206 dj SERVETİFÜNUN No,1880—195 e ÜÇ PERDELİK B k Bi Y | Yazan PİYES aş a ır o M. Feridun Cahit — çRagıbın sözünü keser) Ragıp, sen Blak- Botonu oynamasını biliyor musun Ragıp — Nef Nasıl? Cahit — Blak-Boton'un ne olduğunu biliyor musun * Ragıp — Ed ie galiba, değil mi? Cahit — Ragıp — Mi ne olacak? Cahit — Blak-Boton oynamasını diye soruyorum. Ragıp — Hayır.. Cahit — Ben de öyle. (Dolaşır). Ragıp — Ne diyorsun yahu Cahit — Demin sizin yeğen beye nasihat ver- meğe kalktım. Sözlerinden müteessir olacağın: zan- nediyordum. Yerinden kalktı. Bana sana sorduğum suali sordu. Hayır diyince «Ben de senin gibi bil miyorum» diyerek çıktı gitti. Ragıp — Bu ne demek! Cahit —- Bilmem. Ragıp — Bu çocuk gittikçe ahlâksız oluyor. Cahit — Maalesef. Ragıp — Vallahi sana karşı mahcup oldum. Şunu çağırıp terbiyesini vereyim. Cahit — (Mani olarak) Rica ederim bırak.. Zaten rahatsızsın, büsbütün sinirleneceksin. Ben yabancı değilim Ragıp — Evet Çahitçiğim, sen yabancı değilsin. Onun için şana bir sır tevdi etmek istiyorum. Cahit — Bir sır mı! Ragıp — Bir sır.. Cahit, ben hiç mesut değilim. Bunu biliyor musun? Hatta pek bedbahtım.. Bu günlerde ne olacağı malüm değil. Onun için senin bilmen lâzım. İçimi kemiren bu sırrı sana söylersem bana içim biraz rahat edecekmiş gibi geliyor. Sen benim eski arkadaşımsın. Şimdiye kadar birbirimiz- den bir şey saklamadık. Cahit — Nen var Ragıp? kendini böyle koyuver. me. Biraz metin ol. Beni de müteessir ediyorsun. Sen eskiden çok azimkâr bir adamdın, Şimdi mü- dafaasız Aciz bir çocuk gibi konuşuyorsun, Geçirdiğin rabatsızlık, belli, asabını bozmuş. Bir kaç gün İsti- rahat et, merak etme, geçer.. Ortada meyus olacak bir şey yok.. Ragıp — Ortada bir felâket var. Gayri kabili temir bir felâket.. Halbuki benim yetişmiş gül gibi bir kızım var. Cahit — Birini mi seviyor" Ragıp — Hayır. Cahit — Anlat, seni dinliyornm. Dünyada her şeyin çaresi vardır. Bahsettiğin felâket te kabili ta- mirdir. Ragıp — Ah ne kadar arzu ederdim ki bu bir vehimden ibaret olsun.. Bu öyle bir şey ki Cahit.. biliyor musun : Cahit — Ragıp, bana emniyetin var değil mi Ragıp — Tabii. Cahit — Tabii Böyle olmasa bana bu &ırrı tevdi etmek istemezdin, Bunu biliyorum. Madem ki böy- ledir, her şeyi bana olduğu gibi söyle. Akıl akıldan üstündür derler, belki bir çaresini bulurum, Ragıp — Maalesef hayır. Cahit — Canım sen söyle bir kerre. Ragıp — Cahit.. (Durur. Bir müddet süküt. İki adam ayakta karşı karşıya dururlar.) Cahit — Bugün seni fazla müteessir görüyorum. İstersen daha müsait bir zamanda, başka bir gün söyle, Ragıp — Hayır, şimdi söyleyeceğim. Cahit — Nasıl istersen. Yüzün sapsarı kesildi.. Fazla müteheyyiç oldun da onun için söylüyorum. Ragıp — Ziyanı yok. Cahit — Peki. Ragıp — Cahit... Ben karımdan şüpheleniyorum. Cahit — (İnanmaz) Nasıl? Ne diyorsun! Bu çok ağır bir itham. Ragıp — Olsun. Cahit — Mümkün değil, Bu yaşta. yani.. yapacak bir yaşta değil demek istiyorum. Ragıp — Yüzünü görmüyor mugün? Cahit — Dikkat etmedim. Ne var yüzünde ! Ragıp — Genç görüneyim diye yüzünü, saçlarını boyayor. Cahit — Bu gayet tabii,. Bütün kadınlar böyle.. Ragıp — Hayır. Benim karım öyle değil. Sene- lerle çetin bir mücadele açtı. Onların izlerini yü- zünden silmek için adım adım mücadele ediyor. Mağlup olacağını hissettikçe asabiyete kapılıyor. Saatlarca aynanın karşısından ayrılmıyor. Güzellik müesseselerinin tavsiye ettikleri bütün çarelere baş vuruyor. (Sesini yükselterek) Genç kal- mak istiyor. Anlayor musun! Sevdiği adama güzel görünmek için.. Cahit — Neler söylüyorsun? Karın bu yaştan sonra kimi sevebilir 9 Ragıp — Bu yaştan sonra değil. Bu senelerce evvel başlayan bir aşk.. Fakat aşk mukaddes bir şeydir. Heşa.. Aşk değil, bu.. bu senelerce evvel başlayan bir rezalet.. Bugün hâlâ devam ediyor. Cahit — Elinde bir delil var mı? Bunları söyler- ken neye istinat ediyorsun * Ragıp — Delil, evet, elimde senin istediğin tarz- de delil yok.. Fakat eminim.. Ah, elimde bir delil olsaydı, gözlerimle görseydim, o zaman mesele büs- bütün değişirdi. O zaman yapacağımı bilirdim, Fa- kat şimdi? Cahit — Bir ihbar mı vaki oldu, nasıl oldu, #n- latamıyorsun ki. i delilik — Devamı var —