. , 34 SERVETİFÜNUN No.1892 —207 ÜÇ PERDELİK . Yazan m | BaşkaBir Yol | .'. Ragıp — Bana müracaat etti işte,. Cevabımı işit- tin mif Emel — İşittim. Ragıp bu hususta fikrin nedirf Emel — Hiç bir fikrim yok. Ragıp — Öyle ise düşün taşın da bana bir ce. vap ver. Emel — Peki. Ragıp — Ne zaman cevap vereceksin? Emel — Bir kaç gin sonra. Ragıp — Sabahleyin anneni müdafaa ederken Enis Beyle sureti kat'iyede evlenmek istediğini ima etmiştin. Şimdi niçin tereddüt ediyorsun! Emel — Sabahleyin ortada bir teşebbüs yoktu. Şimdi var. Müsaade et te biraz kendime pey Bukadar acele mi bu? Ragıp — Enis Bey bir iki güne kadar kat'i bir cevap bekliyor. Emel — Kararımı yarın akşama kadar sana bil- diririm' Ragıp — Peki ben biraz Azize Hanının yanına gideyim. Kadın demindenberi bahçede yalnız dola- şıyor. Yalnız bırakmamalıydım kızım pek ayıp oldu. Emel — Annem onun yanında değil mif Ragıp — Zannetmem. Odasından çıkmadı, (Çıkar). Sekizinci Meclis Emel, Selma sonra Cahit (Emel balkonun kapısını açarken soldan Selma girer. Emel annesine kızgındır. Onu görünce başını çevirir. Selmanın yüzünde derin bir yeis okunur. Selma bu gahnenin &onuna kadar kederin değiştir- diği sesle konuşur.) Emel — (Souk) Ha sen misinanne? Azize Ilanım yeyde? Selma — Babanla bahçede dolaşıyorlar Bu kadın nerden geldi genel mel — Bizi tecessüs etmiye gelmiş olacak.. Bir kerre buraya ayak bastıktan gonra kolay kolay gitmez. Selma — Bugün onunla konuşacak halde degilim. Biri yüzüme bakınca bana her şeyi anlıyacakmış gibi geliyor. (Mendilini yaşaran gözlerine götürür.) mel — (Merhametsiz) Bu hallere sebebiaet ver- memelidin anne.. Hepimizi perişan ettin, Selma — Zavallı kızim! Selma — Bilhassa beni pek müşkül bir vaziyete soktun. Selma — Bana gücenme kızım. Bu dünyada güvendiğim bir sen varsın. Bana gücenecek yerde acımalısın. Dün akşamdanberi çektiğim azabı iasav- vur edemezsin. Emel — (Müstehzi) Yalnız dün akşamdanberi mif Selma — Sana da acıyorum.. O kadar acıyorum ki yüreğimin yağı eriyor. Fakat bir kerre oldu işte. İnsan hatadan salim olamıyor. Emel — Hatadan salim olanlar da var anne. Aatta bunların adedi senin zannettiğinden daha çok... Nafıle kendini müdafaa etmiye kalkma.. Derdini kımseye dinletemezsin.. Eğer herkes senin gibi yapa cak olsaydı vay dünyanın heline.. Relma —- Ben haklı olduğumu isbata çalışmıyo- rum,. Kat'iyen.. Bu hatırımdan bile geçmiyor.. Yalnız. acınacak bir hale geldiğimi anlatmak istedim, Emel — Evet. Acınacak bir haldesin. Allah kimseyi senin düştüğün vaziyete düşürmesin. Selma — Ne yapayım, tecrübesizlik işte.. Senin de m PT geçti.. — (Sert) Yoo.. rica ederim beni bu işlere lllmrik anne.. O alçak herif gerçi benim zafımdan, tecrübesizliğimden istifade etmiye kalktı. Fakat unu- tuyorsun serbesttim, yani ne nişanlım, ne de kocam vardı.. Senin gibi vazifemi unutmadım. Selma — Vazifemi unuttm, evet, ben herkesin gittiği yoldan gitmedim. Bşka bir yola saptım ne yapayım manen yalnızdım.. Baban vardı. doğru, fakat beni yalnız bırakan, beni ihmal eden asıl o deği mi? İhmal edilen bir kadını uçurumdan yuvar- lamak nakadar kolaydır bilmezsin, Genç bir karısı olan adam daima onunla meşgul olmalıdır. Arasıra onun üstüne eğilmeli, bir doktor gibi kalbini dinle- melidir. O kaipte sevilmek, okşanmak ihtiyaçları, şimartılmak ihtiyaçları vardır.. Bazı ısyan temayül- leri de bulunur. Onları teskin edecek sözler blimalı, bu illetlerle satsılan kalbi avutmıya bakmalıdır. Ah,. kızım, erkek olsaydın evleneceğin gün sana: «Karını ihmal etme!e diye bağırırdım. Baban çok namuslu, çok iyi kalpli bir adam.. Fakat bilmiyerek, istemiye- rek beni okadar ihmal etti ki.. Hiç bir'gün zihninde beni kendisine bağlıyacak bir söz bulamadı, Bunu hiç hatırlamıyorum. Halbuki beni seviyordu, buna eminim. Evet, ailesinin saadeti için akşama kadar didiniyor, kazancını doğruca evine getiriyordu. Fakat akşam yanıma geldiği zaman beynimin içi yazıhane- sindeki defterin hesaplarile dolu idi.. Ah, baban ne kadar yeknasak bir hayat yaşsttı.,. Onun sayesinde istediğim bütün robları, mantoları giydim. Fakat bu adam bir gün, bir tek gün evine bir demet çiçekle gelmedi, anlıyor musun Emel — Anlamıyorum. Selma, — (Kendi kendine söylenir gibi) Gençli- ğimden bir şey anlamadım. Kendi kendime yolun üstüne atılan bir çiçek gibi /ginden güne sönüyor- dum. Böyle bir kadını kim isterse elinin en ufak bir işaretile kendine bağlayabilir. Emel — Sen de bağlandın işte. Fakat bağların pek çürükmüş.. Asıl bağlı olan şbenim, Benim hür- riyetimi elimden aldın. Şimdi ben ne olacağım! Onu