24 Ocak 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16

24 Ocak 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

122 UYANIŞ No. 1693—8 seyyarat arasındakı halâya neden giremesinler? Halâda serseri dolaşan elektron bulutlarından tesadüf edecekleri bir kütlenin bunları ters yüzüne çevirip tekrar kürelarza göndermesi ihtimali yok mu? Tecrübeler yapın âlimlerin zahip oldukları fikir budur. Fransız âlim hay'etşinas Şarl Nortmanin düşündüğü) gibi acaba norveçli, holandalı tecrü- bekârlar biraz hayalata daldılar, havayinesimi tabakalarının ötesinde halâya doğru seyrana mı çıktılar? Müşahede ettikleri hadisenin ta oralara git- meden biz bize Arzın havası hududu “dahilinde tefsiri mümkün değil mi? Havayinesiminin yüksek tabakalarında, ta- hallül etmiş, seyrekleşmiş havanın bir takım hassaları vardır, bu yüksek ve seyrek tabaka- larda elektronlar pek mebzuldür. İhtimali var ki buraya varan mevcelerin sür'atleri tedricen azalsın. Bunlar bir vakfadan sonra geri çev- rilsin, halâya çıkmadan teğrar geldikleri yere döndürülsün. Bunların geri gelmelerinde biraz fazla zaman geçmesi de bundan ileri gelmiş olsun ! Şu halde telsiz vasıtasile Merih ile mu- habere?.. İşit te inanma. Bir iki haftadır, tababet âlemimiz çalkanı- Müder- rislerimiz bigayrihakkin itirazlara hedef edildi Bu aradada bir yor, doktorlarımızın şereileri kırıldı. diye yaygaralar kopkuor.. amerikalı simsar kansere karşı bire bir deva- dır, radyomludur, dediği hapları yutturmağa Istanbula geliyor. Bu deva şimdiye kadar han- gi hastahanelerde ne kadar müddet kaç hasta üzerinde hangi selahiyettar doktorlar tarafından tetkik olunmuş. Ne neticeler alınmış, buraları malâm değil, zözde radyomlu olan hapların terkibi de söylenemez bir sır imiş. Bana kalırsı doktorlarımıza karşı, böyle bir deva ile onları kandırmığa kalkışmak hürmet- sizliktir. Kanan olmadı ya ! Bin derde deva yaldızlı haplar! bunları da işit te hiç inanma! Mahmut Sadık > Yolda terkedilen bir ask —Filozof Mustafa Şekibe — I Ölünün bakışları karanlık, kapkaranlık, Ondan kalan hatıra minimini bir resim Saçları yorgun yorgun kıvrımlarla ımı dağınık? Gözyaşımla tabuttan bir munyadır sevgilin . iğ — Aydınlık sallanıyor gâh ileri, gâh geri, Lavhaların ne garip gölgeden akisleri; Kalbimle kendisine bir yol açıyor ölün ! Ben ne istiyordum, ne? avutan bir tebessüni ! II İstirapla yaşamak hayatımda bir korku, Göğsümüzü dolduran uyku, bu sonsuz uyku: Işıklı ruhumuzda beliren bir hayaldir ! EV İçimde yaşiyorum deli bir sonbaharı: Sert, dümdüz bakışların oynuyor dudakları, Ve, eller, bu sükünla canlanan bir kelime ! Aşkımı ben öldürdüm, kime sorayım, kime? Seadet bir kralsı, istirap ihtilâldir ! V Yıkılan duygularım korkunç bir ekspres. Kanımı donduruyor zehirli bir müselles: Bu, yılan dili kadar uzun bir etparçası ! VI Sözlere akssettikçe çarpık tavanın yası, O sapsarı çehrede kaynaşiyor mu hatlar ? Sevgilime örtünüz ibrişimden kanatlar, 2 Kaybolsün yavaş yavaş hayalleri duygumun; Rüyamı tamamlayım başucunda bir mumun ! Istanbul: 92) SABİH İZZET l

Bu sayıdan diğer sayfalar: