” b No. 1705—20 UYANIŞ 315 NESİR : MİMOZALAR Bana birkaç dal mimoza verdi, sana çilgınca âşık oldum: İlk sıcakların başladığı mehtaplı bir geceydi bu.. Geç vakıt odama döndüm ve bütün gün büyük bir dikkatle avücümda sakladiğım mimo- zaları masamın üstündeki vazoya koydum. Mimozalar ince yeşil bedenlerini yarı yarıya gizliyen sevr vazonun içinde derin bir iç çekişile gözlerini süzdüler, Sarışin Saçlarını dağıttılar ve baş başa verdiler: Uyudular... Lambayı söndürdüm. Başımda hafif bir ağır- lık vardı ve şakaklarım atıyordu.Ben de uyanmak istedim. Fakat, ne mümkün?.. Aradan bir çeyrek geçti yarım Saat geçti, hatta bir saat bile.; bir yandan yatağımda öbür yana, soldan sağa, sağdan sola döndüm. Bir döndüm, türlü uyuyamadım.. Ve bu,sebebsiz değildi.. Sanki sdamin havasında, beni uyanık bırakan bir kımıldanış vardı. öyle bir kımıldanış ki, nefes gibi sessizdi. Sessiz bir tenef- kızların uykuda havaya dağıttıkları füstü bv. Genç nefesler kadar taze; sıcak ve rayihalı bir teneffüstü bu... Merak ettim. Dikkat kesildim, veçok geçmeden hepsini öğrendim : Ertugrul Mimozolar, ince, yeşil bedenlerini yarı ya- rıya gizliyen sevir vazonun içinde, cansız uy- kulardan uyanmışlardı,! dansediyorlardı. Fakat odamda ne cazbant çalınıyor, ne de ipek kumaşların ipek tenlere sürtünmesinden çi- kan tatlı ses duyuluyordu. 5 Sessiz ve müziksiz bir dans, sessiz ve inü- ziksiz bir kıvranıştı, bu.. Sanki mimozaların Darülbedayi rejisörü san'atkâr Muhsin Be —a—— saçlarındaki o derin, esrarlı ve giciklayici ra- yıha bedenden ayrılan bir ruh gibi gözle görün- meden odamin uyanmış, havasında çılğın bir tayf gibi sönmeğe başlamıştı. Dans yavaşladı, durur gibi oldu, ve rayi- halar kısıldı, baygınlaştı. Sandım ki bir fahişe- nin Şehvetten gözleri süzüldü. Ve tekrar kıvranan, uyanan, çıldıran mimozalar... Hayret!..Şimdiye kadar hiç bunun farkında olmamıştım: Açık perdelerin arasindan sizan ay IŞIĞI, lıkla, tüne, acayıp bir sihirbaz. karyolamın o üs- bacaklarında çora- pları bile bulunmıyan bir kadın vücudu yatirmışti. Hatta kadın da değil.. Yuvarlak göğsünde mem- eleri, otuftunçlar Okadar taze ve kabarık bir getiç kizdı “ bu... “Deni şeffaf, esiri ve bembeyaz bir genç kiz vücudu... Genç kızın gözlerinde, mimozaların ,yumuşamış, kadife halini almış altına benziyen rengini düm, ve saçlarında, mi. gör- mozaların derin, esrarlı ve gıcıklayıcı rayihasını kokladım. ..Ve tekrar gözleri şehvetten süzülen fahişe. . Ve tekrar uyanan, kiv- çıldiran ranan, MİMOZA“ lar... Daha dün, bana birkaç dal mimoza verdiğin zaman, sana hiç de âşık değildim. Fakat sarışın mimozaların, altından bi-rer büyülü anahtar gibi, vücudunu açtığı şu dakikada seni çılgınca seviyo- rum; ve her sabah geçtiğin yolları düşünerek dört gözle; ufukların ağarmasını bekliyorum!... 80, Mart, 1999 Bekir Sıtkı