Me 4 v No. 1538—143 SERVETİFÜNUN ii Xi e A AŞ g 205 Resim Ve Yazı İle Güldürücü Şeyler “ Hamlet,,i anlayış! Tiyatroda büyük İngiliz edibi Vilşam Şekepirin şaheseri olan « Hamlet » temsil edilivordu. Beşinci perde. Birçok kişi ölü, Ofelya, Poloniyus, Kral ve Kraliçe, Laertoş, ... Sahnede ve kulis arasında. Şimdi de Hamlet, inliyor : — Hörosyo is. bön sölüyü- Eğ rum ! Bu aralık, sükün hâkim olan iz salonda, bir ses akis bıraktı; Hişi,.... yala... bir ölü daha göreceğiz. Oyun hoş, değil mi 9! Münekkit ve san'at! Bir aktörün” münekkide suali : — Siz beni hiç Kral Tir ve Eral Haynrih rollerinde Lee gördünüz mü 1) Münekkidin cevabı" 75 — Evet! Fakat, bündün bahs etmesek, daha — Niçin? — Çünkü o zamandanbenl ben değiştim. Şimdi Krallardan hoşlanmıyorum ! iyi olmaz mı? Koşuyu seyrederken... Spor sahası, Koşu var, Müsabakaya sirenler, eye- can içinde, maninları atlıyarak, neles nefese koğu- yöorlar. Sporla alâkadar olmıyan bir seyirci, ööruyüör: — Bunlar ne yapıyorlar böyle” — Yüz metro koşusuna iştirak ettiler. — Ne maksatla ? — Birinci gölene bir müküfat verilecek, — Ohalde, diğerleri niçin beraber koşuyorlar? Musiki bahsinde söz — Bravo, bravo. Kızınız Betovenin bü sonatım yanındakine artık hep ölenler arasında. 5 ni AT Wi — fevkalâde raehüretle çal. Harikulâde doğrusu, Mu- vaffakiyetini tebrik ederim ! Sonradan gütme zengin, azametle piyanoya dirse- Zini dayar; — Değil mi? Notası papiyekuşe üzerine basılmış olmadığı halde, Bir de öyle küğida badılmişını getir teyim de, aradaki farkı görün Üç tenbih ör Bir zet, seyahate çıkıyordu, N v 5 .İ Pek sevgili bir kanaryesi vardı. SMM Zİ) Giderken üç kınna ayn ayn şu tenbihlerde bulundu : — Sen, her gün kanarveme ,yem verirsin. , böruşirene yemi vermesini hatırlatırsın, Şen de kuşa yem verilip verilmediğine, bakarsın ! Yazı makinesi ve şiir Koca göbekli tabi, avurdu avarduna çökmüş şairin müsved- delerini kalın parmaklarile evi- rip çevirerek, şöyle der: — Eğer müsveddelerinizi yazı makineşile yazmış olsaydiniz, daha okolaylıkla eser vücüde getirebilirdiniz | Narin yapılı şüir, dudak bü- küp, şöyle der: — Efendi, eğer daktilo ile yazi yazabilseydim, şiir yazmazdım | pey) Armutlar W! Eskisi ve yenisi Bir çocuk, bir resim müzesinde dolaşırken, Ram. brandan bir şaheseri kargımna oturmuş, . banu aslına mutabık surette kopye etmeğe çalışan genç bir res- sam görlü, Yaptığı tabloya ve aslına bir müddet baktı, — Biz, deği, şu resmin ve mi yapıyorsunuz! — Evet, yavrum |! i Peki, yenisini sanli eskisini ne yep bana veriniz. Olmaz mıf