Tale No. 1811 — 126 SERVETİFÜNUN : 349 Gülünecek Şeyler D> Güle e e e SEZ Obur bir koca ! Komşunun başını ağrıtmış Apartımanda oturan bir Madam, kapısını açınca, bozuk Oo piyânoları â- kort eden adamla karşı aştı : — Neistiyor sunnz ? — Piyanonusu akort edeceğim. — Fakat, ben bunun için kimseyi çağırmadım! — Siz çağırmadınız; Son makarna yerken yumağımdaki ipliklerin örgüye niçin yetişmediklerini hibayel anladım, Gümav! Bir kış macerası ki Mudam Eire ile ko cası, karı havada ger meğe gitmişlerdi. Kocası, donmüş göl üstünde şöyle bir dolaşmak hevesine kapıldı. Fakat, birkaç adım alar atmaz, buz tabaknaı, gevşek buluuduğu bir yerden kırıldı. Adamen- Me, soğuk suya düştü. Düşerken, can o hevlile buz tabakasının kenarına ama ali kattaki komşu nuz gönderdi ! Acaba nasıl görmüş ? — Şu Ş$imit, yok mu? Çek terbiyesiz, küstah bir genç | Kocası, karısına soruyor * — Nereden anladın ? — Konser bitinceye kadar gözlerini benden ayır- madı, — Ben hiçde ruyordu — İki sıra arkamızda oturuyordu ! farketmedim. Ne farafta otu: Mazeret mektubu ! Muallim, talebesine şöyle diyor : — Bir dün mektebe gelmekte gecikirsen, bir mazeret mektubu getirmeği sakın unutma | — Kimden alayım ! — Babandan. — O, böyle şeyden anlamaz. — Ne demek 7 — Öyle ya. Eve her akşam geç geliyor da ann- me bir defa bile mazeret mektubu getirmiyor! ellerle o tutumabildiğin- den, suyun dibine git- medi. Karısım, imdada çağırıyordu. Kadın, çok şişmandı. Bir adım atsa, buz tabakası herhalde kırilacnk, kendisi de kocasının akibetine uğrayacaktı. Şöyle seslendi : — Ben, gidip birisini bulayım, seni kurtarsın. Ama, belki bön gelinceye kadar soğuk alırsın, ök- sürüğün tutar. Hap kutusutu sana firlatayım dü tut, bir tane hap yut ! İhtiyati bir tedbir ! Şef, yazıhanede kâtibine şu tenbihte bulunuyor — Ben, içeride biraz uyuyacağım, Eğer M, Eravze gelirse, benim için «Bve giltir de ! — Peki, Efendim ! Şef, yatmağa gitmeden evvel, kâtibinin dudak- ları arasına bir Havana cigraram sıkıştımyor : — Yalnız, bunu ağzından düşürme. Sonra, benim burada olmadığıma inanmaz |