21 Nisan 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

21 Nisan 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No.1862—177 SERVETİFÜNUN 337 Ansızın yumuşak bir şeye, bir et parçasına bastığımı hiettim. Ne olduğunu anlesmak için eğildiğim zaman karşımda hâlâ manzarası tüylerimi ürperten bir yılan, dehşetli büyük bir kobra yılanı gördüm. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ve esasen bir şey yapmağa vâkit bulamadım, dehşetli bir ıslığı müteakip yılanın kafasile vücuduma indirdiği bir darbesile yere yuvar- landım. Ve ayni zamanda sağ ve müteakiben &ol bacağımda müthiş bir sızı duydum: bittabii bütün kuvvetimle haykırmış ve imdat istemiştim. Yerliler koştular. Başları olan adam gayet iyi kalpli, sakallı bir ihtiyar, fakat kuvvetli ve henüz genç görünen Muharebeden sonra galip yılan muhasımını yiyor. bir adamdı. Onların gelişinden yılan ürktü ve kaçtı, fakat yerliler yılanı kaçarken gördüler ve manasını iyi olduktan sonra öğrendiğim gayet garip bir feryat kopardılar. Reisleri olduğunu işaret ettiğim adam derhal bacaklarımı kasık hizasından birer iple bağladı ve olanca kuvvetile sıkmağa başladı, ayni zamanda yanındakilere bir ateş yakmala- rini emretti. Evvelâ hafif bir sızı halinde bacaklarımda başlıyan acı gittikçe çoğalmaya ve ayaklarım- dan yukarı doğru bir şeyler çıktığını hissetmeğe başladım. Bu, ihtimal zehirin tesiri idi ve yahut bana öyle geliyordu. © esnada ateş yanmıştı. Fakat, derhal ateşi yakmâlarındaki manayı an- ladım: iki tane iri demir parçası kıpkırmızı bir halde gözümün önünde parlamaya başladı. Yer- lilerin reisi bir çocuk sever gibi saçlarımı ok- şayor ve nazarlarımı başka tarafa celbetmeğe Ahçı Milk, Gattiyi besliyor. Tam altı hafta kendimi bilmeden yatmışım, bu esnada hummalı, hezeyanlı geceler geçirmişim, Bana .hayretle ve sevinçle bakıyorlardı. Nihayet haye retlerinin sebebini sorduğum zaman izah ettiler: N Şimdiye kadar, dediler, hiçbir beyaz adam kobra ile zehirlendikten sonra yaşayamadı hatta, kırk sekiz saat dayanmadı, Halbuki &iz altı haftadır yaşıyorsu- nuz, Ve artık kurtuldunuz. İşte yılanın beni ısırdığı günde hayret ve teessürlerine sebep bu imiş, Mamafi Kobra yılanı yerliler için o kadar tehlikeli değil. Çünkü onlarda bir nevi muafiyet hasıl oluyormuş. İşte benim o günden sonra bu hayvanlara olan : nefretim haddi gayeyi buldu. Seyyahıu izahatı burada hitam buluyor. Böyle müthiş bir yılan ısırmaâsından kurtulmak cidden hayret verici bir hadisedir. Şimdi bu seyyahın izahı şu düşünceye sevkedebilir gerek tetkik, gerek av ve gerek sadece seyahat arzu- sile böyle müthiş tehlikelere gö- düş germek az ceşaret değildir. Hasılı bugünün insanlar dünya- nın her yerinde maceradân m206- raya atılırken zamanın kuvvetli çalışıyordu. O anda ayaklarımda müthiş bir acı “Kobra, cinsinden bir müthiş yılan hücum bir yanma hissi duydum. vaziyetinde Yılanın ısırdığı yerleri dağlıyorlardı. Bu gcı inan eumuzeci tipini daima yaşatıyorlar. Bu me- tahammül edilecek gibi değildi; aynı zamanda yanan bir et kokusu burnuma çarptı. Artık acıya fazla ta- hammül edemiyordum ve biraz sonra da bayılmışım. Ayıldığım zaman — ve yahut kendime geldiğim zaman diyeçeğim— yanımda gözleri yaşlı olarak duran o yerli reisi gördüm. Kendisine ne olduğumu sormu- gum: bana bütün olanları anlatıyor, bir yandan da kendi bildiği ve birçok nebat kök ve yapraklarından yapılan merhemlerle yarslarımın üzerini sarıyordu. yanda, sıri vahşi hayanların ormanlarda tabii ha- yatları içinde ginemasını almak için tam dört sene Şarki Afrika içinde Cennet gölü etrafında orman- larda ömür süren iki Amerikalı zevç ve zevceyi de bu anda hatırladık. Bunların son zamanda intişar eden ve birkaç lisanlara tercüme olunan /Vahşi hay- unnlar arasında dört senej isimli eserleri her tarafta pek büyük bir rağbet gördü. Çünkü insanlar daima maceraları dinlemekten hazzediyorler. Mütercimi Şemsettin Cem

Bu sayıdan diğer sayfalar: