No. 1861 — 176 akat bu son söz değildir. Şüphe yok ki Cariyle çok feyizli bir ilham tesirile devrin umumi tarihini yaz- mak fikrini bir tarafa atmış ve kendini bu tarihin büyük merkezi şahsiyetinin ancak bir ömür tutan tablosuna hasretmiştir. Carlyle'ın veya herhangi başka bir müellifin sadece umumi bir görüş veren eseri kariin zihninde Cromvwell'in kendi yazdığı yazı kendi söylediği söz kadar tesir yapamazdı. İşte kitabın yüksek meziyeti buradadır. İstiyerek veya isteristemez belki de hiç haberi olmaksızıu kari asırlarca sonra yetişmiş bir tarihçinin sözlerini değil, söylenilen bir hikâyeyi de değil, fakat o çetin müca- delelerdeki bariz şahsiyetin ağzından çıkan canlı sözleri okuyor. O zamana kadar hiçbir kitap tarihi malzemenin kuru kemiklerini bu derece kuvvetle canlandırmamıştı.. John Sierlingin hayatını y daha sonra muazzam bir eser olan Büyük PFredric'in Tarihini bitirdi (1865). Carliyle'ın felsefesi bazılarına, saçma, boş bir tefek- kür gibi görünür; lâkin muhakkak ki bu büyük düşünce adamı felsefesile zamanının nesline çok ©05- kun bir heyecan ve kahramanlık hareketi telkin etmiştir. Ruskin 1819 da doğdu. Uslübunun bir orkestra uğultusunu tattıran tenevvüleri ve manevi coşkunluğu onun nesirlerini bir san'at incili haline sokuyordu. Eserleri Arnold'un septik istihzaları gibi ondokuzuncu asır tenevvür cereyanı üzerinde çok kuvvetli tesirler yaptı. Modern Fessamlar (1843—1860) ismindeki eseri her şeyden evvel yeni bir resim tarzının müdafaası maksadile yazılmış olmakla beraber sau'at İfelsefesi- nin her mevzuuna temas eden zengin bir eserdir. John Ruskin Mimarinin Yedi Işığı, Resme ve Mimariye Dair Konferanslar, Venediğin Taşları, Toprağın Ahlâkiyah unvanlı eserleri meşhurdur. Eserleri onun hayat ve - san'at hakkındaki telâkkilerini ortaya koyan müselsel bir kitabı mukadder mahiyetini taşır. Ruskin san'at ve ahlâkı mezcetmişti; güzelliğin fazilet ve faziletin . SERVRTİFÜNUN 321 güzellik olduğuna inanırdı. Soayalist bir adamdı, amelenin, fakirlerin saadeti uğrunda bütün ruhuyla çalıştı. 1871den 1884 genesine kadar harikulâde kıymetli bir hatırat neşretti. Ruskin bütün noksan» larına ve ifratlarına rağmen Menfaatpereatlik felsefe sine, maddiyetçilik cereyanına karşı isyan eden çok büyük bir kuvvetti; nesirlerinde çok yüksek bir he- yecanla emsalsiz bir belâgat vardır. Macanlay Şayanı dikkat tezleri ve nutuklarile d> Tarihi ismindeki mutantan eserile İngiliz edebiy; en dürüşt ve şaşmaz üslübuna uümuneler veni Macanlay de bir avukat ve hatip zekâsı vardı. Onun en canlı arzusu vazıh olmak, kat'ileştirmek, ikna ifadesile inandırmaktı, Bu itibarla o edebiyst ve tarih karşısında bir avukat yaziyetindedir, daima münakaşa mevzuu bulur, daima lehte ve aleyhte fikirler serdeder, nihayet meseleyi çhülâsa ederek neticeler çıkarır, bu guretle meselelerin münakaşa Thomes Bobington Macanlay sında hem avukat hem hâkimdir. Fakat çapraşık kör döğüşlerle karma karışık olmuş tarih vak'alarını büyük bir deha ve mükemmeliyetle tahlil eder, yormayan, insana usanç vermiyen taavirlerile sahne- leri berrak birer manzara haline koyar. Üslübunun kendisine mahşus bir mekanizması vardır. Birbirine nt fikirleri karşılaştırır. Bir fikirden öbür fikre intikal tarzı çok hususidir, nöbet nöbet uzun cümlelerden kısa cümlelere geçer, kuruluş itibarile birbirine mu- vazi giden ifadeleri vardır, paragraflarında bünyesi itibarile tam bir hatip üslübu sezilir. Bütün bunları tetkik etmek ve görmek anlamak güç değildir, lâkin ogün için bu üslübu yaratmak çok güç bir mesele idi. Şurası unutulmamak lâzımdır: Macanlay, belaga- tin arkasında gizlenen şeye hiç nüfuz edememekle beraber çök kıymetli belâgat nümüneleri ortaya koymuş bir müelliftir. M.E.