No. 1860—1753 yirmi senedenberi ilerliyen milletler, hep bu hul- yalar sayesinde yükseldileri» cevabını vermiş oldu- gunu yazar. Franatz tayyarecilirinden Charles Richet yazıyor ki; Wibert Wright'ler, Bröguetler gibi benim de tayyare- ciliğe merak sarmanıda en mühim müessir Jül Yern'in «Beş hafta balonla seyahat» idi, Hava gemilerinin istenilen cihete sevki ve havadan dâha ağır hava gemileri inşası gibi mühim meselelerin hallerine ait menşe'leri de Jül Vern'in roinanlarında aramalıdır.» Kumandan Byrd kutba doğru uçarken «iteni kutba yollıyan Jül Vern'dir.» demişti. Jöl Vem'in kütüphanesi Nantilus'ü yaratan Jül Vern 1889 de, deniz altı gemiciliğinin terakkiyatını uzaktan merak ile seyredi- yordu. Fransa bu hareketin başında idi. Dupnuy de Lâme tarafından hazırlanan ve Zdd4 tarafından ek- sikleri tamamlasan Le Gymnote'un ilk tecrübeleri yapılıyordu. 1803 te Gustav Z€de kimseye farkettir- meden Toulon'dan denize daldı ve birden Marsilya limânının ortasında sudan çıktı. Artık Fransa Bahriye Nezareti tahtelbahirlerinin inşasına başlıyordu. Fakat sulh Nantilus'ünü, karalardaki mesainin deniz altında da teminini kim, düşünecektit Bu iş 1876 da Jül Verm'in «Deniz altında seye Nat»ini okuduktan sonra büyüdüğü vakit bir kaptan Nemo olmıya yemin eden Amerikalı Simon Lake'e düştü. On yaşından on sekiz yaşına kadar Lake lüzumlu teknik tahsilini yapmıya uğraştı. Bir yandan da ilk tecrübeleri için lâzım olacak bir kaç bin doları kazanmıya çalışıyordu. Tasavvur ettiği tahtelbahrini iyi fena hazırladı, Ve 1893 te müthiş bir fırtına Florida sahillerinde iki yüz gemiyi kıyılara sürüklerken onun Jumor'u sular altına daldı ve orada süküneti buldu. Amerika bahriyesi bu zaferi hemen Jül Verne bil- dirdi ve ondan cevaben şu telgrafı midi: «Deniz altında seyahat kitabım tamamen hayale müstenit ise de ben bu eserde yazdıklarımın birer birer haki- kat olacağından emindim.» Simon Lake «Harpte ve Sulhte tahtelbahir —- Pubmarine in the war and the peace» isimli eserinde kendisine ilk fikirleri veren Jül Vern'in Nautilus'ünü bir hakikat şekline koymak için senelerce nasıl uğ- raştığını anlatır, ve kitabına; «Jül Vern'in fantazileri bugün hakikat oldu» çümlesile nihayet verir. SERVETİFÜNUN 301 Paris ocâanografie laboratuvarı profesörlerinden Alphonse Berget ve Monako ocdanographie müzesi müdürü Doktor Richard ve deni.lerdeki kuvveti zapt için ihtira ettikleri sistemlerile tanınan George Cande ve Rucherot Jül Verm'in eserleri hakkında aynı fikirleri ileri sürerler, * “. Jül Vermin «Arzdan kamere seyahat» romanı tıpkı «Deniz altında seyahat» gibi ilim adamlarının ve müteşebbislerin alâkasını cellfetmiştir. En ciddi fen mecmualarında ikide bir bu mesele tetkik edili- yor; bir takım âlimler âletler hazırlıyor, tecrübeler yapıyorlar. Bu meyanda en dikkate şayan olan fax liyetler Fransada teşekkül eden Comitg d'Astronau- gue'in 1928 de senelik bir mükâfat vazetmeşidir. Bu 5.000 fr. mükâfat fezada seyahat meselesinin halline en ziyade hizmet edecek kâşif ve âlimlere verilecektir. Bu mükâfatı vakfedenler Mr, Robert Emanlt Pellesie ve Mr, Andre Hirseh'tir, 1929 da bu mükâfatı Alman fizik mütehassıslarından Oberth kazanmıştır. 1940 da mükâfat kimseye verilmemiştir. Oberth Almanya'da Goddard Amerikada tecrübelerine devam ediyorlar. # .. Jül Vermi Türkiye'de tanıtan Servetifünun mec- muası sahibi Ahmet İhsan Beydir. Ahmet İhsan Bey «Seksen günde devriâlem»i 1885 senesi 6 Ağustosunda Umran mecmuasının 24 numeralı nüshasında tefri kaya başlamıştı. Fakat eser tamamlanmadan mecmua kapanmış ve Ahmet İhsau Bey bu romanı ve bunu müteakıp «Gizli adayı resimsiz olarak kitap şeklinde neşretmişti. O zamanlar çinko klişeler henüz bilir- miyordu. İhsan Bey tabi Hetzel'e müracsatle «Deniz altında seyahatsin şimşir üzerine hakkedilmiş klişe- lerini getirtmiş ve bu roman her formada hir resim olmak üzre aslındaki resimlerle tabedilmiçlir. Jül Vern'in mesai odası Bundan sonra 1891 de «Kaptan Gran'ın çocukları» ve «Yeraltında seyahat» romanları da aslındaki re- simlerle neşredilmiştir. Ahmet İhsan Bey bilhassa «Deniz altında seyahat»in çok rağbet gördüğünü ve , bu kitaptan o zaman için mühim bir meblâğ teşkil eden 160 altın kazanmış olduğunu söylüyor. Ahmet İhsan Bey Avrupa seyahatınde tahi Hetzel'i ziyaret