“çek,, kökünden gelen şekil gibi. Bedeni — Bedensel (Fr.) Corporel Ormek: Bedeni itinalarla kendini ko- .Tumak, yalnız kendi nefsine değil, bür tün yurda faydalı bir iştir - Bedensel özenlerle kendini korumak, yalnız kendi özüne değil, bütün yurda fay- — Gir) Ne- Bedhah — Kötücül — (Fr.) Malveillant Örnek: Bedbah olan insanın akibeti iyi olmaz — Kötücül olan insanım 80- Du iyi olmaz. Bedhahlık — Kötücüllük — (Fr.) Mal vetlance Ornek: Bedhahlık eden, kendine & - der — Kötücüllük eden, kendine eder. Bedau — Huysuz, kötühuy Bedia — Bediz — (Fr.) Merveille Örnek: 1 — Buz deryalar: üzerinde tabiatin bir çok bedinlarına tesadüf olunur — Buz denizleri üzerinde tö- remin bir çok bedizlerine rasgelinir. 2 — Bu çalınan parça, bir bediadır — Bu çalman parça bir bedizdir. Bedr — 1 — Bedir (1. Kö.), (1) 2 — Dolunay — (Fr.) Pleine lane Bedreka — Kılavuz — (Pr.) Guide Bedzeban — Kötüdil Begayot — Pekçok Örnek: Düşman karşısında pek çok korkuya düşen — Muvacehci âdüda begayet duçarı havi olan Bahadır — Bahadır (2) Bebane — Bahane (3) — (Fr.) Prâ - texte Behemehal, beberbal — Her halde — (Fr.) En tout cas Beher — Herbir, her Behimiyet — Hayvanlık — (Fr.) Bes. tialte Pay Beht — Şaşkınlık — (Fr.) Etonnemeni Behte k —Şa- şakalmak Beis — Zarar (T. Kö.) Örnek: Bu iyi hiç bir zarar (beis) gi Bekâr — — (Fr.) Cölibatsire Belâ — Belâ (T. Kö.) Belâgat — Uzdillik — (Fr.) Eloguence az bulunur — Onun kadar üzdil a- 'dam pek az bulunur. Belâhet — Aptallık, alıklık — (Fr) Adiotie Be'etmek — Yutmak —(Fr) Englontir Bülum — Yutak rnek: Yiğitliğiyle ünlü — Şecaatiyle benam i Bend — Bağ — (Fr.) Lion Bend (Su bendi anlamma) — Büget — (Er.) Barrage a Kul, köle — (Fr.) Esclave Bender — işlek iskele — (Fr.) Vilic maritime, port de commerce Beni — Oğullar — (Pr.) File, enlents > Beni Tersi — Tera oğulları Ber — Uzre, gibi Bervechi ati, bervechi Zr — Aşağıda (Bak: ötiyen) Bunlar T.D.T.C. Sebebi: kısaca. . . . . » . kelimesine Kılavuzda. . . . ğını uygun (yahut: yeter) een Osmanlıcadan türkçeye | karşılıklar kılavuzu Listenin neşrine devam ediyoruz 1 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) belde- ği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sirası ile uzman- darımızan (mütehassıs) yazılarını g azetelere vereceğiz. ği 2 — Yeni kuran karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, gereğine gö- “ re İransızcaları yazılmış, ayrıca örn ekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü gekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hak, aslı üğüm olan hüküm, türkçe işlenmiş ve kullanılan « ber — Göğüs Örnek: Semenber — Ak göğüslü - ber — Alan, götüren, getiren Ornek: Dilber — Gönül alan, — Pe- Beraet — Berikk, aklık — (Pr.) Acgüit- tement Örnek: Onun beraetine bütün onu bir enler şahittir — Onun beriliğine bü- tün onu Mini tanukktr. Beract — Berilenme, Aklanma Birmot olsak — Barlmmmk, Akin: mak — (Fr) Ere atguktğ Örnek: Berset etmesinden çok sevin- dim — Aklanmasından çok sevindim. Berasti zimmet mazbatası (4) — Beri- bik kendi, akızma kendi Berset (Masumiyet anlamına) — Arı- İk — Çör.) innecence Berakis — Tersine — (Fr.) A Venvers, par contre Ornek: Meseleyi berakis edelim — Sorumu tersine çevireli Berat — Herat ÇT. Kö.) — (Er.) Brevet Beray — ıçın Örnek: Uraya iş için gitti — Orsya berayi maslahat gitti. — Bereket (T. Kö.) Bort — Kar — (Fr.) Neige Bergüzar — Andaç — (Br.) Souvenir Örnek: Şu ei yazınız, müsaade eder- #eniz, bende bergüzarmız. kalsın — Şu e) yazmız, izin verirseniz, bende andacınız kalsın. Bergüzide — Seçkin — (Pr.) Select Urnek; Asar bergüzidesiyle şöhret şar olan — Seçkin izerleriyle un alan Berhava etmek — Uçurmak — (Fr.) Faire sauter Ornek: Ufak bir dinamit koca bir ka- leyi uçurdu (berhava citi) Un peu de dynamite suflit â faire #zuter une grande forircase. Berhava olmak — Uçmak, boşa gitmek — (Fr.) Savter Beri (Münezzeh anlamına) — Arı, beri (T. K&.) — (Pr) Exempt, alfranebi Ornek: Küifci mesavideş beridir — iler türlü fenalıktan beridir Benyyüzzimme (Bcract kazanmış) — Berienmiş, aklanmış — (Pr.) Acguime Bernd — vak — (Fr) o Messager, Courier Berin — Yüksek Beriye — yo. — (Fr.) Desert Berk — Şunşuk — (Fr) Eclair Berk — vapran — (Er) Fewille Berkarar onnak — - de durmak — (İr.) Se maintenir Ornek: Düşüncesinde duruyor — Yik- sinde borkarardır. Berna — Genç Berr, Berri — Kara Berrak — Duru — (Fr.) Limpide Örnek: Berrak bir sema alında meş- cerede keştuğuzar etmek — Duru bir gök altında ağaçlıklarda gezip dolaş- mak Berren — Karadan — (Pr.) Par terre Örnek: Oraya askeri bahren gönder- mekten ise berren göndermek daha kolay olur — Oraya askeri denizden göndermekten ise karadan göndermek vaha kolay olur, — Bir yana — (Fr) â part Ornek: Şaka bır yana — Latife ber. tara Bertaraf etmek — Ortadan kaldırmak — (Pr.) Ecarter Ornek; Her türlü mevanii bertaraf ederek maksada doğru yürüyelim — Her türlü engelleri ortadan kaldıra - Tak vargıya doğru yürüyelim. Berter — Daha yülesek Berzah — Kıstaik — (Pr.) Isthme Benle (Bak: Şecemi) — Yiğilik, yarar- ne 1 — Muharebede her bir ne fer büyük bir besalet gösterdi — Sa vaşta her bir er böyür bir yararlık gösterdi. 2 — O mülâzim, besaletiyle büyü bir nam almıştır — O teğmen yiğitli- le büyük bir tin almıştır. ee — Deği ÖNERGELER Kılavuz sözleri üzerine, her listenin (ULUS) ta sma başla- irin Sa şe repetrnılmç yeni bir önerge ileri sürebilirler. . Genel Kâtipliğine şu şekil altında gönderilecektir: . lnza İ lila — (Er.) Injustement ane. — Bu operanın müziği pek us- taca, 4 — Yazmak başka, beste uydurmak | başkadır. — Yasalar bayan, uüzcm uydurmak başkadır. Bestekâr — Düzemen — (F.) Compo- satcur rnek: Beynelmilel büyük bestekâr. lar — Arsıulusal büyük düzemenler Beşaret — Müjde — (rr.) Bonne nou- vele Beşaret — Güleryüz, güleryüzlülük — (Er.) Gaitâ enjoucmcmt Örnek: Bizi büyük bir beşaretle is tikbai etti — Bizi büyük bır güler - yüzle karşıladı. Beşaret insanın iç rahatlığından ge lr — Güleryüzlülük insanın iç rahat lığından gelir. Beşuş — Güleryüzlü — (Fr) Joycux, sounanı Vinek; O, beşuş bir adamdır — O, güleryüzlü bır adamdır. Beşeri — insel — (Fr.) Humain Ürnek: beşeri duygulardan kendini kurtarmaz pek müşküldür — insel duygulardan kendini kurtarmak pek güçtür. — lnsellik, insanlık VI. Kö.) — (Er.) Humamte Ornek: 1 — Meşeriyetin terakkisi uğ- runa çalışanlar — Insanlığın ilerieme- si uğruna çalışanlar 2 — Ne yapalım, beşeriyet hali, oda öyle anlamış — Ne yapalım, insellik hali, o da öyle anlamış, Beyaban — Çol, yaban Beyanat — Liyev — (Fr.) Döclaratien Ürnek: Dışişleri Bakanı gazetemize dünkü diyevleri arasında... Beyan etmek — Sö; demek Urnek: o Derim ki (söylerim ki) — Gai, Beyan ederm ki ik; Gazeteye bir ilân verdim — Gazeteye bir balit verdim. Tebliğ — Bilgirit Mân cünek — Bilitmek Ornek: Cümleye malim olmak üzere ilân ediyoruz. — Herkesin bilmesi için bilitayoruz. Beyanname — Bildiriğ — (Fr.) Com- muniguğ Örnek; Türk Dili Tetkik Cemiyetinin Kılavuzu çıkarırken gazetelere ver - diği beyannameye göre — Türk Dili Araştırma Kurumunun Kılavuzu çi- karırken gazetelere verdiği bildiriğe göre Satma, satım — (Er.) Vente Beyi ve füruht — Satış — (Pr.) Vente Beyi ve şira — Alım satım — (Fr) Vente et achat Beyn — Ara — (Fr.) Ente Ornek; Aramızda — Beynimizde — Entre onus Beyne - — Arsı - — (Fr.) İnter - Örnek: Arsnlusal — Beynelmilel — international Arsıbılkanık — interbalcanigue Beyi — &v (Şürdeki “beyt, in karşılığı terim koluna bırakılmıştır.) Beytutet — Geceleme Umek: Bütün oteller dolu oldüğün- dan, bır arkadaşın evinde beytutet ettim — Bütün oteller dolu olduğun- — (Er.) Preuve Örmek; Ya evin kenalliz âsi olduğu- hu beyyınat ile orlaya çıkardı — Bu evin kendisinin olduğunu kanıtlarla ortaya çıkardı. Beyzi — söbü — (Fr.) Oval Örnek: Beyzi yüzünde beliren tatlı bir tebessüm — Söbü yüzünde beli Ten tatlı bır gülümseme, Bezietmek — Bol bol vermek — Proaiguer Ornek: Varın yokunu bol böl verir (bezleder) — il prodigue toute sa (Be) — (e) Ornek: Bunu yapabilmek için ne ka. dar biarü hayâ olmalı — Bunu yapa- bilmek için ne kadar sıyrık, ne kadar arsız olmalı Biçare — Çaresiz, Pauvre Örnek: i — Buralarda © pek biçare kaldün — Buralarda pek çaresiz kal. dem. 2 — Biçareye acımamak © mümkün değil — Zavallıya acımamak” elden zavallı — (Er) gelmiyor. Bidar — Uyanık — (#r.) Evcille Bid'at — Türeç — ÇPr.) Innovation Ornek: Dinler her yeniliği bid'at di- ye ortadan kaldırmak âster, fakat te nin beldeği gene o türeçlerdir. Bidayet — Başlangıç, başlama — (Fr.) Comznencement Ornek: Işin daha bidayetinde bu müş- kilatı söylerniştin — Işin daba baş- gcmda bu güçllkci öylemi. — Başlangıçta, başta, ilkin — (Er.) Au commencement Bieyyihalin — Herhalde — (Fr.) Dans tous ies cas, de toute İaçon Bigâh — Vakitsiz Örnek: Gâhübigâh — Vakitii vakitsiz Bigüne — Yabancı, yad — (Fr.) Et - ranger, indiltörene Örnek: 1 — Niçin bize bu kadar bi- güne davranıyorsunuz? — Niçin bize bu kadar davranıyorsunuz? 2 — Bigüneler arasında kaldım Yadlar arasmda kaldım. i — Haksız yere; haksız. Türk dili türlü di.lere nasıl geçti? kan yeni karşılıklar kılavuzunda yanla- rına (T. Kö.) beldeği konulmuş olan sözler hakkında uzmanların bazmladık- Zakilab korslsanile Miiletlerin ihti'âl hakkını; Bay Mahmud Esad dün mütefekkirlerin ihtilâl fikirlerini mukayese etti Bay Mahmud Esad derslerine devam etmiştir. “Bay Mahmud Esadın dersini neşre- ra, hakka tecavüz e devlet kurumlarına karş: koymak, ih- &lâl çıkarmak bir milletin hakkı mr- dır?. Ingiliz Lok'a göre buna şüphe edil. memelidir. Ben de büyük adamın fi- | kirlerini candan benimsiyorum. Bu yolda düşünmüş Alman mütefekkir - erinin sözlerini tahlil etmek isterii Bundan evvel Lok'un bir fikrini da- ha ele alalım: Millet iradesinden bah- sediyoruz. Buna istinad eden kuru » | mun en kuvvetli olacağını söylüyoruz. Buna istinad eden kurumun en kuv- vetli olacağını söylüyoruz. Millet Mec Visleri de böyle. Burada halli lâzrmge- len bir nokta var... Bir millet irade - sinin hududu var mı? İrade mutlak mı? Bir milletin sağa, geriye gitmek var mıdır? Bir milletin iste - | reyi kurmak hakkı var mıdır? im diği Ben bu mevzuları zımnen karşılayan mülâhazalara bazı kitaplarda tesadüf ettim. Fakat sarahaten bunu gösteren bir kitaba tesadüf etmedim. Bence bir milletin iradesinin de hadleri vardır. zrmdır. Bir milletin yaşama ve ilerle- me hakkı vardır. Bu, bir millet için sonsuzdur. Fakat bir milletin (ilerle- miyeceğim, öleceğim) demesi hakkı ve iradesi yoktur. Böyle bir iradeyi ta nrmamak gerektir. Hiç değilse hukü- — Neden?. Çünkü yaşama ve ilerileme, gerile- ne daha uygun a Mülerler dutsuz ve sinirsizdir. Bu mutlak si sizlik daima ileri, daima sola doğru... el milletin gerilere dara Aş hakkı ve » Gerilerde ölüm vardır. Ölme istemek bir milletin bir neslin hakkı değildir. Bir millet ile mü- kayete edilemez. Yarın ile ölçülür. Bir millet intihara karar veremez. millet istibdaddan mutlakıyetten, meş, rutiyete, cümhuriyete, © hattâ eğer günün birinde cümhuriyetten de da - ha ileriye za emrediyorsa ga e gi hakka vardır. Çünkü İodern tarihte si dişin salbalini gördükme bu iktlâl $el- sefesi bakımmdan hiç bir mâna ifa- 'de edemez. Biz burada işlerin nasl olduğunu Şadi, yanl olacağımı aklın ve mantı- kım icabatını tahlil ediyoruz. ! İnsanlığın yürüyüşü geriye değil, ileriyedir. Binaenaleyh gerilemek ta - rihin aksine hareket etmektir. Bir mil- letin çâi ” Fakat bir milletin çiğnenmesi mu - kadder ise çiğne! Buçün çiğnenmemek ve çiğnemek için dünya dişinden tırnağına kadar silühlanırken, bizim değil silâhlanma- i bulunmak ömleini için öldüler, Olürler bir damı l benden sonra da kılavuzda türkçeliği i- leri sürülen kelimeler hakkmda yazılar | gönderilecektir. | i yiz ki İ şahsın esaretine girmesi kabul e | türmek demekti ilim ve akıl harek | kabul etmez. Buna göre dünyanın içinde çi iğnenmektense çiğ- için Türk milletinin silâh ha - linde sig üstünde bulunması elbette hayırlıdır. Bayanlar Baylar. insanlığı severiz. Şunları dinleyeme ize insanlığın ham hayallerin- 'den bahsederler. İnsanlar durmadan silâhlanıyor. Sosyalistler de, farma - sonlar da böyle... Sonra bunlar bizle- re gelip savaş bütçelerinin ağırlığın - dan, yakında harplerin kalkacağını söylerken şöyle deriz: Bunlar ya saftır. Yahut casustur. Bu gün dünyadakı deyletlerin bütçeleri - min 50 vastalarına tahsis edilirken böyle sözlere gülmemek ka- bil mi7. Bir milletin geri gelmeğe hakkı yok tur. İradesini bu yolda kullanamaz. Bir millet esir olacağım diyemez. Bir insan bir ferd gibidir. Geriye gitmek, tarihin geri muesteselerine mesi hakkı değildir. Bir milleti mez. Şunu da kaydedeyim ki bir mil- letin ihtilâl halkı var demek zorbalık avlanması değildir. Zira zorbalık için hakkı değildir. Zorbaların bulanık sularda balık avlaması değildir. Zira zorbalık için hak yoktur. Demagojiye dayanarak cebren iş başına geçeceklere ihtilâl hakkı tanı namaz. Daha açık bir tabirle bir milletin ih tilâl hakkı demek bir in, şa, bu hakla post kavgası değildir Bu hain- lere karşı vatan, müstebitlere kanunları hâkim kı i, idir. Bir milletin büyük menfaatlerinin harekete gel - mesi demektir, Alman ölimleri ne diyor? Fichto Napolyonun karşısına ateş- ten denecek sutuklarla çıktı. (Alman ulusuna söylevler) adındaki eserini Türk gençliğine de tavsiye ederiz. ha şümullüdür. hakkı olarak maddeler koymasından Fichte daha ile riye gider. ve mutlak surette ilerile - me yolunu kabul eder. Zira zamana, mekâna, Larihin seyrine göre millet - lerin hakkı değişr. Bu bakıma göre Fichte daha haklıdır. Fichte ihtilâl hakkını gerek emdi gerek siyasi bakımlardan bir milletin inkişaf ve te kâmülünde bir zaruret eller e «der. Fichie ceki, yıpranmış. ihtiy, müesseselerin ortadan kalkmasını, ye rine yaşatacak teşekküllere çene Bı bir yaşama zaruretidir, diyor. Lok Fichte arasındaki esaslı fark Fich- içtimai sahalarda da koyuyor. Lok yalnız kanundan bahsediyor. Fichte'ye göre iktısadi bir sistem için- de bir milletin ihtilâl çıkarmak hak- kıdır. Meselâ liberalizm denilen iktı- sad sisteminden devlet müdahaleci - liğine geçmek için karşısında bir ha- reket bulursa bir milletin ihtilâl çıkar. mak halkı vardır. Şu halde Lok ile Fichte arasındaki fark Almanın daha sarih bulunuşm, In gilisin deha ef m mühtaç olmasıdır. içe diyor ki: Diğer büyük bir Alain Niüçher nin fikirlerini eri yazılan şeyler içinde “erdiğn tek şey kendi kanr ile yazılandır. Kan- la erk ruh ile candan yazmaktır. en kısa yolu, te bri tepeye aşılanıdır. Bu yolları âş- mak için bacaklar uzun olmalıdır. Prensipler tepeler olmalıdır. Bunları telkin edenlerin büyük ve kuvvetli kim seler olmasıdır. Niçe de ihtilâlcidir. İşlerin radikal kestirme yollardan olmmasmı ze mukavemet eder. Onu rağ- men yenmek amed Ta Tarih bize fesat tm fitneden başka birşey göstermi - Şopenhavr'a göre sulh seneleri dimi fotoğraf pozlarına benzer. Sulh koca piyeslerdeli tek antraktır. Mölle- tin hayatında, dış ve içinde hepsi böy- ledir. Hayat bir kavgadır. (Hayat mü tarekesiz bir kavgadır) orada elde silâh ölünür. şer vak Kalede az çıtkır. na: ğini a- çıkça gösteriyor. Tarihin verimlerine göre yaşama, bürriyet, ii halkı. nı davet di milletler ellerinde silâh la çalışanlardır. Elinden silâh: bıra kanın boynuna zincir geleceğini gene tarih söylüyor. Buraya kadar milletlere ihtilâl hak- kanı tanı; bahsettim. Ahtilâl hakkı tarımıyanlar Kant ihtilâli milletlere hak olarak lik ve kan dökücülüktür. Pranieiların ihtilâli kabul i Kanta göre hak Kani cevabında bize diyor kiz — İşbaşındakilerin suistimali karşı matbunt kâfi bir kuvvettir. Bu- nun tenkitleri ile hem işbaşıneakiler, hem de millet ikaz olunabilir. İşler bu yol takip etmekle yoluna konulur. Kant'ın fikrini tenkide geçmeden ev vel Fransrz kanunu esasla maddele Şehrin yeni ve güzel bina-. tanıyanlar, tanımıyanlar lir burada yükselmekte. EDİ aptbaği sur Dışına yayılıyor Kii (Milliyet) — yarbekir hususi idaresi Kültür Na- — Zıraat Sıhhat, Baytar idareleri. özlü ve canlı eser- | m bırakan faaliyetleri için azami yardımda bulunmakta ve okulağla- rın çoğalması için icab eden ted- birleri almaktadır. On yıl evvel hususi idareden ma- aş alan Muallim ve memurların bir yıldan fazla maaşlarmın teraküm- de kalıdığı çok defa görülmekte idi. ün bu memur ve muallimlerin değil bir yillik, çe aylık maaşları bile tadır. Hususi idare son mz içinde Di- yarbekirde büyük bir kütüphane ve Şarı sur dışina' çıkarmak kandile dağ kapısı haricinde ari konforu haiz kübik tarzda bir Vali evi, gü- zel bir Halkevi binası, büyük bir park, Dicle kıyısmda büyük bir çiftlik, muhitin ihtiyacma kâfi &0 bin kıralık bir aygır deposu, bir züh revi hastalıklar dispanseri, Çermik ve Silvan kazalarında birer dispar- ser, Mardin-Elâziz-Diyarbekir yol- larda bekçi kuleleri, Silvan, Kulp kazalarında birer büyük nümune- fidanlığı vücude getirmiş ve demir borularla Şar'a su akıtılması için 35 bin ve Elektirik için de 1600 lira yardımda bul Bundan il başka hususi idaremiz Şar yolları- nın yapılması ve sanatlar okulağı- nm mütekâmil bir hale getirilmesi için .birçok yardımlarda bulunmuş- 28 inci 33 üncü, 34, 36 inci ma İde- lerde 93 kanunu esasisi şu hükümleri ihtiva eder. — Bir millet istediği zaman kanunu esasisini pi seri başa de meğe hak sahibidir. Millet tal me, zulme mukavemet hakla ai haiz - dir. 35 inci madde daha ileridedir. Şun da karar kalıyort — Hükümet, milleti hami da nımadığı zaman isyan, belâ millet. ler için hakkın en mühimmi ve en lâ- zımlısıdır. Fransız 93 kanunu osasisi Lok'un prensiplerinden mülhemdir. Kant mı haklı. Lok mu?.. Bana Dün ie a m Re de bir madde bulunması fena adamla rında elinde tahrikâta sebeb olabilir. Kant gibi korkanlar olabilir. Fakat bunlardan korkmak demek, hiç bir va kit bir millete inkâr hakka kadar varmamalıdır. (ihtilâl hakkı tecavüzlere bir mil-s | etin millet halinde müdafaai nefis bak | hıdır.) İ Ferdlere karşı kabul edilen bir mü dafani nefis hakkı bir millete karşı 3 | sl mümanaat edilir. . Ferde tanınan hak camiaya nasıl in kâr edilir?, Kant ferde müdafani nefir ballı tanmıyor mu?. tanıyor. Fakat ferde bunu kabul ettiği halde millete | niçin kabul etmiyor! : Bayanlar, Baylar; il Kant'ın fikrinin yerimi, tegallâple- tecavüzleri miskin bir tavırla kar- Deki er alir Kant Jan Jak Rusoyu tamamen ka- bul eder. Tahlil eder. İçtimai muka * vele etrafında güzel fikirler serdeder. Bu vesile ile Kant bir milletin diğer Milli bir hâkimiyet tehlikeye dü millet bunu nasl kurtaracaktır. in silâh alarak ele verdiği matbuat - tan başka birşey değildir. Ale illetin halımı korumağa ” ünde Tavanı mile |