SERVETİFÜNUN No. 1861—176 i Neler Dediler Genç Nesil ile Başbaşa <Bızde şimdiye kadar bariz hususiyetleri haiz edebi cereyanlar bilmiyorum. Türk edebiyatı milli edebiyat hareketinden başlar. Eserlerini de daha yeni veriyor. İnsanları harpten soğutmak ede- biyatın birinci vazifesi olmalıdır.» Yaşar Nabinin fikirleri Omü nar mısra şairi ile görüşmelmz mümkün ol- O madı. Yaşar Nabi bey bir mektupla aşağıki (0) cevapları yolladılar: — Sanat hayatınızda ne yapmak istiyorsunuz! — Yalnız, bu suale cevap vermek öyle güç ki. Evvelâ biz birşey yapmak maksa- i dile mi yazıyoruz, yoksa yalnız içimizden bizi sürükleyen, muks- vemet edilemez bir kuvvetin tesi- rile mi? Edebi mesaisi için önce- den bir plânı yaparak bütün haya- tında bu plân sadakatle tatbik edecek kadar metodik çalışabilen sanatkârları kıskanırım.. Ben, iler- de yapacağım eserler için kati bir karar verir ve size Şuuları yapaca- ğım dersem, yarın hareketlerimin sözlerimi tekzip etmesinden korkar rım. Yalnız sanat çerçevesi dahi- linde her nevi ve her tarzda eser- ler vücuda getirmeğe çalışmak benim için bir zevktir, ve her edebi tarzı severim. Bunların ara sından mutlaka tercih ettiğim birini arasanız o da romandır. Roman bence edebi mahsulâtın en müte- kâmil şeklidir, çünkü ne şiir, ne hikâye ve piyes sanatkârı bir roman kadar kuvuetli aktettiremez. Şimdilik Âdem ve Havva isimli roma- nımi daha yeni bitirdim. İki roman mevzuu taserla- maktagım, fakat bunlar meydana gelecek mi bilmi- yorum. Ayrıca manzum bir piyesi tamamlamak için çalışıyorum ve yarladıkça da dinlenmek için ara sıra Şiir yamayorum. Bizde şimdiye kadar yapılan edebi cereyanlar hakkındaki fikriniz? — Bizde şimdiye kadar bariz hususiyetleri haiz edebi cereyanlar bilmiyorum, yalnız edebi devirler vardır. Bana kalırsa Türk edebiyatı milli edebiyat ha- reketinden başlar ve eserlerini de yeni veriyor. — Garpten kimleri okuyorsunuz? Yaşar — Garp edebiyatı öyle muazzam bir cihan ki burada insan tercih etmekte bir sıkıntı çeker, Fran- sa da şiir tedenni ederken roman günden güne kuv- vetlenmektedir. Alman ve İngiliz romanları beni pek sarmıyor, Buna mukabil Fransız ve Rus roman- larını çok beğeniyorum. /En sev- dığim romanlar (Balzoc, Stendheal, Flaubert, Zola, Dosto tevsi, Tour- güeniev, Tolstoi, yani “realistler.. Yenilerden de Duhamel, Jirodeau, Mauriac tercih ettiğim muharrirler arasındadır. — Harp ve seyahat edebiyatı hakkında ne düşünüyorsunuz! — Seyahat edebiyatı beni alâ- kadar etmiyor, çünkü sanat eser- lerinde en az hoşuma giden şey tasvir ve dekordur. Halbuki seya- hat edebiyatı da en fazla tasvir ve dekor üzerine kurulmuştur. Harp edebiyatına gelince.. Har- bin psikolojisini yapacak ve harpte işkenceye uğrayan insanların 18- tıraplarını anlatacak eserleri çok beğeniyorum, ayni zamanda lüzum- lu da buluyorum. İnsanları harpten soğutmakledebiyatın büyük»vazifesi olmalıdır. İstıraba karşı yakınlık hisseden sanatkâr ruhu facialamn en dehşetlisi olan harp karşısında lâkayi kalamaz ve kalmamalıdır. — Bugünkü lisan — Bugün artık bence bir lisan meselesi yoktur. Lişan kısa bir zainan zarfında tasliyeye uğramış İa- kat bu süratli tasfiye hareketi artık bitmiştir. Şimdi türkçe her lisanda olduğu gibi tabii bir evolüsyon devresine girmiştir. Lisauda yeni bir tasfiye vapmak lüzumu hakkındaki fikirleri doğru bulmuyorum. Türkçenin bünyesinden daha fedakârlık yapmasına artık imkân kalmamıştır. Halkın konuştuğu lisan değiştirilemez. Şimdiye kadar yapılan inkılâp yalnız Nabi