No.1841 —156 SERVETİFÜNUN 407 Bir “Göya münekkit!, için.. Geçende bir san'atkârımızla tanıştım, San'at balisi konuşulurken, daha ziyade beni onunla tanıştıran dostuma, bitaraf bir mahiyet gösterniyen bazi müftü iea ve hülkünilerden bahsederek, san'at aşkile çalışan bir sam'atkâr srfatile, bunlar karşısında duyduğu üzüm tüyü anlattı. Misal göstererek, ne şekilde olduğu, muayyen zatler tarafından pek iyi bilinen bir şeyini, gareşkârlikla karilere nasl başka bir tarda bildiril- diğini izah elli. Beni kendisile tanıştıran doştüm dü, o şeyin o üaml olduğunu bilenlerdenmiş, oOSan” atkârın sözlerini tüğdik ödiyör, «Oşeyin dediğiniz gibi olduğumu ben pek iyi biliyorum, Baş'a bazı bi- lenlet de vardır. Nasıl hakikate muhalif olark mev- zwübahis edilir? Adeta insnamıyacağım geliyor! » di- yordu Oradu. ismi göçen yati ben de pek iyi tanırım. Bitaraf olmamak ve o zat! O zatin bitermi hareket etmek şiarı olumudığınn kanaat getirmem için, ne bu sân'atkârın şikâyetini, ge do dostumun onun sözlerini tasdik ettiğini işitmeme hacet vardı, Bu, ancak be- nim katiyetle sayıp dökebileceğim misallere, yeni bir hadise olarak başka bir misal ilâve ediyordu. Mar mafih, dedikodu yapmak istemediğim için, san'at rın sözlerini teyit yollu bahse ben de bildiğim misal leri zikrederek karışmamağı tercih ettim. Yalmz din- erken şöyle düşündüm: Bana, «Bu zate, şahsen kanaat ve zevkleriniz çatıştığı için garezkürlik, bita- raf olmayıs İsnat etmen ihtimal dahilinde değil mi dir1 Sade kevdini değil, biraz da başkalarını dinle ve dinlet te, onu göre hükmümüzü verelim!» diyen, bazı munsıl ve durendiş dostlar, şurada buzır bulun salar, daha bu gece ilk dala tabıştığım şu san'atkârın şikâyetini dinleseler, ne iyi olurdu. İşte iddiamı ispat için canla bir misal!» — Bünlüti niçin yazıyorsunuz? Bir tarafta bir san'- âtkür ve bir tarafta bir zat, ki ona karı bitaraf duv- Tanmamış, garezkârlikin hareket etmiş. Eh, olabilir ya, dünya, böyle. İnsanların çoğu biribirlerine karşı böyledir. Bunu karilere böyle kapalıca anlat- mak zalımetine niçin Katlanıyorsunuz ? Bu, bir,.. y- hut sizi de dahil edelim, iki... isterseniz dostünuzu da sayalım, üç kişiyi alâksdar edebilecek hususi bir mesele. Bundan bize ne? Eğer bana böyle sitem edecek kariler varsa, - ki belki vardır ve kendi mülühazalarına göre belki de sitemlerinde (o haklıdırlar!- onlara, cevap olarak yalnız şunu Osöyliyeceğim: Bu Zat, bir #mi- nekkit tir! Yani, ienbında herhangi bir san'atküra gö- türmek için sizin, sizlerin de düşünüşünüze, duyuşu- nuza,... Saat zevkinize teliberlik edecek... bir, çil siyet: « Münekkil / » — Fakat, bütün bu anlat kiarınıma göre, — Bu sütunda aylerdanberi bütün anlatıklarıma güre <Göya minekkil?» Kariler! Öyle sanıyorum, ki artik demin anlatir Bim şeyi de, şalnız üç kişiyi nlâkıdur. eden İm bir mesele saymıyofsunuz. Ve ben, kehdi zevkim için olduğu küdür, sizin sanat zevkimizin eelânreti esir bina da, sizi böyle bir <Göya. müneklert dn mitnlei ları, hükümleri karımda ika delilet ve bü- tün mahviyetime rağmen, bu ikaz delflete cüret edebildiğimdet dölayı sonsuz derecede mennun ! e . " ., 4 s İki yaş tahmini için... Serbesi şiir taklidi ilânlarla, şekil çemberleri içine sıkışık şürler yazan genç. şair Pasuk Nafiz 1. in yakında “Darülbedayis de manzum bir eseri iliğiles tileceği bildiriliyor! Bu mesele eğil Benim bu yazıda, bulsetek istediğini iki şey: | - Tosadülün gurabeti, TI -Tahimin- İetde tenakuz, Pesadüllerdeki garıbel; Muburrir Refik Ahmel B. bir yazı yazmış. Bir zatle konuşmalar sonra, buldum, oküdüm, Bunda kendisine yöre «Kül bin sesi» piyesinin «Darülbedayi de temsilinin beğ genelenberi tehiri sebebinden bahsederken, bir aralik «..Mühsin yaşlı dis diyor. Dikkül: eş sene evvelin- den bahsederken! Şulnlde şimdi dalın yaşb! Eh, ölür ya, Fakat, dahası var Birkaç gün sonra, bir dost, bir gazete gelirdi. Rofik Ahmet B.in Muhsin B. İsak kındaki -beş sene evvelinden bahsederken. kaytettiği «Yüğltr tevcihini okumuş olan bir dost, Bunu atar» lattı, sonm gazeteyi uzattı, orada bir aPıkrar gösterdi, o aFikra» dü dn birkaç satırı işaret etti, «Samat © iş adamız serlâvhalı bu Fıkrada, «Darülbedayi» de yakında eseri dinletilecek genç gair, rejisör Ertuğrul Muhsin Be bir hayli kur yaparak, şöyle devam ediyordu: «Mühsinle görüşürken, arasıra, söz ipinüin vakalarına ve şahıslarına intikal ediyordu, ( saman genç “artistin gözünde, yeni bir şey işim çocuklara mahe... 0. 8 «Öngen! Biri. beş sene evvelinden bahsederken, «Yaşlıs buluyor, biri bu sene, bu ayda buhsederken «Gene»! Garöbet te, tentükuz da bariz, değil mi? Her halde ikisinden biri şamlıyor, yahut ikisi de ayrı ayrı cephelerden Muhsin B. « karşı bitarat değil, muhtelif saiklerle, biri aleyhinde söyliyor, biri lehinde! Yahut da, bir ihtimal daha var, ki bence bü daha varite «F. Ns imzasının üstündeki bu cümle, hatah. Şair, temsil samamum yaklaşmasından duyduğu he- yecanla, «Genç ruhlu» diyecekken, «uh» u ihmal et miş ve «Fikra» sı da işte böyle «Ruhyuzs düşmüş! Bir tavzih Geçen haftaki «Kedi pençesi» sütununda «Para eden şiir için.» serlâvbalı bir yazi çıkmıştı. Serbest şiir yazan nazik bir genç şairimize, bol para muka- bilinde bir mezarstaşı için kitabe yaz- ylmank üzere bir Hanımı tarafından müracaat vaki olduğundan babsedili- yordu. Görülen lüzuma mebni bu Şairi” mizin «Deraynami» şairi olmadığı tüv- gih olunur.