Mr e » No. 1843 —158 SERVETİFÜNUN 217 diyordum. Bu püz yaşları içinde bir hüzün uyan dardı, Sesimi serileştirerek onu teskine çalışıyordum. — Sus Hasin.. Ağlama oğlum ., O, ağlama, dedikçe dah çok huçkırıyordu. — Derdin ne, oğlum, dedim, söyle bana; ağlamak erkeğe yaraşır mı?... Hasan göz yaşlarını zaptedemiyor, ağlayor, ağla yoördü, Bu sahne ne kadar devam etti, bilmiyorum, Kesik kesik iç çekiyordu. — Oğlum ssöyle, dedim hasta mısın, bir derdin mi var, Bu koca mert adam, odama girdikten sonra ilk sözü söylüyordu. Beni cepheye ğEönder.. — Yaraların 1. — İyi oldu, — Daha olmadı. Hasan . — Ben burada duramam. Kalbini göstererek ilâve etti: — İçimde bir sikinti var, — Peki, sen geceleri ara sıra uyanıyor, haykır rıyormüuşün .. Sonra palanla yatıyormuşsun .. Neden 1, — Uykumda üzerime saldırıyorlar, beyim.. — Kimi. Hasan başını eğdi, sol elile pencereden dışarı işaret ederek : — Onlar, dedi.. — Onlar, kimf.. — Onların ruhları... Hasin kendine gelmiş gibi idi, Karşımda hazır ol vaziyetinde durdu. Fakat cevap vermiyordu. — Oğlum, Hasan, dedim, nedir bu hal, anlat bakalım ., Tasan gözlerini tekrar indiriyordu. Sonra . . başladı : — Efendim, ben Bülikesirde iken dağa çikmmıştim.. Efe idim. Yurda gâvur girdi, namusumuza saldırıyor, dediler, Silâlımı aldim, gittim. Kemal pş. nın ordusuna kariştii. Bir senedir düşmanin çarpışıyorum. Bu dördüncü hastahaneye girişim. . — Demek sen birkaç dafu yaralandın?.. — Evet .. Çünkü ben hep ileri atılıyordum. Kaç kere güvur nskerile boğazlaştım, Dağa çıktığım vakit, cahillik ettim, birkaç defa elimden kaza çıktı ,. Şimdi tövbe ettim, Ama içimde hepsinin azabı var,. Vicdanım beni tek bırakmıyor... Günü- bini büyük .. Gene yâralamıp hüstabaneve gelince muharebeye yetişemiyeceğim, diye korkuyordum. «Onlar» gece uykuma girip beni rahatsız ediyorlar. . Cepheye gidip, çarpışırken ölmek istiyorum, Zaten onun ğin çek yaralandım. Allâh öldürmeyince üldürmüyer.. Beni bırakın iie Onlar beni uyutmuyorlar.. Size yalvarırım » » kaldırıyor, yüzüme bakıyor, yavaş yavaş anlatmağa Meal a EN mek İM ee ie e ie re e e şe Hasamın bu hikâyesi bende derin bir yara biraktı, O susmuş, önüne bakiyordu, Ben düşünüyordum. Bu gece olsun, onu rahat ettirmek için Hasına dedim ki: >... Nesir: 4 © Onun Aşkı Bir havuz yanında durdu.. Dalgalardan akan sulann türlelar arrsından ge çörek toplandığı büyük ve tabii bir havüz.. Yaşlı bir çınar dallarını ortasına, kadar üzatmiş., Üstünde akşamın taze rüzgârından doğan bir serin: lik var. Gölgeler canlı ve titrek. Güneş batıyor artık.. Sulardı yapraklar daha çok canlandı.. Akisleri işlerinde bir damar kopmuş gibi kızardılar., Yamaçlar gelen akşama doğru bağlarını mütevekkil eğdiler, ve o, yapyulerr kaldı düşün cölerile., Güzel değildi şüphesiz.. Lâkin iyi bir kalbi var dı, Şimdi düşündüğü kızın ise hem kölbi çok iyidi, hem de çok güzel, Tesadüf onları insan kalabalığı kaynaşan bir koridorda buluşturmuştn.. Ve genç çocuk onu ilk gördüğü zaman içinde isim veremi- yeceği tuhaf bir şeyiii yer değiştirdiğini hissetmişti.. Önü be vakit görse gönlüne çiçek ve kuşlarile yeni bir bahar geldiğine kanidi.. Ve şüphe yok ki o, bir bâhür kadar güzeldi.. Genç çocuk bu bahar içinde daima beyaz, yavr bir güvercinin kanat çırptığını duyardı. Ben size banu, bu kuşun hikâyesini anlatacağım. İlk günleri, uzak bir bahçe ortasında bir gül dalinn konmuş, sükün ve neğe içinde yaşıyordu. © zannederdi ki etrafındaki her şeyde kendi kalbinin temiz swfİieti var, Ve etrafındaki herşey kendi kalbi gibi temiz bir düşünceyle yaşar. Bu beyaz yavrı güvercinin vücudünde kalbinden büşkü bir şey yöktü. sanki Fakat bir gül... Bir gün yalnız hiyavet düşünen bir avcu ile kar- şılaştı.. Çok iyi kalpli olan bu çocuk güzel ve iyi kalpli oldüğunu gannetliği kızın da bü avcuya iltihak etti- Zini gördü. O vakit bu güzel kım nasil bir kalbi oluğun anladı. — Devamı 30 vwei sayfada — — Hasan, sen şimdi git yat, oğlum .. Yarın doktorlar tekrar muayene edecekler,. İyi oldün, derlerse akşama sevkederiz, - Bu üriyarı delikanlının gözlerinde bir çocuk saffetile birden, minnetle dolu bir sevinç belirmişti. Gözlerimin içine baktı, baktı, bir selim verdi ve hiçbirşey söylemeden odadan çıktı, merdivenleri gi- crdata gıcirdata koğuşu indi. “* Ertesi sabah, sait yedide kuğuş onbaşısı yoklama kağıdım getirdiği vakit Balikesirli Hasan silâhı ile beraber yok olduğunu söyledi. Hasan, sabahi bekliyememişti, “