslı esir olan bir cellad çıkmıştır. Marius, bu çellada hitaben, mağrurane : - Nasil, sen Kayus Marius'u öldürmeğe cesaret edebilecek misin ? diyince, esir, korkarak silâhın: elinden atmış ve firar etmiştir. Nihayet, kendisine acıyanların yardımile zindandan çıkarılmış ve Afrika'ya kaçmasına çare bulunmuştur. Fakat Afrika'da vaktile Kartaca'bın kâin bulunduğu sabile henüz ayağını basar basmar, Libya pretö- rü Seketiltuz, Marius'a derhal e vE) gitmesi emrini yollamıştır. Mariusta emri getire » Haydi, demiştir, pretöra söyle, firari Marius'u Kartaca süreli önünde oturmuş gör- düm, det., bhayet 87 de Silla ile beraber tekrar Roma'ya girince, sokaklarda esi gibi Silla taraftarlarının kanlarını şkitmış, fakat kendisi de ertesi yıl içinde bir gün birdenbire ölmüştüF «M.E. 156-386».