m No. 1691—6 UYANIŞ 91 Yeni Fransız şiirleri : Ofelva Olelya kamışların yolunu takip eder. Üzerinde hafii rüzgârlar esen ihtiyar bir söğüt ağacı onü dağınık o dallarının çatısı altına alır. Ofelya, yorgun, uyuyan suların kenarına oturur. Şimdi hülvalar içinde yüzüyur: bir çiçek, bir nerkis, ellerinden kurtulur ve suyun cereyanına tabi olarak kaçar... Akşamın letafeti bütün benliğine hülul eder. Aradan bir saat geçer: zühre, semaların derin- liğinde yanar. Fakat genç kiz orada kalmaktan tarifi gayri kabil bir zevk duyarak hülyalarına devamı eder... Birden sulardan bir nurıltı, bir şikâyet çıkar ve etrafın sükünetini. örpertir. OOfelya dinliyor.. Namer'i bir peri kulağına iğiliyor ve ona yavaşça hitap ediyor: Ey kumral saçlı güzel kız, sen bana gel; ben senin zatını biliyorum. Ne için şehirlerin dağdağalı hayatına, kalabalığına karışıyorsun? Oradaki hayat senin için çok sert ve merha- mefsizdir... Sana hitap eden ve seni istiyen, Sesine uyarak gel de ruhunu hemşiren sular perisidir. menbaların, . kamışların, (o ormanların tuhile mezcet. Yaklaş ve sana benziyen suya iğil. Sonra yavaşca kendini bırak. Meşekkatlerin, endişelerin kaybolacak; ben seni kollarımın arasında taşıya- cağım. Ve ey sölgün benizli kumral kız, su- ların sana tatlı bir yastık olacak... çiçekler cereyanına kapılarak gidecek ve Küçük vücudun, ellerinden düşen gibi, süyün gümüşten fülütler sana insanların meçhul şarkı- larını çalacaklar.» Sular uzün zaman onunla yavaşça konüşür. Güzel kız teslim olmuş gibidir. Fakat, birden, bir güvercin kafilesinin uçuşunu andıran zak gürültüler, yavaş yavaş başlıyan akşam havasını çınlatır... morarmıya «Iyi dinle: bunlar çocukluğunun sesleridir. Biz seni hiç suyun çirkin ve okşayıcı vaatlarına terkedebilir miyiz? Biz senin gençliğini ve biliyoruz. Ruhunun tatlı gözlerinde çiçeklendi- sakin rüyalarını ğini gördük.Bir darbe ile bütün bu görünmiyen bağları koparacak mısın?Dallar arasından üzerine gece çöken şehri artik tanımıyor musun ? Fakat bu akşam çanlar çok hazin çalıyor... Hekes seni istiyor. Seni çok yakından tanıya. nların üzerindeki ağaçlar senin ihtiyar dostlarındır. OÖlede,seni kapılarında bekliyenleri düşün. Kalbini kapıya- seslerine kulak ver : yol cağın yerde açık tut ve yaşamağa gel: göre- ceksin ki günler sana yeni yeni saadetler getirecek ve sevmek heyecanını tatlıracak... Ofelya, artık hülyalarından kurtul! Bak her tarai karardı... Bütün sesler dindi... Rüyalar hakikaten daha az güzeldir; haydi gel! O zaman güzel kız kalkar. Fakat tutunmak istediği dal kırılır . Olelya, kendisini unütmıyan sular tarafından yakalanmıştır. “rafta nebir ses, ne bir nefes... Gün yavaş yavaş kararır. O Zamandanberi, ilk ve sonbahar akşamla- rında, suların kenırında dolaşmıya gelen arka- daşları, kamışların ve ihtiyar söğüt ağacının fısltıları arasında onun yeknesak sesini duyar gibi olorlar. . Tercüme eden : Bedrettin TL ŞE ŞE Ş Ş Ş Ş Ş , g g Çığlık — Ada negri — Beni, pençelerinin arasını aldığın zıman, ey ilâhi cellat, sına titriyerek yalvardım: beni öldür! Senin yüzünden, senin verdiğin' zevk yüzünden kahkahalar içinde, pırıl piril yanın dişlerimi göstererek ölecektim. Lâkin benim yetime sen öldün. Daha çok sevdiğin, benden daha çok sevdiğin kolları o görünmiyen vücudun seni götürdü. Şimdi sen beni nasıl öldürebileceksin ? Günlerin bana münasip gördügü cezaya artık boyun eğmiyorum. Bir defacık olsun iri ve kuvvetli ovücü- dunla baş ucuma gel! Eskiden olduğu gibi, aşkının karşısında ancak titriyebildiğim zamanlar da olduğu gibi beni kollarının arasına al! Kalbimin parçalanması, ve hislerimin büs- bütün sana ait olması için beni kendi ben- liğinin içinde erit.. Tercume eden 45 Van vü