23 Temmuz 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

23 Temmuz 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Her talii okuyan bu munis yüzlü çiçek Bahtimin cilvesinden çok ızlırap çekecek, Bembeyaz tüveyçleri kopardıkça sağ elim, İstikbal perdesine aksedecek emelim, Bu küçücük falcıya niyet edip ne tutsam? Gönül tesellisiyle emelimi avulsam! Hiç söyler mi papatya kalbi ve istikbali? Nasil geçireceğim bu heyecanlı hali... Üç kulhuvallah ile bir elham okuyarak Bu saf ütikadımla ruhumu dokuyarak, Parmaklarım ah işle koparıyor minicik Bin hulyamı taşıyan yaprakları cik, cik, cik... «İlerde benim acap bir yuvam olacak mı?.. «İçi şefkat ahengi, neşeyle dolacak mı? Kırılan ümidimle yere yuvarlandı sak Hazin bir seda ile inledi sanki toprak... Çünkü en son yaprağım «hayır» sözüyle koptu, Hayalimi kaplıyan, kalbinde vuran «hopstu, Ümüdüm son hevesle bir daha kopar dedi, Bir başka papatyaya kalbim sergi diledi.. «Ruhumun semasından ayrılmıyan o yıldız «Beni gerçek sever mi, sevgisinde varmı hz? Şimdi gözlerimdeki sevinç nihayetsizdi, Ümüdümin düşmanı tali cinayetsizdi. Son mukadder yaprağın <evetsdi uelicesi, Böylece hallolundun kalbimin bilmecesi, Kaç eyi ki dari sevgili yıldıza ben, Bir i aramız zdaki esen., p “doğruca on koşum, Beringen; höyecanilan bülbül gibi sarhoşhun, Kalbim birden haykırdı: -Demek seviyorsun ha? Söndü barışalımda darılmayız bir daha! ŞERVETİFÜNUN No, 1899—138 Böyük eserlerden ; ZANGOÇ — Victor Huge'dan— Bu harikulâde adamın mevcudiyeti ile koca Kili- gede meçhul bir hayat rüzgüri eserdi ve ganki bu eski kilisenin taşlarını canlandıran, bütün Notre- Dame titreten esrarlı bir şey intişar ederdi. Belki de anan her şeyi izam eden batil itikatları bunu tevlit ediyordu. Gülerideki heykellerin, büstlerin harekete geçmesi için onun Katedral dahilinde bulunduğunu bilmek kâfi idi; onun mevcudiyeti, bu itikadı uyandı- rırdı, Kilise onun idaresinde usulu, masum bir mahlük gibi idi ve sanki Kazimodo me'nus bir cin gibi kiliseyi efsunin dolduruyordu. 0, bü amuazzam binaya melez Aaldiriyordu, her yerde o vardı. Bazan kulelerin tepesinde, tırmanan, kıvrılan, dört ayakla sürünen, bir çıkıntıdan diğerine keçi gibi sıçrayan, heykellerin karnını karıştıran cüceyi herkes görür ve bilirdi. İşte bu cüce kargaların yuvasını bozan Kazimode idi. sazan kilisenin karanlık bir köşesinde çömelmiş suratı asik bir hayale bonzedığı çok vakidi. İşte bu düşünen zangoç Kuzimode idi. Bazan kulelerin birinde koca bir kafa ili bir vücut yn bir ip ucunda hiddetle sallandığı görülürdü. «Vepr ya <Anjeluss çanlarını çalan zangoç A idi. Alelekser gece vakti kuleler üzerinde tac yapan, mihrabı kuşatan dantela gibi oyulmuş ince parmaklığın üzerinde mahui bir hayalin gezdiği görülürdü. İşte bu Notre dame'in cüceşi zangoç Kazimode idi. Komşuların söylediğine göre o zaman kilise korkunç O bir bal alırmış, ötesinde oberisinde ağızlar açılırmış, ağzı açık köpek ve süir hay» vanlar heykellerinin haykırdığı duyulurmuş. Yılbaşı gecesi halki ibadete çağıran büyük çat hıvlar gibi çalarken Katedalin muzlim cephesine öyle bir hal çökermiş ki ortakapı sanki halkı yutuyor, ve yuvarlak pencere ona bakıyor zannedilirmiş. İşte bütün bunları yapan zangoç Kazimodü idi, Eğer Mısır'da olsaydı öna Mabedin Mabudu derlerdi, Kurunu Vuata ise ona kilisenin şaytam diye baktı; 0 kilisenin ruhu idi. Notre İDame de Paris'den Hüseyin Necmettin Tütüyen dudağıyle öptü yanık kalbimi; — Doğru söyle, hislerim tıpkı benim gibi mi?» Diyerek kalplerimiz sarıldı birbirine, Fiele tutuşarak gitik gömül etine... İşte bizim sevgimiz hakiki vevefalı, Nihayet barıştırdı bizi papatya falı. Sergi çiçekleriyle süslenmiştir bu yuva, Taşıyoruz içine saadet kana kana.., Yalniz kalbi bilmektir bu faloman kusuru, İstikbali bilmiyor... bilgisi bir az kuru... * Neriman Hikmet

Bu sayıdan diğer sayfalar: