406 SERVETİPÜNÜN No. 1841—156 İtalyan Edebiyatı: Akılanan Hasis uzamanlar İtalya'nın eh zen- mesir Ermin di Grimal- di isminde bir centilmen tacir vardı. Fakal, #or- vet sahibi olduğu nisbette hasisti. Herkim ölurun olsun, minnettar etmek için asla kesesini açmaz ve butta kendisini bile en lüzumlu şeylerden mahrum Mrakır, en ufak bir masrafa girmekten bu derece korkardi, ba huyundan dolayı da gösterişi ve iyi yemekleri seven diğer Cenovalılara hiç benzemesi. Bu hasisliği okadar ileriye götürmüştü ki hemşerileri ondan Grimandi ismini almışlar ve yerine İnsiz Ermin Hikabını takmışlardı. Ö böyle aşağılık bir iktisat içinde her gün #erve- tini göğalterken, Cenova'ya Güyyom Bursiye (Guik İnme Bonrsier) namında bir fransız nedimi geldi; bu, kalbinden doğruluk ve fazilet taşan, kendini hiç sık- madan gayet gekice konuşan, herkese karşı alicenap ve mültefit bir centilmendi. Ahlâkı bugünkü tedi: lerin alılâkını taban tabana zıttı: zira bunların, ge- girdikleri uygunsüz hayata ve içinde çürüdükleri cehalete rağmen kendilerine centilmen ve büyük #inyor namını vermekten yüzleri kızardığı vaki değil or. Halbuki böyleleri, e e .ekseriyeli itibarile, etlerine ve sersemlikle tâbi olduklan o uzun ai hayvanlarin isimlerini verselerdi daha doğru hareket etmiş olurlardı. Eski zaman centilmenleri, mütemadiyen, oraları açılmış aileleri uzlaştırmakla, münasip nişanlanmalar temin etmekle, dostluk rabr talarını sıkıştırmakla meşguldürler; neğeli olduğu ka- dar ismet dahilinde sözlerle bulyaperestleri ve mü- kedderleri eğlendirmeği ve her türlü haldeki insan- lara hizmette bulunmağı kendilerine bir vazife bilir lerdi içinde hayat sürdükleri Sarayda, güluslarını Vüktile Cenova'dü, gin msösmi addedilen, — büyük hadiseler çıkardılar, Hiç güphesizdirki Yuna- nistan ilk fırsata adanın kendisine verilmesini isti- yor, Fakat bu maksadın izharını mevsimsiz ve şim- diki siyasetlerine güyri muvafık bulan Venizelas Yu- nan meclisinde irat ettiği son putkunda isyanı mu- Ma bulmamukta ve «İngilizler bu adanın işgalini kendi iktisadi ve siyasi menfaatlerine uygun bulduk: ça adayı ellerinde tutabilirler » demektedir. Bon hadiseler dolayısile adadaki meclis lagvedil- miştir. Ve adanın Valisi Sir Ronald Store diktatör çe icrayı hükümete memur edilmiş ve Rumların ileri gelenleri muhtelif vasıtalar ve bilhnssa tayyare- lerle İngiltereye nakledilmiştir. Bu adamların adaya avdetleri de menedilmiştir. Velhasıl diğer müşstemlekelerinde olduğu gibi Kıl- nstaki bu kurgaşalıklar da İngilizler için hiç te hoşa gidecek bir hadise teşkil etmedi ve İngiliz meclisini oldukça meşgul eden bir hadise teşkil etti. Ne denir? büyülk başın büyük derdi olur. — Boccaclo'dan — faydalı ve merrup kilmak için, onların fikirlerini tenvire çalışırlar ve bilhassa, haklı bir muahaze ve bir çocuk hakkında bir babanın şefkati ile, kendile- rinden aşağı olanların kötülük ve kusurların izuleye dikkat ederlerdi. Zamanımızdaki nedimler ise hemen daima bunun aksini yapıyorlar. Yalnız mütekabilen biribirini fekelemekten, müfsitçe lskırdılar yahut rü- porlarla mücadeleler ve kinler uyandırmaktan, yek- diğerinin foryatlarını ve ayıplarını birbirinin yüzle- rine vurmaktan başka birşeyle mesgul değillerdir. Bunların, sırasile mağrur ve alçak, müdahin, neva zişkür, fona, galim kesilerek mütemadiyen asalelleri: ni düşürdükleri ve mevkilerini aşağdaştırdıkları gö- rülmektedir. En baş mevkii işgal edenler meyannda en çok aranan, en çok sevilen, en çok imüküflüt gö- reti kimse, hemen daima en çok kusurlarından, kö bülüklerinden ve bazan da cinayetlerinden dolayı itaba lâyık olandır ki böylesi darın vüzkarasıdır. Pukat, ihtirmnl halkı bir tecessiisle biraz fasln uzaklaştığını hikâyeme tekrar geleyim ve Şünu söy liyeyim ki Güuillanıne Bonrsier bütün Cenovu asil zadeleri taratından ziyaret ve tüziz olundu. Çok ger meden, messir Ermin'in hasisliğinden ve geçirdiği betbalıtça hayattan bahsedildiğini işitmek o Orsatına kavuştu ve önu görmek merakını düştü, Ermin, hasisliğine rağmen yine bir paror terbiye muhafaza edebilmişti ve messir Boutsier'nin pek zarif bir adam olduğu kendi kulağına da çalınmıştı onu kemali nezaketle kabul etti ve mnhtelif mevzülar etrafında dönen mükâlemeyi mükemmelen siirikledi, Bü nedimin zekâsındalı ve kibar tavırlarından ö de- reçe hoşlanmıştı ki onu, kendisini getiren Cenovalı- larla beraber, pek ax zümün evvel inşa ettirdiği evi göstermeğe götürdü. Muhtelif daireleri göslerdikten sonra, onü dönerek: — Müsyvü, dedi, görüyorum ki siz çok malümatlı ve çok şey görmüş bir satsınız, o halde bana birşey bildirebilir misiniz ki hiç görülmemiş olsun, tâki ben de onun yağlıboya resmini misafir sâlonunü yaptırayını! Boursier, bu talebin gülünçlüğünir hissederek: — Oraya aksırık Tesimleri yaptırın, oesvabinı verdi; bu, hiç kimsenin görmediği ve göremiyeceği birşeydir! Fakat isterseniz, diye ilâve etti, size bu- nun yağlıboyası yapılabilir bir tanesini göstereyim, zira muhakkak bunu bilaiyorsannuz derim. Hic şüphesiz böyle bir cevap beklemiyeti Ermin: — Minnetlarınız olurum, efendim, verdi, Boursier: — Pek âlâ, dedi, oraya cömertlik res mini yaptırın! iMesgir cevabini — Devami 416 inci sayfada —