398 SERVETİFÜNUN No.1892—207 Mektuplar Yazan : Hasan Refik ili « Kardeşim İsmet, Ne vakittir mektuplarının arkasını keşmiş, ve izini bile bana kaybettirmiştin. Bu defa son mektubunun üzerinden gene geçtikten sonra, senden haber almak beni birdenbire öyle sevindirdiki. Fakat mektubun okadar uzak yerlerden geliyorki şaştım, Seni İzmirde biliyordum. O 2drese gönderdiğim mektuplar seni bulamadan geri gelmişti. Şimdi ise sesin ta Amerikadan geliyor; dostum, bu ne haldir ? Kısacık mektubunda sağlığından ve zengin- liğinden başka şey anlaşılmıyor. Beni seversen Şu işi iyice bir anlat. Niçin Amerikadasın, ve nasıl buka- dar zenginsin * Kemali spruyorsun......... Gözlerinden çok mütehassirane öperim, kardeşim. * <Fikret> die Bn « Canım kardeşim Fikret; Büyük bir merakın tesirile yazılmış olan mektubunu. otomobile biner- ken verdiler. Okudum. Her satırının altında kimıl- dayan mütecessis ruhunu ve meraktan parıl paril yanan gözlerini görür gibi oldum. En yeni bir re#- mini seyreder gibi, yazılarını hasretle süzdüm. Bun- larda senin zahiri cehrenin değil belki çok sevdiğim ruhunun küryö ve kaprisyö kıvrımlariyle, mütebariz hatlarını seçer gibi oldum. Beni soruyorsun; İzmirde muallimlik eden, V ve nihayet Türkiyeden çıkmasına imkân olmayan İsmet neden Amerikadadir 9 Ve otomobile değil tramvaya binmeği bile düşünen İsmet nede zengindir $ Aman Fikret, nekadar mütecessissin, dostum !. Apartımana, gelince. Evvela elimdeki mektubunu görerek nereden geldiğini sordu, Sahi. sen Evelinin kim olduğunu bilmiyorsun ki. Ne ise başka vakit anlatırım. Senin ismini söyledim. Dethal tanıdı. Çün- kü en çok bahaettiğimiz adam sehsin. Evelin seni resimlerinden tanıyor... Burada dehşetli sıcaklar. . . . .. .... Yeni resimlerini isterim; gözlerinden uzun uzun öperim, kardeşim Fikret. İsmet> «Kardeşim İsmet; Daha selâm vermeden, kocalarile kavgaya girişen huyşuz mahalle kadınları gibi, ben de şimdi kavga mı edeyim, bilmem? Sen ne kayıtsız ve aptal bir adamsın, İsmet; hâlü imektepteki halinden vazgeç- medin, Unutkanlıkta en meşhur tarihi simalara taş çıkartacaksın, İlk mektnbaryin merakla vazıyetini sordum. cevabını büyük bir heyecanla bekledim. Gelen mek- tupta Amerikanın abı havasından tut ta ticari vaz- iyetine kadar bir sürü fafsilât ile merakımı büsbütül alevlendiren bir isimden başka tek kelime yok: Evelii - Bu kadın kim? Neden Amerikadasın? Otoimobü genin neyine, İsmetf. Delirdin mi? Mektupların timi hâneden mi geliyor? Yoksa bana Amertikânvari a senaryo imu yazacaksın? ” Bırak Allahaşkına şu İspanyada şato kuşak merakını!,.. O ne resimdir öyie: Mükellef bir otomebkilin içinde şahane bir kostüm sırtında, patlak saçlar... “Ne oldun İsmet? Beni delirtmeğe mi karar verdin? . . . . Sonra resmimi de gönderiyorum. Dediklerimi unntma, yaz bu defal,. Gözlerinden çok mütehassirane öperim, canım kardeşim «Fikret» ia «Kardeşim Fikret; z la E © Evet, nedep bahöadiyarünini İltğni basla gok yaradı. Amerikâyâ geldim geleli epey kilo aldım. Mektubumun nihaye- tine geldiğim halde az kaldı unutacaktım. Sen bang neden otomobilden yere basmadığımı, ve niçin Ame- rikada olduğumu soruyorsun. Bunlar öyle sualler ki numaralı kasa kilitlerine benziyor; bu cins kilitleri açmak için nasıl formülünü bilmek lâzımsa,. bunlara cevap vermek için de Evelini bilmek lâzım!, Zaten suallerinin en mühimmi bu: Evelin kim!.. Biliyorsun ki İzmirde muallimlik ediyordum. Bir gün vapurla Karşıyakaya geçiyordum. Yanımda