340 SERVETİFÜNUN No.1862—177 On elit asrın ve belki de dünyanın en büyük filozof âlimi Pascal “Düşünceler,, isimli eserinde na- mütenahilere ait nefis bir parça yazmıştır. Hesabı ihtimali kâşifi bu parçada beşeri iki uçurum arasına yerleştiriyor: âzamı namütenahi ve asgarı namütenahi... Henri Poincar&, bu dünyanın yetiştirdiği en büyük kafa, “İlmin kıymetinde, sernameli kitabinin mukad- dimesinde hakikate varılmak imkânı olmadığını, sadece muttasıl veni agam zira hakikatin namütenahi olduğrunu söylüyor Einstein Mihepiyaşinin meydana konması namüte- nahiyet meselesini tam manası ile halletmiş değil ise de kâinatın namütenahiyet veya tenahiyeti hakkında pek mühim neticeler vermiştir, Bu suale cevap ver- meden evel kâinat hakkında bize miyar olabilecek bazı rakkamlar zikredelim Dünya, güneşle birlikte kehkeşan tesmiye ettiğimiz âleme dahildir. Ziyanın arzdan kamere gitmesi için bir saniye lâzımdır. Güneşten küremize gelmesi içinse sekiz dakika kâfi bir zamandır. Dünyaya en yakın yıldıza gitmek için üç ziya senesi zaman sarfetmek icap ediyor. Üç senenin ne muazzam bir saniye yekünu tutacağını ve bunun üç yüz bin ile hasılıdarbını düşünürsek aklımızı kaybet- mek teklikesi ile karşılaşıyoruz. Dahası var: ziya kehkeşanı katetmek için 30.000 sene sarfediyor ve oradaki yıldız adedi 500 ile 1500 milyon arasında... Poincar&'nin hesapları bu adedi takriben 1 milyar olarak tespit elmişti. Bir kehkeşan âlemi milyonlarca âlemden bir tanesidir. Bu âlemleri geçebilmek için ziya yarma. sene sarfediyor. En şayanı dikkat nebülözler Amerikalı Adams'ın keşfettiği 200.000 ziya senesinde kâin nebülözle Herz nebülö- züdür, Son zamanlarda Hubble 930.000 ziya senesinde ulaşılabilecek bir nebülöz görmüştü. Lâkin, bu adetler de diğer birtakımları yanında pek manasız kalmakta. . m olduğu gibi ares lar ünü yaptığı 22 milyon nik itmam edebili; lm kâinat hakkında bir fikir esl mi? Her halde bu rakkam yığını onu izaha kâfi değildir. Fakat öyle zannediyoruz ki bu yığın tıpkı muazzam fabrikalarda tesisatı tanzim ve idare eden elektrik düğmeleri mesabesindedir. İşte bu kâinatın sonu olup olmadığını düşünmüşler. Acaba fevkalâde yüksek sürate mâlik olacak birisi kâinatı dolaşsa bir oda içerisinde gezinen adamın duvara yaklaşması gibi bir hududa, bir haile rasgele- çek midir? Kâinat namütenahimidir ? Einstein'la Newton burada da birleşirler. Newton berra farzediyordu: birisi yıldızlar kâinatı, diğeri ası İngiliz âlimi yıldızlar kâinatının asıl kâinatın namü- tenahiyeti yanında mütenahi olabileceğini düşünmüştü. Einstein'e göre kâinat böyle bir tasnife tabi tutulamaz. Zira, yıldız mevcut olmayınca madde de yok demek- tir. Halbuki maddesiz ve kudretsiz mekân olamaz. il İçtimaiyatın vâzı ve nazımı olan Auguste Comte: “Kat'i olan bir şey varsa o da her şeyin nisbi oldu- ğudur.,, demişti. in kumandasındaki orduya verilen talimat bu olmuştur. — Devamı var — — 332 inci sayfadan mabaat — Gcethe'nin eserleri «Clavijo>r «Werther> ile aynı senede intişar etti. Bu dram «Beaumarchais»nin hatıratından (Memoires) alınmıştır. Ve en iyi sahnesi hemen hemen eserin tam bir tercümesi olan kısımdır, Bununla beraber «Gethe»nin şahsi hatıralarını ilâve ettiği kısımlar da fena değildir. Sürükleyici ve diyalogları çok mükem- mel olan bu Se müellifin en kuvvetli temaşa eserlerinden biridi. Bu 1774 e «Gethe>nin ilhamı ve yazmak kabiliyeti harikulâdesidir. Bir taraftan «Werthersi ve «Clavijosyu neşrederken, «Lavanter»in «Physiog- nomonigue» risalesinde muharrirlik etmiş, diğer ta» raftan da «Stella» isimli eserini ve parlak nükteli farslar (farces) yazmıştır. «Gethe» «Stellasdan bir kaç sene sonra 1778 de «Egmonteu neşretti, «Gesthe> bu eseri bir seferde yazmamıştı; başlamış bırakmış, bırakmış, tekrar eline almış ancak 1778 de bitirebilmişti. Bu eserde «Gcethe>- nin bize gösterdiği «Egmont» tarihin tasvir ettiği «Egmonta değil, yani ciddi siyasi ve cemiyeti hafiye- ye mensup «Egmont» değil. Bu güzel bir süvari, parlak ve eğlenceli bir hayat sürmekten memnun, kederden müçtenip, aşka aşık bir kahraman, Hasılı zevk dalgasına kendini kapıp koyuveren bir tip. Ona ruhunu ve vücudunu veren «Clara» ise, halk kızı; sade, mütecegşis, samimi müştik, aşığına hayran, penceresinin âltından atı üstünde geçerken on& hayran. Geceleri onu odasına aldığı zaman hayran. «Egmont»a her zaman, her yerde hayran olan «Clara» bir gün onun tevkif edildiğini baber alır. Haykırır, herkesi isyana çağırır. Aldıran olmaz. <Egmonbe gelince bir gece rüyasında «şimdi ölüyorum, fakat daima hürriyet için yaşadım.» diye haykırır. Yine bir gece Hürriyeti (Clara) kiyafetinde görür..... Eser bir opera ile nihayet bulur. Bu bir dramdam ziyade tarihi bir tablodur. Ve «Goetz von Berlichin- gen»den daha geniş, daha hakiki, daha zengindir. «Gethe> 1775ten «Egmont»un çıkmasına kadar büyük bir eser neşretmedi. Fakat büsbütün de boş durmadı: «Iphigönie»yi ilk defa mensur olarak bu esnada yazdı. «Tasso> isimli eserine başladı, «Wilhelm Meisterre çalıştı. «Mieding'in ölümü» ve «<Ilmenau> gibi ufak piyesler neşretti. «Geethe» aynı zamanda teşrih, hikmek ve nebatat ile de uğraşmıştır. Bundan başka «Geethe> iş adamı idi, birçok ame bilgiler de edinmişti. Yavaş yavaş muhakemesi hissiyatına hâkim olmıya başlıyordu. Kalbi artık her esen rüzgârın kolayca esiri olmuyordu. Geçen nüshamızda gittiğini yazdığımız İtalyadan döndüğü vakit <İtalya mektuplarını neşretti. Bu eserinde «Gethe» İtalya'nın tabii bünyesini, volkan- larını, nebatatını, binalarını, heykellerini taavir eder. -— Devamı var — AHMET İHSAN Matbaası Limited