No. 1707—22 UYANIŞ 343 neye çıkmakta olan yeni bir amil de vardır: Kadınların intihabata iştirakleri.. Pariste çıkan «le Matin» gazetesi baş mu- harrinin dediği gibi bu gürültüsüz bir inkılâptır, gürültüsüz inkılaplarda gürültülü olanlarından mühim değildir. (İngilterede kadınlara intihap hakkı verilmenin gürültüsü senelerce sürmüştür, ancak semeresi sessizce toplanmıştır.) Geçen sene, muhafazakâr bir hükümet iş başında iken, ingiliz parlementosu bir kanun çıkardı. Bir kadın intihap hakkını iktisap için 30 yaşını doldurmuş olması lâzını gelirken yeni kanunla 21 yaşındaki bütün ingiliz kadın- ları intihap hakkına sahip oldu. Böylece bu seneki intihapta İngilterede, Daily Maıl gazetesinin hesabına göre, 5.200.000 yeni intihapçı kadın meydana çıktı. Bu defaki ingiliz intihabatının çehresini değiştiren en mühim amil budur. İzah edildiğine nazaran İngilterede öyle intihap daireleri varki bunlarda dört intihapçı erkeye mukabil beş, bire mukabil iki, bire mukabil üç müntahip kadın isabet etmektedir. Şu kadarcık bir işaretle de anlaşılabilir ki intihabat neticesinde aceba konservatörler mi, liberallermi, travoyislermi kazanacaklar merak ve endişesi yerine, bu sefer ingiliz intihabatında hakim olacak olanlar kadınlardır. İngiliz siya- seti bundan böyle kadınların ellerinemi geçecek diye düşünmek icabediyor. İngilterede bunu düşünmeğe bazli olan- larda çok... İlk kadın meb'uslardan Tody Autor içkiden bahsederken demiştir ki: erkeklerin düşündükleri iki şey vardır, kazançları ve iç- kileri. Kadınlar bir kerre kanunlara hakim ol- sunlar, o zaman görürsünüz erkekler yalnız kendi buğazlarını mı düşünürler, yoksa kadın- larının ve çocuklarının sıhhatilede mukayyet olmağa mecbur olurlar mt?.. Kadınların İngilterede siyasi hayata acemice atılmakta (oolduklarını o farzetmek de doğru değildir. Senelerden beri, intihap hakkını elde etmeden evel, ümumi intihap mücadelelerine karışmışlar, metingler yapmışlar, kongralar aktetmişler. Gazetelere siyasi makaleler yaz- mışlar. Hük met çarkını çevirmekte nazari ve ameli mümaüeselerde bulunmuşlardır. e İngilterrede (o kadınların intihap hakkını iktisap etemeleri, bizim « Armut piş, ağzıma düş > dedigimiz şekilde olmamıştır, hatta, Uyanışımızın selefi (o Servetifünunumuzun yirmi senelik kolleksiyonları karıştırılsa, ingi- liz «Suffragette» lerinin, siyasi haklarını al- mağa çalışan kadınların, bunlara önayak olan « Mrs. Pankhurst »un ingiliz ricalı ve ingiliz polisleriyle savaş emtelerine, yakabaca olmala- rına, harplere girmelerine dair bir çok resim- lere, yazılara tesadüf olunur. Mrs. Pankhurst ile yoldaşları Londrada bir çok defalar zorla Westeminister sarayına, yani parlemento binasına girmeğe kalkışmışlar, baş- vekâlet dairesine hücüm etmişler, kadınlara siyasi hak isteyerek bağırmışlar, çağırmışlar, hapshanelerde haftalarca yatmışlar, “açlık grevi» ni icat etmişler, kadınların hakkı namına didiş- mekten asla vaz geçmemişlerdi. Pankhurst bir iki sene evyel vefat etti. Bugün İngilterenin muhafazakâr bir başvekili yirmi bir yaşındaki bütün ingliz kadınlarına intihap hakkını verdikten başka Londra da başvekâlet dairesinin arkasında, hariciye nezareti dairesinin önündeki bahçede Mrs. Pankhurustun bir hey- keli rekzedilmesine de müsaade gösteriyor. İngilizlerde yirmi sene evvel <deli kadın dedikleri kadın hakkı kahrımanına şimdi hey- kel dikiyorlar. alm Bu yaygaracı kadına gelinceye kadar İngil- terede kadınların siyasi haklarını müdafaa eden kimse yok mu?. Yine bir kadın, Mary Vollstonscroft, 1700 de «hukukı beşer beyanamesi»ne mukabil hu- kukı nisvan beyannamesini neşretmişti. Yine bir kadın, Anne kent, 1857 de siyasi hakla- rını isteyen kadınlar cemiyetini teşkil etmişti. John Stuart Mill de ingiliz parlementosında kadınlar için siyasi hak istemişti. İngiliz hayatı hakkındaki yazısında Mr.R.L. Onu pek eyi anlatiyor ki ingiliz karakteri fi- kirleri nakadar yüksek olursa olsun nazariyat- cılara paye vermez, ingiliz hayret ve takdiri, haraket edenlere, ograşıp didinşenlere bir fikre filen vücut verebilenlere müteveccihtir. “e İngilterede, sair memleketlerde kadınların siyasi hakları ve bunun tahakkuku bahsı açı- lınaca büyük fransız edip ve şairi Victor Hugo da hatıra gelir. Victor Hugo henüz 17 yaşında iken ya/- dıgı, «edebiyat ve felsefe halitası» ismini ver- diği bir kitaptan bir kaç sene evvel gazeteler bahsetmişlerdi. Victor Hugo bu kıtabında demişki: «Kadının derece derece hak ve hurriyetini elde etmesine bakarak düşüniyorum ki eğer bir kaç kuvvetli kafaya politika terazesinin bir gözüne de, mu- vazene için, nevi beşerin, şimdiye kadar ocak başında hükümran olmuş olan diğer nısfını koy- mak azmi gelirse ne olur. Kadınlar erkeklerle hem ayar olmağı istemekten bikmazlar. Biz, kadınların bizden eyi hükümet idare etmek ümidini kıracak kadar eyi mi hükümeti idare ediyoruz? Kadınlar hükümran olmağa pek azmı seviyorlar ki biz kadınların hükümet işine ka- rışmak arzusunda hiç bir zaman bulunmayacak- larına zahip olabilelim? Fazla düşündükce daha eyi görüyorüm ki naçar bu hale (kadınların — Devamı (346) ucı sahifedâ — X