382 SERVETİFÜNUN > No. 2073 —387 Yazan : | Panl Zifferer Romans 14 ŞE a me ke Çeviren : Hansoy Birçok ve kuvvetli münasibetleri olan Prens Radina Mura azami surette yardım ediyordu. Bu itibarla mühendis, Bağdatlı adamlarla birle- şen Amerikan şirketile bizzat münasebata giriş- miş; daima iktisat kaygusunda olan Menahim, kendisini dostluk birliğinden çıkarınca, o da, Paviyon dü Lak'ta yalnız Amerikalılar hesabı- na çalışmağa başlamıştı. Bu değişiklikten bilis- tifade, Kilimyan tarafından çıkarılmış olan şüp- beli hüviyet vesaikide daha sahih olan evrakla değiştirilmişti. Fakat Mur, pek iyi görüyordu ki, kanuniolan selâhiyet ve vaziyeti kendisini daima sosyetenin kenarında bırakıyordu. Avusturyalı olmak key- fiyeti ona kat'i bir vaziyet teminine şamil ola- mıyordu. Memleketini kaybetmişti. Şimdi ise, karşısında, talihinden başka bir şey bulunmu- yordu. Kendisine memleketinden bahsedildiği zaman, bu, büyük bir felâket ve faciadan kur- tulanlara karşı duyulan bir nevi garip merhs- meti andırıyordu. Muru ilk ziyaret eden Kontes Dezaygalad olmuştu. Bu kadın harp esnasında seyyar hastahanelerde -hastabakıcılık vazifesini almış ve tercihan, Portekizli Polonyalı ve Se- negal zencileri gibi ecnebi askerlerine bakmıştı. Hiç birisinin dilini bilmediği halde baktığı kimselerle mükemmelen anlaşıyor; çünkü ancak hayvanlara karşı kullanılan kolay ve iptidai bir dil kullanıyordu. Kontesin evinde, husüsi veyahut memleket- lerinin işleri için Parise gelen yabancılardan başka kimse bulunmuyordu. O, bütün misefir- lerinin itimadını kazanıyor ve tesiri altında en müşkülpesent kimseler bile uyuşmak hususunda itiraz etmiyordu. | Mur, iyilik seven ve herkesle dost olan bu kadını sonbaharın güzel günlerinde ormanda tesadüf ettiği ailelere ve o ailelerin sadeinsan- larına benzetiyor ve onu çok sâkin, kendi ha: linde buluyordu. Kocası Kont Dezaygalad, misafirlerine kar- şi hüsnü kabul gösteren karısına hiç bir zanıan . muhalefet etmez ve onu çok takdir ederdi. Av- alık merakında olduğu için daima arazisi üze- rinde yaşar; dolaşır, gezer ve ber cemiyettey daha ziyade çifiçilerinin muhitini tercih ederdi." # wi 1 Bundan başka kuvvetli kalemi ve bazir cevap- İılığı da vardı. i Bir gün salonda, Mur, Kontun ilmi bir mü- nakaşasını dinlerken, hafif ve yumuşak bir elin omuzu üzerine dokunduğunu duydu. Acaba kendisini tevkif mi ediyorlardı ? Yoksa yeni hayatından ayırmak mı istiyorlardı ? Birdenbire arkasına donünce Prens Radinayı tanidı. Prens: — İsterseniz dışarı çıkalım, dedi. Mur, gayriihtiyari otomatik bir hareketle Prensi takip etti. Hâmisi gibi görünen bu Ra- dinadan nasıl sakınmalıydı? Ne de olsa, Pren- sin bu dostluğundan, lâğbaliliğindan şüphele- niyotdu. Prens, o gün Muru çiçek pazarına götürdü. Pazarın yakınında, pencereleri nehir üzerine açı- lan eski bir evde oturuyordu. Arkadaşını ame- lelerin çalıştığı en yüksek kata çıkararak iza- hat veriyor; bütün bu görünen dairelerin Mat- mazel Melikov için hazırlandığını, mefruşat ve- sairenin tanzim ve tertibi için plânların bizzat kendisi tarafından yapıldığını ve nişanlısının evine girer girmez karşılaşacağı çeyiz için sipariş verdiğini anlatıyordu. Mur, sordu : — Ya Tatyana? Murun bu garip suali üzerine Radina der- hal sarardı ve gözleri derin bir hayret ifade etmeğe başladı. Nişanlısından bahseden bu A» vusturyalının Tatyana ile negibi bir hususiyeti olabilirdi ? Hiddetli bir tebessümle : Matmazel Melikovun güzelliği, diye başladı. Öyle kıymetli bir hazinedir ki, onun muhefa- zasile ancak ben, yalnız ben meşgul olabilirim. Henüz tamamlanmak üzere bulunan banyo dairesinde bulunuyorlardı. Müdevver dairenin ortasında, birçok basamaklardan inilen ve aşiğı- sını maharetle tevzi edilmiş elektrik ampulleri- nin aydınlattığı kırmızı oniksten yapılmış sekiz dılılı bir banyo teknesi zemin üzerine yerleş- tirilmişti. Bütün duvarlar ve kapılar camlarla örtülüydü. Işıkların akisleri bu dairenin bütün çerçevesine daha ziyade bir parlaklık veriyordu.