Nü. 1843 — 158 Roman Telrikası: 10 İLK Kizim Hamiyete H. A. SERVETİFÜNUN 31 NX A e *4 ı < Ki İhtiyar Prenses, dığırıyn çıktı. Zihayda, tekrür- Medi » Evet, tuhaf? Birafınıza bir göz g yat, pek mi tatlıdır? Evet, tatlı madir? . Zannedei misiniz, ki bende anlamak kabiliyeti yoktur Benle duygu vokturi Büzlü su içmek hoğumu gidiyor. Büy- le bir hayat İçinde, velev xdiriniz. Ha bir saniyelile bir sövkin (oda edilmesinin isabetine beni ikna edebilir misiniz? Hem zevklerden, hazlardan, sandetten değil, bir ra- hiyelik zevkten buhsediyorum. — Blendim, bu sizde bir iptili, Bu, istiklâlimize sahip ök arzusundan ibret bir iptilğ. Bütün tübiatiniz, bu kelimelerde hülüsn oluü- müş haldedir, #inisydü, sinirli sinirli “üldüz — Six biliniyorsunuz, doktor, sizde Tena bir mii hitsiniz. Gerilerde ve çok nzaklardasınız da. bütlen bir gözlük takınız. Benim şu dükika, bir awzüm ve İpülüm yoktur. Sizi divane yerine koymuk, kei dimi de divane etmek, eğlence tiklüle gelince... durup, yüzüme iyice ayağını yere vurarak: ğ Viladimir! Şu imalihulyavi çehireyi terkediniz. Danü merhamet edilmesine taharimilim yoktut... Dedi ve firlayıp çaktı. Luşin, banu bir daha tek- rarladı: — Müzurlir, hü hava size muzurdır, delikanli!,.. XI Bu günün aksanı, Zasekinlerde evin mutat mi gafirleri toplandı; ben de o nvudu idim. Musahabet, şair Maydanofan uzun münzumesile dairdi, Kiz; bunu methediyordu.. Bir aralık, şiire teveecülle: keriliizi göstermek ii bir şey olmaz. İs turuda buktıktan SONTA, ali Aİ i ; miyetle — Fakat, bilir misiniz, dedi, eler bön şair olsny- dom, başlan mevzular seçerdin, Belki çök Mminasi- bötkizdir, fükat dimağimdu bazı pek garip fikirler doğar. Bilhasan, sabaha karşı uyumamış bulumursem... Gök, pembe, ve kir bir venk bağlarken... Meselâ, bakınız. nasıl bir mevzu alırdım; fakat benimle eğleneceksiniz! Hep bir ağızdan buğırıştık: — Hayır, hayır. Kolları, göğsünde çaprazlanmış, gözleri önüne eğilmiş oldüğü hnlde anlattı Hepsi beyazlar giyinmiş, taçlar takmış genç kızlardan mürekkep hir raks ve usiki âlemi taşvir ederdim. beyaz çiçeklerden Sütun toplümiş, ilham almış bir vüziyetle şüir Maydanol: Anlıyorum, anlıyorum, devam ediniz! Dedi. Kız, devam © © — (mlar, o şiir ve tferennyiim Aleminin SONSUZ zevkleri içinde gaşyolurken, sahilde, birdenbire gir rültüler, kahkahalar, meşaleler, davullar, tratupetler ,gubur, eder, Gürültü, uflakları kaplar, İlerleyen bir sürü Bükunr (9) dır, ki naralar aturak, şarkilir gaz “Sırarak ve bastıkları yerleti Gitreterek süratle ilet İsmektedirler. i e e — Şair Efendi, bu noktadan itibaren tablonun ne snretle ikmal edileceğinin tayini, sizin bedii zevki- mize tabidir. Yalnız ben meşalelerin #levlerinin kı “gal olmasını ve ayni zamanda çok duman çikurinmila rm, Bakantların taçlam altında gözlerinin pek zi- yade pürlaimasıt... ve taçların kara rohkte ölmusin isterdim. Kaplan derilerini, kadehleri ve ilin koymuğı dn unutmayınız. Maydanof, saçlarıni arkaya atarık sordu: — Bu altinlam nereye koymalı? — Nereye mi? © ira, kollamı, bacaklara... Her yere, her i zamanlarda o kadıularn ayaklarının bileklerine de altan balkalar taklıkları, vıgün tahakkuk etmiştir, Bakantlar, gemideki genç kızları davet ederler; kızlar teraneyi keserler. Nehir köndilerini galüle doğru sevkeder, kızlardan biri an sın yavuşın kalkar, —bu besleyerek tasvir etmeli; av ayılınlığımla onun usulen yerden kalkişımı teces- gelinin kenarından bacağını aşi nt ve sahile atılır, Bakanı Jar Onun etrafın alır. Gölecilen, vöcelen istilale ederek, huvırırlar. Bur du büyük, nranlık dumanlur konanık ve her şey karmakarışık gösterilecektir. Orimlikta ve bütün ufuklarda yalnız feryat ve griv aksmlecek ve dün- yalar atandığı şaman maceradan uişane olarak yal iz deniz kenarmda bir taç bulünücüktür. Kız, sustu, ben tekrar «Alı, seviyorir dedim. May- dünol, sordu: — Hepsi bukadar mı? Evet, bukadar! Vukür bir «da ile: — Bukadam bir pocmetam bir zemiu teşkil ede- mez; fakat, birik bir manzumede fikrinizden istifade edeceğim. altin... altı... yâre... sam ettirmeli, (91 Bakts, Şyani arap İlâhi perestişkârlari"