488 UYANIS No. 1716—31 Bahar ve yaz çiçekleri Çiçekler ve kadınlar .— Medeni âlemd e çiçek ihtiyacı .— Çiçek fabrikaları .— Cesim serler, her türlü çiçekler .— kırk milyon gül .— Tayyare ile çiçek nakliyatı .— Bunda damı rekabet guç .? Son haftalar içinde, Beyoğlu taraflarında, İstiklâl caddesinde, Emin önunde, Köprü üstünde vapur iskelelerinde, sepetler içinde demet, demet çiçekler İstanbulun pek hoş olan baharına, ya- zına, güler yüzlü ve canlı reklam oluyorlardı. Fulya, zeren, Gül, Leylak ve mahzun, mütevazı aşıkların tesellisi Menekşeler ciddi pek meş- gul iş adamlarının dil.katını celpetmese bile genç kadınlar, kızlar tabiatın bu tecemmülatına yabancı kalamiyorlardı. Pek eski şairler kadınlarla çiçekler arasında münasebet göregelmişler, kadınları çiçeklere, çiçekleri kadınlara benzetmişler. Bu asırda kadın hayatı nakadar erkekleşmiş olursa olsun, pek uzun asırların kadınların tabiatında kökleşdirmiş olduğu meyl ve incizap odur, kolay kolay değişmez. Kadın Güzel gö- rünmek, güzel giyinmek zevkinden, ihtiyacından kendini alamaz. Medeni çiçeklerin, kadınlardan gördüğü rağbetten başka, zevkli veya kederli var. Büyük ziyafetler âlemde, zamanlarda bir mevkii de yemek masaları her mevsimde çiçeklerle süslenir. kibar kişilerin cenazeleri de ebedi mmedfeni- ne çiçekler içinde naklolunur. Öyle ki keyili demlerde ferah verir, maten anında da teselli.. Eski dostlarımdan birine bir kaç sene evvel tesadüf ettiğim zaman, haylı uzun müddet biri birimizi görmemiş olduğumuz için derince hal ve hatır soruşturmuştuk. — Ne ile meşgulsun? süalime şöyle cevap vermişti: Çiçekcilikle! Hak bin bereket versin, haylı para kazaniyorum, bence “keyfli bir iş, hoşca da vaktimi geçiriyorum. Bilirsin ki baba bucağı- mız Beşiktaş tarafındadır, evimizin geniş bir bahçesi vardır, burasını tamamiyle bir çiçek bahçesi haline koydum, bir de oldukca büyücek bir ser (Limonluk) yaptırtım, turfanda çiçek yetiştiriyorum. Müşterilerim Beyoğlu tarafında- dır. Kışın bir ziyafet, veya bir ölü için bol ve acele siparişlerden çok para aliyorum. İşi tevsi ettim. Suadiye tarafında arazı satın aldım, orada çiçek bahçesi, vasi serler te'sisine teşebbüs ettim... Çiçekcilik diye geçmemeli, pek mühim- dir.. Bu günden beri nerede, ne zaman çiçek görsem - hele mevsimsiz olursa -dostumu hatır- larım, yakın vakıtlara kadar memleket hesabına da düşünürdüm: Memleketimiz için bir ziraat memleketidir, deriz ve bir iftihar duyarızda. Amerika unları- nın mahsulatımızla rekabet etmesine mani olamayız. Hatta buna mühtaç kalırız. Amerikada mezreaların gayet vasi, istihsa- lan pek büyük mikyasta olması, insan elleri yerine makinaların ikame edilmiş bulunması, bizde yolların ve nakliye vasıtalarının yoksuzlu- ğu, sıkıntı çekilmesi... Dıha diger bir takım ahval ve esbap bu hususta âmil. Başka sahalarda, mesela, Avrupanın büyük fabrikalarında imal edilen eşyanın imal fiatı, bizim pek mahdut atelyelerimizde yapabildigi- miz aynı eşyadın ucuz gelir. Gayet vasi mıkyasta istihsalât ve imalât maltiyet fiatıni, azaltır. Yerli mallara rağbet bir hamiyettir. Vatana karşı bir hizmettir, düsturuna rinyete biri birimizi teşvik ediyoruz. 'Taki ecnebi rekabetine biraz mukabele edebile- lim. Yeni gümrük tarifelerinde de bu gaye mevcuttur. Şu gibi düşünceler arasında hiç olmazsa bizde çiçekcilik ecnebi rekabetten masundur, diye bir oh! çekemezmiyiz? Vakıa hariçten çiçek tohumları, sovanlari geliyor amma, tam taze çiçek ithalâtına da mahal ve imkân yokya!. Acaba iş böylemi?. ei » Bizden lâle devri geçmiştir, fakat Avrupa Felemenk halâ dünyanın lâle pazarıdır; orada cins cins türlü türlü güzel lâleler yetiştirilmek- te, lâle sovanları, her tarafta meraklılarna gön- derilmekte.. Bunu hep biliriz, fakat iş burada kalmamış ki.. Felemenkliler çiçek yetiştirmenin her sahasına baş vurmuşlar, işi lâleye munha- sır bırakmamışlar. Son senelerde Felemenğe giden seyyahlar orada şairane lâle bahçelerini temaşaya hazırlan- mış oldukları halde keneilerini şiirden muarra senayiin ciddiyetile meşbu cesim fabrıkalar için de bulmuşlardır.