No. 1729—d44 mek bahtiyarlığını bana bahşediniz. i Başka birini bana tercih etmeyiniz. ni Seven Hamiş — Ben bir anda sever ve karar veririm. Kararlarım ölünceye kadar değişmez. Cevabı ikinci perdeniü teneffüs zemanı esnasında geldi. Azizim ? Şimdiki halde ne sizi nede diğer birini tercih etmek fikrinde değilim. Sizi tekrar görmeği kabul etmek beni oldukça müşkül mevkide bırakacaktır. (Hayatımızı (birleştirmeyi ben de arzu etmiyor değilim. Fakat müstacel kararlarınızdan ürküyorum, onun için bu kısmı tesadüfe terkediyorum. E. B: Hamiş — Fikrini ekseriya değiştiririm . Kerles tezkereyi aldıktan sonra genç kızı gidip locasında ziyaret etmeği düşündü; fakat ne faydaki © arkadaşlarile bir daha gelmemek üzere tiyatrodan çıkıp gitmişti. Ne nereye gittiğini ne de evini bilen vardı. Meyus ve müteessir gemiye döndü. Genç kap- tanın ahbabı olan ihtiyar kadın zavallı adamın gazi- noda büyük bir meblağ kaybettiğine zahip oldu: — Nen var genç dostum ! Çokmu para kaybettin! Bahriyeli ümitsiz bir jestle yavaşça: « Kalbimi çaldırdım ! » diye mırıldandı. Bütün gece delice kâbuslar arasında yatağında mütemadiyen bir tarafından diğer tarafına döndü durdu. Saat üçten sonra aklına gelen bir fikir onu azıcık teselli etti ve ondan sonra uyuyabildi. Sabah kalkar kalkmaz vardiya tutmak mecburi- yetinde idi. Çünkü gemi kömür alacaktı. Fakat o bu işi İkinciye tahmil etmeği düşünüyordu ; kama rasına gitti, kapı kapalı idi. Suvarinin yanına çıktı oda biraz rahatsızdı . İkinci kaptanın Santa Floraya bir kadını ziyaret için gittiğini söyledi. Bu âşıkı şu- ridedil pek muztar bir mevkide kalmıştı. Vardiya başına geçmeden evvel zeki bir kamarot çağırdı, aşağıdaki küçük mektubu yazdı ve sevdiğini nasıl bulabileceğine dair talimat verdi. Sevdanın alevleri kelimelerin üzerinde görünen bu mektup şöyle başlıyordu : Aziz Miss Bowen, — Ben çok aceleciyim buna rağmen kanaatkârım da! Benimle muarefenizi kesmeyiniz ve bir müddet tayin ediniz; o müddet geçmeden evvel ne sizi müz'iç suallerimle rahatsız edeceğim ve ne de sizden birşey....... isteyeceğim. Beni reddetmeyiniz, çünkü ümitlerimin mahvolmasını görmek bana hayati bir yük yapacaktır. Bugün gemiden ayrılamayacagım. Çok yalvarırım bana adre- sinizi gönderiniz; bir ahbap gibi mektuplaşalım. Esiriniz. Kerles dakikaları birer birer saydı, otuz yedinci dakikada kamarot avdet etti, ve bir cevab getirdi: Sevgili Esirim, — Saf ve samimi bir ahbap kelimeleri ile tavsif ettiğiniz bu muarefenin bu kadar ihtirassız olacagını zannetmiyorum. Bana karşı duydugunuz arzular beni korkuttu, Eğer bu defa size adresimi verseydim sizinle evlenmeğe karar vermiş olurdum. Halbuki benim daha şimdilik böyle:bir fikrim yok: Onun'için size «Evet» deyip ümit vermek istemiyorum. Bu kuvetli szvğiuizin UYANIŞ 721 tezahuratına kapılıp size gelebilirdim; fakat bu hareketten beni şu fikir alıkoydu: «Ben ki o kadar güzel değilim, bana bu kadar çabuk âşık olan Esirimin yarın başka birine tutulmayacagını kim temin edebilir. » İşte bu düşünceler beni adresimi göndermekten alıkoydu. Kusurlarımı affet , E, B. Haşiye — Bana bundan soura mektup göndermeyiniz; çünki elime geçmeyecek; geminiz limandan açılıncaya kadar Santa Flora'da değilim. Eyi tali temenni ederim. Kömür alan ameleye nezaret ederken bu mek- tubu okudu; yavasça dudaklarına götürdü. Ve: «Ya sen! Ya hiç biri sevğilim!» diye mırıldandı. Üstü başı kömür tozu içinde, yüzü sim siyah amelenin arasında dolaşırken ismini duydu: — «Mr. Kerles nerede?» Kamarotlardan biri böyle döndüğü zaman Esteli gördü: — Oh azizem! dedi, Allah beni ne kadar seviyor- muşki seni bir daha görebildim. Fakat size dokuna- mıyacagım, çünkü baştan aşağı kömüre boğuldum. Genç kız: — Aldırmayınız canım, dedi, sizi böyle karşımda görüpte elinizi sıkmayayım. Kabil dağil dayanamam. Çapkın bahriyeli sim siyah ellerini uzatarak: — Minimini beyaz ellerinizi kirleteceğim; diye söy- lendi ve kamarotu yanına çağırdı: — Nişanlım vedalaşmak için gemiye vardiyadan çekiliyorum, kaptan babaya söyle dedi. — Fakat ben daha sizin nişanlınız değilim, dedi bağrıyerdu. Arkasına gelmiş — Şimdi belki değil, fakat gemi kalkmadan evvel olacaksınız. İhtiyar kaptan kamarasından çıkamıyacak kadar hasta değildi. Onun için bu yeni sevdalılara yirmi kika müsaade verdi. Nişanlılar kaptan köbrüsüne çıktılar ve bir tahli- siye sandalının altıua oturdular, İlk defa genç kız söze başladı: — Fakat siz böyle bizim her yerde nişanlı olduğu- muzu söyleyemezsiniz; ve öyle imiş gibi de hareket etmeğe hakkınız yok.... Ah yüzünüz kömürden sim siyah olmuş benimkini de kirletiyor diye haykırdı! Bahriyeli: — Biraz evvel belki hakkım yoktu!, Fakat şimdi artık var değilmi sevgilim!... Sahilden gemiye, gemiden sahile sallanan men- diller: bir saniyelik aşkın. devamını ilân ediyordu. 18/9/929 Maltepe JE. Refik GÜNDE 10 PARA Anadolunun her köşesinde birer Çocuk sarayının yükselmesi için HİMAYEİ ETFA- LİN hepinizden beklediği Yari,