224 UYANIŞ No.1699—14 Wariyetelerde ahenk Türk cemiyetinin de Avrupanın neş'e felsefesine karışabilmesi için ses ve ahenk badesinden sermest olması lâzımdır ! Son asırda sahne âleminde üç büyük hareket vardır: tiyatro, sinema ve variyete! Tiyatro, bir iddiayı ispat için fikrimize hitap eder ve tebli- gci bir kuvvettir. Sinama, henuz mahiyetini tespit ettiremiyen bir halde bulunuyor. Fakat, variyete tahteşşuura hitap eden bir telkinci kuv- vettir. Çünkü, variyetelerde esas ahenktir: hilka- tin maverasından gelen ve fikirlerimizden başka bütün vücudumuzu hareketleştiren esrarı engiz bir kuvvet! Bu,yeni Alman şairlerinden |Heine- vetter | in dediği” gibi: sını tetkik ederseniz ediniz bu iki kuvveti görürsü- nüz. Fski Yunan filosofları, bunlacı söylemişti. Bugünkü medeniyet, bunların ibda eyledikleri bir eser olduğu için, dans ve şarkıyeya da en bü- yük bir mevki vermiştir. Demir Avrupa, ses ve ahenk içinde ibda kuvvetini temadi ettirebiliyor! Avrupa ve Amerika variyeteleri, her sene binlerce yeni numaralarla dolar. Bu numaralar, vücudun esrarli ahengini yaşatırlar, cemiye- tin heyecanını daima fa'al bir halde bulundu- e “ . ei bi ) v rurlar. Garp âlemini idare eden neş'e felsefesi. bu san'atı eseridir. Berlinde Vintergarten variyetesinin Jacksongirls grupu Tragen wir nicht um zuckenden Mund Immer noch glünbiges Lâchelen, bercit ? şeklinde inandırıcı bir sevinç haline giriyor! Variyete nümaralrını fikrimizle tetkik edecek olursak, ya gayri ahlâki bir hareket, ya mütereddi bir delilik ve ya en nihayet ma'nasız bir gayret öyle addeder, geçeriz. Fakat, mmusikinin sesi de | değil midir? oSesteki ahenk musikiyi yarattığı gibi, vücuddaki ahenkte dansı yaratmıştır. Bu, bugünün işi değildir. Insan, idrakini yarattığı gün fikrine mantığı, hissine de esrarı engiz ahengi istinatgâh yapmıştır. İnsanlığın en iptidai devirlerini tetkik edersek, “ her yerde dansı ve şarkıyı görürüz. İlk insan, kuvvette bulmuştar. Bu iki kuvvet, bir motor gibi bugün- kü medeniyeti tevlid etmiştir. Herhangi ilmin esa- ümit, korku ve necatını da iki esrarlı Berlin, Paris, Londra, Nivyork, Viyana, Moskova, Roma ile Yunanistan gibi en küçük ve en geri memleketlerde bile dans akade- mileri, variyete yıldızlarını yetiştiren hükümet müesseseleri vardır. Kuru fikir, nasçılıktır. Asya allameleri bu zihniyette oldukları için, şark şimdi garpta mev- cut olan bu telakkiyi kaybetmişti. İnsanın için- deki esrarlı kuvvetlerin hareketidir,ki yeni bit şey meydana getirir ve var olanı tereddiden kur- tarır. 'Türk cemiyetinin de Avrupanın neş'e felse- ftesine karışabilmesi için |ses veahenk)| badesin- den sermest olması lâzımdır! Ni Mes'ul müdürü: MAHMUT SADIK