No. 1716—31 Fikir ve san'at Güzel San atlar ... âleminde Birliği E. Şubesinde buhran mi HABERLER zil z ve Bunun hakiki sebebi Geçen hafta"bu sütunda güzel San'atlar birliği Edebiyat Şubesinin yeni teşkilâtı ile hayırlı işler görmek üzere çalışmağa başladığını yazmıştım. Bugün yine ayni mevzu etrafında yazmak için kalemi elime alırken ne diyeceğimi, geçen haftaki sakin ve ümit dolu si lagiç yi ile bu haftaki ani fırtınayı nasıl izah edeceğimi bilemiyor! Hayretler içindeyim. Öyleya, 24 kişiden mürekkep bir kuğği toplanıyor, ekseriyete yakın bir rey ile bir idare hey” eti teşkil ediyor, kendileri de ecnebi işleri ve neşriyat encümen- lerine yine kendi reylerile intihap ediliyorlar. Bunun üzerinden on beş gün geçince birdenbire encümen azalarından mühim bir kısmı olan İl zat, işlerinin kesreti bahanesile istifa ediyorlar. Bu istifaları idare hey'eti reisi Kemalettin Kâmi Beyin isti- fası da takip edince idare hey'etine de haklı bir taaccüple ken- dilerinin de istifasını verip işin içinden çıkmak vazifesi hasıl olu- yor. Nitekim reisin istifasi üzerine aktettiğimiz idare heyeti içtimaıda buna karar vermişizdir. pazartesi günü fevkalâde bir kon- Esami listesi bir iki güne temmuzun 8 inci azalari davet ediyoruz. kadar bütün gazetelerde intişar edecektir. İşte beni bilhassa hayrete düşüren bu ani rıdır. Halbuki bu zevat son günlere kadar kendi ğine Meyer idare hey'etile beraber hararetli bir ge çalışm görünüyorlardı. O halde bu ani bozgunluk ve İlmeklik neden icap etti? Bunun ruhi saikleri nedir? Bu suallerin pek haklı olarak son jki haftanın edebi müna- adri B. in bütün düşünen, encümen istifala- cevabını bekliyen karilerin sadece ku hisseden ve yazan gençliği saman ekmeği ile yetişmiş, beyinsiz, ei sıfatlarile tehzil eden makalelerini hatırlamalıdırlar. yazıları ise (Vur baba) müellifini büsbütün hudutsuz ve Şuursuz bir buhrana uğratmış ve daha'nasıl taarruz edeceğini bilemeden ağzından köpükler saçarak yeni sığındığı bir gazetede taaruzlarını en şeni küfürlere kadar ileriye götürmüştür. Bu küfürler meya- nında «aç serseriler», «sohak illerisgibi tabirler ise Yakup Kadri Beyefendinin terbiye ve asaletindeki i Busmsiyeni asla güzel gös- TA ek Ve KA ie lüle gibi... kısımları ve bu meyanda gençliğe iftira ve bühtanları ise öyle sanırım ki, edep haricinde edebiyat yapan 2 muharririn son şöhret Hidanlerişı da diye yeni ve sade lisan taraftarlarına hücüm ederken nasıl bugünkü temiz türkçemizin ilk temel taşını atanlara hücum etmişse yeni ve son tasallütünde de ayni hiddetin izlerini bulmamak imkânsızdır. i kaybedilen a in Edebiyat Birliği'inde yükseltimesi e ki bir sürü erikalara ve manasız dedi- kodulara meydan vererek Birlikten a tevlit eylemiştir. Hatta bu istifa edenlerden bir arkadaş sokakta bir tesadüfte vaki olan suale karşı, tam dört kişinin karşısında, yaptığı işe kendisi de hayret (o eden bir çocuk bakışile: e bileyim, demiştir, istifa et dediler. Ben de ettim...» gülünç belâgatı istifaların hakiki mahiyetini az İşte münakaşalarda İşte bu cevabın çok izah etmektedir. Fazlasını anlamağa ne lüzum var? Arif olan her halde Edebiyat Birliği etrafında koparılan fırtınanın esaslı sebeplerini pek âlâ idrak edebilir. Demek ki (Yahup Kadri — Gençlik münakaşası yüzünden şimdi ortaya bir de | Y akup Kadri- Idebiyal Birliği hadisesi çıkmıştır. Hayatlarını alınlarının teri ile kazanan bütün bir gençliği tahkir etmekle en ziyade kendisini çürütmüş olan bu iftira kasırgası, gazete sayfalarında aciz kalınca UYANIŞ Şiir: Gelin Odası Gülüyor içinde taze bir bahar: Mineli çimendir yerde halılar, Bir daldır avize, çiçekle süslü.. İpek perdelerle sisli her köşe, Her küçük yastıkta açmış menekşe, Her beyaz örtüde ilkbahar gülü.. Bekliyor renklenen, gül kokan hava, Ve cibinliklerde gizlenen yuva © birbirine eş iki bülbülü... TAHSİN HALİL «Mickiewicz» den bir aşk şiiri: GECELER HAYROLSUN! Geceler hayrolsun! Bügünkü oyunları- mız bitti, Uyku meleği, gözyaşlarını ku- rutmak için mavi kanatlarını senin üzerine koysun. Kalbinde şükün yerleşsin. Geceler hayrolsun! Geceler hayrolsun! Bizim müşfik ve a- şikane sözlerimizin aksi uzun müddet se- nin kulağında çınlasın. Ve sonra muzlim uykunun kesafeti içinde benim hayalim rüyalarında sana gülümsesin. Geceler hayrolsun! Parlak nazarını yine bana atfet... Dudakların! Nasıl, şimdiden mevkibini mi çağırıyorsun? Gögsünü öp- mek isterim? Geceler hayrolsun! Vakıt çok mu geç? Geceler hayrolsun! Kaçıyorsun, kapıyı kapamak istiyorsun. Geceler hayrolsun! Kısa kesmek için anahtarı çevirdin. Doğru: benim «Geceler hayrolsun» larım senin u- yumana mani oluyor. ——. 1. ve se ee e 20 08 e 8 Ve e e e e e e e e ve son küfürleri de tükenince hıncını almak için Birlik Edebiyat Şubesine sinsi bir surette saldırıyor. aksadı bu san'at yuvasını da yıkmaktır. Hem niçin yık Fedakâr bir demde! bir san afih garezle hakkın hangisi galip geleceği e Hele gelsin ve yıkıcılarla yapıcılardan hangi tarafın vaziyete hakim olacağı anlaşılsın. O güne kadar beklemek ve ibret ile bu edebi* nümayişleri seyretmek lâzım geliyor. Nitekim biz de öyle yapacağız. Palit Geahri masın? neslin kalbini ve izzeti nefsini yıkmaktan azap duyarlar? henüz belli at şubesi yıkmaktan mı kongra günü gözü 30 Temmuz 1928