bünümüzdür. Günümüz Çocuk günü: istikbal günü, memleket günüdür. Çocuk oyunları, çocuk oyuncakları Oyunların, oyuncakların çocukların manevi, ruhi terbiyelerinde, âkli ve hissi küşayişlerinde ne kadar mühim tesirde bulunduğu bu pedagokların, çocuk terbiyesiyle iştigal edenterin nezdinde malumdur. Çocuk gününü tesit etmek üzere küçüklerin o aherikli cıvıltıları arasında Günümüzdür, günümüz bağrışmaları ile bir halka gün şeklinde oynamaları, sevin- meleri ne kadar yolundadır. Nasıl sevinmesinler, oyna- cumhuri hü- kümetimiz, kendi gününü (Cumhuriyetimizin ilanı), mmasınlar ki yüksek millet ve memleke- timizin istiklâl gününü çocuk günü adeylemiştir. Zaten memleketin varlığı, ilerlemesi, istiklâli yarinki evlada, çocuklara ait değil- midir? Çocuk daha ana kucagın- da pek küçük iken oynamak ister, daha bir kaç aylık iken sevdiklerine güler haykırır, sıçrar ve eğlenir. Çocuk mül eder. cismen ve ruhen yavaş yavaş tekem- Çocukda ilk tecelli eden hâl oyuna ınkılap eden harekettir. Çocuğun her hareketi; her arzusu yaşıyle mütenasibdir; çocuk etraiını anlamak, eline geçirdiği her şeyi adeta tetkik eylemek ister; yürümeden evvel oyun arzusunu ve ihtiyacını vaziyet ve hareketleri, gülücük ve sevinmeleri ile izhar eder. Bu sevki tabii her yaşta ayrı ayrı tezahurat ile görülmektedir. Çocuk harekete, Oyunlara ve oyuncaklarla eğlenmeğe bir gida, saf bir hava kadar muh- tacdır; yeterki oyuncaklar terbiyevi, sıhhi ahlaki olsun. Bugün avrupada çocukların sihatı, hayati, terbiyesiyle iştigal «edenler çocuk oyunlarına, çocuk oyuncaklarını ziyade ehemmiyet vermek tedirler. UYANIŞ Oyuncak ve oyün yalniz çocuhları eğlendirmek, avutmak için değil, onların tekâmülleri, idamei sıhatları için de lazımdır. Oyuncak, çocuk için hiç başka bir suretle telafi edilemiyecek bir arkadaştır. 1991 senesinde Cenevrada inikat eden beynel- milel salibi ahmer konğırası münasibetiyle küşat edilen serğide «çocuklara muavenet beynelmilel ittihat heyeti» tarafından çocuk oyunlarına ve üst kat galerisinde ikinci bir serği ziyaretcilerin pek çok nazarı çocuk oyuncaklarına dair tahsis kılınan binanin mini mini dikkatini celbediyordu. Her memleket, çocuk oyuncaklarını teşhir ile milletin manevi, ruhi inkişafinı, çocuk terbiyesinde tarakkisini göstermek istiyordu. inikat eden çocuk oyuncakları serğisi de sözlerimi tasdik eder. Bu fabrikalarda. yapılan Geçen sene Brukselde gibi serğilerde yalnız oyuncaklar değil, her mil- letde, her memleketde efra- dın, halkın, hatta bizzat çocukların, velev pek kaba sıba olsun elleriyle yap- dıkları da teşhir edilmek- tedir. Avrupada terbiye ve ilmü irfan cihetiyle oyuncaklara pek ziyade ehemmiyet ve- rildiğinden müellifin biri: çocuklarınizın ne ile oy- nayıp eğlendiklerini söy- lerseniz ilerde nasıl adam olacaklarını bildireyim demiştir. Bu, adeta Ne yediğini söyle ne oldu- ğunu bile yim sözüne benzer. Medeni memleketlerde çocuk oyuncaklarına, çocuk oyunlarına verilen bu ehemmiyeti biz çok, hemde pek çok nazari dikkata almalıy17; çocuğun oyuncağında, oynunda daima sıhatini, ruhi ve hissi inkişafını gözetmeliyiz. Çocuk bahusus yazın dar bir yerde oynaya- cağına Sal ve açık bir havada eğlenmeli, hare- ket etmelidir. Pek küçükleri bile sabah ve akşam evden çıkarılmalı açık bir yerde, saf bir havada gezdirilmeli, oynatılmalıdırlar. Bunun için büyük şehirlerde meydan ve meydanlıkların, bir kaç sokağın telâki ettiği yerlerin park, skuar ( ha- line getirilmesi ve buralarda yalınız büyüklere unumi tenezzüh mahalleri tesisi değil, çocuk- ların oynamaları için büsbütün ayrı ve gayet te- miz Çocuk bahçeleri, Küçük kum parkları” tefriki lâzımdır. Zaif, cılız, içelimsiz çocuklara No. 1706—21 a