720 UYANIŞ No, 1729—44 ASK İLÂHESİ Tercüme eden: /. REFİK — Geçen nushadan mabat ve son — Miss Bowen : — Fakat, dedi, zannederseii sizin müfekkireniz pek sağlam değil. Genç adam yavaşça : — Daha evvel böyle değildi, fakat sizi gördükten sonra! Kendi kendime de şaşıyorum; acaba sizin bu kadar emniyet ettiginiz tanıdıklarınız ve dostlarınız benim kadar sözlerinde sadıkmıdırlar Ye hilesizmi- dirler? Şuna emin olmalısımız ki ben zannettiğinizden çok doğru ve samimiyim. Güzel kız şiddetli bir bakışla muhatabını sustur- mak istedi; fakat bu şiddet nefis bir tebessüme tü havvül etti: — Hakikaten çok muannitmişsiniz, dedi, size an- cak birkaç dakikamı hasredebilirim; hüsnü niyetle konuşmanızı bilhassa reca ederek &izi dinliyorum. İsmim Estel Bowen dir. Bahriyeli yavaşça : — İsminizin Estel olmasına çok memnunum,Benim güzel yıldızım; düşündüklerimi söyleyebilmek ve söyleyeceklerimi düşünmek lâzım. Sizi gördüğüm anda bana mev'ut sevgili olduğunuza inandım. Karşısındaki sabırsızlanarak : — Fakat siz, kıymetli dakikalarınızı yok ediyor- sunuz. Ben biraz sonra gideceğim; çünkü meşgulüm. Öteki : — Yoksa size çokmu geç tesadüf ettim. diye şaşa- ladı. Genç kız: — Bazı dostlarla tiyatroya gitmek için söz ver- dim, dedi — Oh! Oh! Ben de meşgulüm dediğiniz zaman « evliyim ! » demek istediginizi zannetmiştim. .... .MissEstel...... Benimle..... Evle- nirmisiniz. Miss Estel şiddetle : — Asla! dedi, ben sizinle konuşmak için bile dü- şünürken; bana evlenmeği teklif etmeğe nasıl cür'et ediyorsunuz?.. Reca ederim söyleyiniz şuurunuzda bir ihtilâl varmı ? Bahriyeli yavaşça : — Ah Miss! Siz beni daha eyi tanıdığınız zaman fikrinizi değiştireceksiniz, diye söylendi. Muhbatabası : — Fikrimi değiştirtmek için tam 15 dakikanız vardır, diye cevap verdi. Muharriri: OWEN OLİVER Genç adam gece için de birkaç dakikalık bir mülâkat talepetti; fakat kız kabil olmadığını söyledi. Bahriyeli hiç olmazsa- aglresini olsun söylemesini reca etti;.lâkin“bu ümidiğde boşa çıktı: Mis Estel böyle bir ziyaretin hiç te şayanı arzu olmadığını anlattı. Bu suretle bir #ğniyenin mahsulü olan bu aşk ancak birkaç dakika ,Sonra ölüme mi mahküm kalacaktı? — Beni artık maiiliney, acaksınız; dedi zavallı delikanlı. güzel kız: — Ben sizi asla unutmayacagım. Sizinle evlenen bir insanın bahtiyar olacagına eminim, fakat ben evlenmek fikrinde değilim. — Evlenmekmi? Asla! Ben de artık hiç evlenmeye- ceğim. —bBu kadar inatçı olmayınız, izdivacınızda size saadet ve bahtiyarlık dilerim. Agzından çıkan bu sözlerin bitmesini beklemeden yerinden fırladı ve karşı yoldan geçen tramvaya atladı, bir dakika sonra araba köşeyi döndü. Tramr- vayın arkasından hayran ve mütehassirane mırıldandı: —bBu gece kasabada ne kadar tiyatro varsa geze- ceğim; ve muhakkak seni bulacağım. İstikbalin mua- refesini bu günden arayacagım, seni dünyayı değiş- tirinceye kadar seveceğim. Seni seveceğim. Seveceğim. Acele bir akşam yemeğinden sonra yorucu bir takip başladı. Girip çıktıgı tiyatrolrın birinde onu büyük bir arkadaş partisi arasında buldu. Dışarıya teneffüs salonuna çıktı ve bir tezkere yazıp küçük kapıcı ile gönderdi: Teshirkâr küçük hanım ! Dünyadaki insanların talilerinin değişeceklerini ümit edenler- dennim. Sizin zannettiğiniz kadar vahşi bir insan değilim.Eğer sizi candan ve kalpten bekleyen bir yavuklunuz yoksa geliniz zevcem olunuz. Bana adresinizi yazın ve mazi olan bu günden istikbale gidinceye kadar izinizi kaybetmeyeyim. Sizin sevdiğiniz. İkinci perdenin başlanğıcında kurşun kalemile yazılmış bir cevap aldı: Aziz sevgilim , çok korkmağa başlıyorum. Ümit ederim ki bir dakikanın mahsulü olan sevginiz yine böyle çabuk sönecektir. Hürmetkârınız E . Bütün ikinci perde müddetince dışarı salonda kaldı ve diğer bir kâğat yazdı: Sevgili yıldızım, Biz birbirimizin olmak için yaradılmışız. Beni reddetmeyiniz; taliiniz taliimle birleşirse saadet bize râm olacak. Sizi tekrar gör-