No.1880—195 Bir kadın ağlıyor » Halit Fahri- ye Bir kadın ağlıyor ay ışığında, Ay ağlıyor suyun kırışığında; Bahçede bir siyah mendildir gece, Yüzüm nemleniyor ona değince. o Yollarda dolaşan sarhoş ışıklar, Her yerde kalmağa pek alışıklar.. Sulara, geceye aşık kurbağa Başlar serenadı gene çalmağa .. o Bahçede senfoni tamamdır şimdi; Fakat o ağlayan kadın, ya kimdi?. Bu âlem içimde bir düşüncedir, Düşünce varlıktan daha öncedir. Reşat Feyzi Matbaada Akşam CB şeröesusmssrsesens essssrrreres0r00 se, nie) mneReoe yin iaşe asamemyakalan mmm i '..., mma amaa aMayaReBoRuRAOUEE GERererEa eş n0 08 Ea mmm emma, tamam, Umman, mmm mmm lm Geçende toplanan Matbuat kongresi, Mecliste, gazeteler aleyhine beyanatta bulunduğundan dolayı alenen teessür beyan etti bu kâfi gelmez. Matbuat ailesine kapıdan değil, bacadan giren ve Türk gazeteciliğile hiç bir aiâkası olmıyan Ahmet İhsan Beye mesleğinin adını öğretmek, yani bir matbaacı olduğunu hatırlamak ve otuz senedir mat- buat ocağının etrafında gezinen bu yanaşmayı Mat- buat Cemiyetinden resmen ihraç etmek Jâzumdır. P:5. SERVETİFÜNUN 195 Kalemin Ucundan Meslek Bir akşam gazetesi şayanı dikkat bir anket açtı. Memleketin tanınmış münevverlerine, tecrübeli hoca- larına soruyordu: — Gençler İiseyi bitirdikten sonra hangi meslek mektebini tercih etmelidir ?... Muhtelif kimseler bu suale muhtelif cevaplar ver- diler. Hiç şüphe yok ki meslek intihabında bir genç için nazar dikkata alınacak birinci nokta istidattır. Yoksa, istidadının aksi istikametinde bir mesleğe gi: ren genç bittabi muvaffak olamaz. Fakat bu mevzuu afaki bir şekilde mutalâa edince ortaya bir de memleketin ihtiyacı meselesi çıkıyor ki mühimdir. Her genç kendi istidadı çerçevesi içinde bir meslek intihap etmekte serbest olduğu gibi, birde, bugün en fazla ihtiyacımız olan meslek adamları dü- şünülmek ve gençlere o yolda direktifler vermek icap eder. Memleketin terakkisini medeniyeti, umumi kültürü yükseltmek için meslek intihabında gençlere tavsiye edilecek zaruri bir iş bölümü fikri vardır. Artık memleketçilik, devletçilik bir kafa demek olduğu için, en başta gelen vazifelerden biri olgun kafaları çoğaltmaktır. Pratik, müspet iş sahalarında maddi verimi çok fazla olan meslekler gençler için caziptir. Şu kadar ki meslek seçerken yalnız şahsın maddi faydalarını göz önünde tutmak çok fertçi bir düşünce olur, İçinde yaşadığımız cemiyetin fayda ve ihtiyaçları ile kendi ihtiyaç ve faydalarımızı aynı safta mutalâa etmek lâzımdır. Ve gençlere edilecek tavsi- yeler de bu yolda olmalıdır. Mevzuu bahsettiğim gazetenin anketine verilen cevaplar arasında bir riyaziye profesörü şunları söy- lüyordu : — Edebi mesleklerin modası geçmiştir. Bu mes- lekler insana maddi hiç bir şey vermez. Gençlere çok refah temin eden mühendislik tavsiye etmek, Liseyi bi- tiren bir gencin hayatta yegâne rolü ve gayesini şahsi refah olarak göstermek ve gençlere bunutelkin etmek çok yanlış ve memleket hesabına tehlikeli bir şey olur. Bütün ihtiyaç ve kıymetleri para ile ölçmek, filvaki bu asrın fena bir modasıdır. Fakat ters taraftan baş- lanan bir iştir. Bir memleketin umumi refahı o mem- leketteki fikir âleminin, kültürün yüksekliği ile müte- nasiptir. Biz refaha kavuşmak, zinde bir medeniyet sahibi! olmak istiyorsak gençlere fikir adamı olmalarını tav- siye etmeliyiz. R. F.