624 UYANIŞ İngiliz edebiyatı Yirmi iki kişi idiler, ogözleri çökük, bıyıkları düşük, o dizleri titrekti . Yaşları 30 la 25 afa- sında idi. Bun- ların hepsi mek- tep çocukları idi. Çocuk aklınız minimi- ni mektep çocuk- larına gitmesin. Mektep çocuk- ları bu adamlardır. Ellerinde yeni başlıyan senenin ucreti sıra sira dizilmişler, bir kapının deyince açılmasını bekliyorlardı. Dersleri ne olacaktı? Ne okuyacaklardı? İçlerinde büyük bir merak; kapının açılmasını bekliyorlardı. Kapıda bakır bir levha, üstünde şu kelimeler: KILIBIK KOCALARA MAHSUS MEKTEP Müdire Matilda Şmit Yalnız burasının kılıbık kocalar için bir mektep olmaktan daha fazla; daha başka bir manası var. ; Burası bir dimağ fırtınasının koptuğu bır yerdir. Kapı açıldı. Dersaneye girdiler. Bir âra- lık başka bir kapı açıldı. Müdire Matilda Şmit içeriye girdi. Müdire Matilda Şımit, kanlı canlı bir kadındı, gözleri korkünç, dudakları; iriiridi. Heybeti karşısında mahbus bir arslan kafesin den çıkmıya cesaret edemezdi. Tahakküm için, yaratılmıştı. Bunda da fevkelâde muvaffak oluyordu. — Ücretlerinizi getiriniz dedi, götürdüler. — Oturunuz! dedi. Oturdular. — Geçen sene bırakdığımız yerden başlıya- cağız. (Açıktan açığa isyan) bahsine gelmiştik zan ederim. Hepiniz gözümün içine bakınız ? Hep birden gözünün içine baktılar. — Şimdi söylediklerimi tekrar edin !! Üstadın söylediklerini tekrarladılar. -—- <Aziz kadın! — Aziz kadın? — Senin tehdidine © —. Senin, tehdidine — Tam yirmi senedir dayanıyorum Kılıbıklar Mektebi! No.1723—38 Willsott'tan: — Fakat bu gece bunun son gecesidir. — Fakat bi gece bunun $on gecesidir. Üstat onlara göz gezdirdi: — Şiddetle kabarın. Şiddetle ka- bardılar. — Devam ede- lim. Devam ettiler.. —Şunu kafana koy ki! — Şunu kafana koy ki! — Eve istedigim saatte gelecegim ! — Eve istediğim saatte geleceğim! — Ve bu çatı altında mmendebur cadaloz ananın Suratını eğer bir daha görürsem. —Ve bu çatıaltındı mendebur, cadaloz ana- nın suratını eğer bir dah görürsem,. — Tekmeyle kapı dişarı atacağım ! — Tekmeyle kapı dışarı atacağım ! Matilda Şmit; — Fena degil! dedi.. fena degil! Robenson korkarım bunların en zayıfı sensin! sesin sivri sinek vızıltısına benziyor, adeta man- zume okuyorsun ! Talebe Robenson; — Affedersiniz efendim ! dedi. — Matilda Şmit göğredi: — İtizar etme.. sana kaç dela söyledim kadına itizar edilmez diye.. hadi bana iİtizar etmeden «cehennem ol!»de bakayım ? 'Taleb Robenson: — Cehennem ol! dedi. — Daha yüksek.. daha sert.. Top gibi gürle !! — CEHENNEM OL! — Eh.. bu ses iena değil! terakki var.. 'Müdire Matilda Şmit kâğatlarını. hışırdattı ve tok tok mırıldandı; — Şimdi (kafa tutma) bahsini öğreneceğiz! Bana bakın! Ona baktılar. —— Kaşlarinızı çatın | Kaşlarını çattılar.. : “— Alay edin.: hep birden hah-hah hah“! “Alay ettiler hep birden hah hah hah !!