31 Mart 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

31 Mart 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: N ALT IN ü CI YIL, $ YIL, No: 4910 Kamutay’da Dünkü toplantıda görüşülenler k tay dün saat on beşte Tevfik .Eh';:ıluy'm başkanlığında toplanmış- K talıkları ve mazeretleri dolayı « T. Mezuniyet isteyen Bay Doktor xfı;“'î" Tevfik Nazif, Tahsin San, Re- h SN Doktor Mustafa Bengisu, Na- cekök, Hamdi Denizmen, Reşid Birei y& Yaşım, Doktor Ziya Nuri Reı:dı, Gh'l: İnce, Doktor Abravaya, Kai Zühdü, Hulki Aydın, Ali Saib Ur- ı_;'b Celâl Sahir Erozan'ın mezuniyet- ei Ş ee teker reye konarak onandı. A ; ıd.ıın '...ld.n sonra, hazirandan evvel ilk Ö 'I.H:l’.“y' çıkarılacak olan tabii kay- “,.mı—'e" 7__"'1 çıkarılan Samsun sığara- “ Berek sürümünü temin için yapılması €n reklâm ve propaganda masraf- H—ı:"“l&mak ve mayısta Ankarada Mek olan Ziraat sergisine iştirak et- t "* Brüksel sergisinin ihtiyaçlarını ğ 'Amak üzere 4 üncü faslın birinci Ve tahrir masrafları maddesinden Bi Türk dilinin haritası Aarımna - T. Kö. - beldeği konulmuş hazırlanıyor Türk Dili Araştırma Kurumu- nun Ulus gazetesinde ve ondan alınarak bütün gazetelerde çıkan yeni karşılıklar kılavuzunda yan- olan sözler hakkında uzmanların hazırladıkları yazıların yıkn_ıdı. gazetelere verileceğini öğrendik. Türk sözlerinin nasıl türlü dil- lere kök vermiş olduğu eyice anla- şılmak için Türk Dili :kı:qtmnı Kurumu Tarih Cemiyetinin çı!ış- malarına dayanarak bütün türk oymaklarının dil bak_ımınd_ın ya- yılışlarınt gösterir bir harita ha « zırlamaktadır. Bu haritada orta Asya'dan kopup gelen türklerin nerelerde, hangi yollardan, nere- lere geçip nerelerde yerleştikteri gösterilecektir. Bu harita ile buna bağlı anla- timlar bütün gazetelere birden ve- rilecek ve bundan sonra da kıla- vuzda türkçeliği ileri sürülen ke- 31, MART 1935 PAZAR İtalyan radyosunun bildirdiğine göre 7 ni sandan itibaren Türkiye saati ile 15-15 de İZ. Ro istasyonundan vasati tulümevc 420,4 metre üzerinden Türkiye için hususi neşri Adımız, andımızdır. B. Çaldaris yat yapacağı öğrenilmiştir, Her yerde 5 kuruş Halk partisi, sıyasal hürriyetlere dalma hürmet etmiştir. Halk - partisi, “Menizelos'un dört yıllık hükümeti esna- sında, o ki hükümeti düşürmeye teşebbüs için halkın haklı hoşnutsuzlu- ğundan İstifade etmeyi biç bir zaman klından geçi iş ve ul hükmü: nü vermeye davet edileceği zamanı bek- lemiştir. Halbuki, liberal partisi başka- nı, kendi hükümetinin yaptığı — vahim hatalar yüzünden ul itimadını kay« bettiğini anlar anlamaz, evvela askerf bir cemiyet teşkil etmiş, sonra kendi ajanı olan Plastras'ı gülünç olduğu ka « dar caniyane bir mahiyet gösteren 8 mart 1933 hükümet darbesine sevket « miştir, Ulusun ve ordunun birleşik su « Tette hareketi üzerine ezilen bu suikast- tan sonra da, halk partisinin ve onunla işbirliği yapan öteki partilerin hüküme- Ziraat leomh ianın indirilmesi ve 9 uncu fas - limeler hakkında yazılar gönderi- lecektir. B. Çaldaris'in mühim beyanatı Atina, 30 (A.A.) — Atina Ajansı bil- N d ünez de Üncü sergilere iştirak ve propagan- ü ..ı,.dd“ine zam ve ilâvesi zaruri gö- ;eçildi ve Bay Hasan Fehmi (Gümüş- | | - Büdce encümeni mazbatasında mü- ?d' Yapılmasına dair kanun liyilîıll- hlh.nl Mucib sebebler istenilen müna- ten *A yerinde olduğunu gösterdiğin - | * iştir: üne dair olan mucib sebebli ve Baş hPa Vi raslar Mae ö FÇ RRE YN P Başbak B. Çaldaris ::;:*::n Kamutay başkanlığına gön- :ı;ne') nir. u:,e:ld::;;ıî iealdaki <i 5 :ızıın beyanatta bulunmuş ve demiştir İ nun lâyih konuşul 5 raflarından 16,000 li- t — başlandı, vaat ve tahrir mas. ü t “— İktidar mevkiini kendisine ve « ranın tenziliyle 9 uncu fasılda sergilere ak ve propagandaya ilâvesi reye ko: dı. Ve başkan kanun lâyiha- sının heyeti umumiyesinin açık Treye duğunu söyledi ve rey sonucunda narak onan teklif edilen lâyih < Mdiğimı bildiriyordu. kanun birlikle onandı ve görüşülecek diriyor: Dün, saylavlar meclisinin tariht Ü P | rilmiş bir mükteseb hak gibi telakki eden ve bu fikirle hareket eyliyen libe- ral partisi başkanı, memleketin idaresi- ni kendi elinden alan ulusun verdiği hük mü tanmak istemiyor ve bu hükmü iptal için her nevi çareye baş vurmaktan çe - ti ihtirasların yeniden uyandımasını intac edebilecek her türlü tedbirden çe« kinmiş ve 6 mart hareketinin ğ törü olan liberal partisi başkanmı affa kadar gitmiştir, K Geçen iki yıl içinde, hükümet, ken « di muhaliflerine karşı hüsnü niyetini göstermekten bir dakika vazgeçmemiş, fakat buna karşı bugünkü hükümetin iktidar mevkiine geldiğindenberi liberal partisi başkanı memleketin huzur ve sü- “künuna ve hükümet tarafından yapıl - makta olan kalkınma eserine karşı yeni- Yunan Parlamentosunda Muvafıklar ve muhalifler ayaklanma işini kınadılar Hükümetin programı onandı General Kondilis de, Girid'ten dahili harb işaretini ver. miştir.,, B, Çaldaris, bundan sonra isyan ha » de -x ““Yihanın umum heyeti üzerin- istiyen olmadığından maddelere Osma len şekil gibi. Pilij 2 'kleri kendinde toplayan bir adamdır. — Bu Tatr bür K _ Ün bilgileri kapsamaktadır. K & Donmuş, cansız — (Fr.) Inanimt h —— Gönül koparan (Bak: dilhiraş) N İ se"i]i l 6,;“: iyan — (Fr.) Criminel Becadı ’!tldl o',;: Kıya — (Pr.) Crime W oı'n. 'adır. % harekette bulundunuz. 2 &_N— An, taraf (T. Kö.) k — Yancı n &. Bi Sti bürzü,/ceraf — Yancısr olan tuğay o"liek ? A kar "'htes Nteg, Yi Te buy ay. Ka ta V— Öz türkçe köklerden gelen sözle 4 yazılarını gazetelere verw_eğî'- Vicin vere AA 2— Yeni konan karşılıkların iyi “y'l'ı'd gîiîu':;e iîl;::ıî:ve kullarılan şekilleri alın mıştır: Aslı ak olan hak, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek,, kökünden ge- — Kökü türkçe olan kelimelerin N (cemeden anlamına) — Toplıyan, kapsayan veki: ! — Camii mehasin bir adamdır — İ. eser, o mesele üzerindeki bütün —malü - tamidir — Bu izer, o sorum üzerindeki Caniler, beşeriyetin karnaları - sayılsa 'T — Kıyanlar, insanlığın çıbanları savrlsa e * Bu öyle rasgele bir suç değil, adeta bir Ya Vettir — Bu, öyle rasgele bir suç değil, ba- & bir kıy *i ! Cinat bir harekette bulundunuz — Kıyal ©k: Ordunun canipdarı olan Liva & Ordu- " r € ” yürüyen, yürür,; “geçer — (Er.) 'sular — Miyahı câriye — Baüx rü , z " Fen işler — Umuru câriye — Affaires Co Ürü totiya (Beçer) kural — kaidei câriye — TİBİS j R. Hi sAz nn — Pükümleri bu işte de caridir y _m'_ mleri bu işte de yürür (geçer.) i lmadığından toplantıya ::::lı:e:::;.!” a kinmiyordu, Cereyan — Akım, yürüm, akmtı, gidiş, hare “(Fr.) Courant, marche — Courants öconomigues AT İşlerin gidişini (cereyanını) beğenmiyorum -— La marche des'affaires ne me plait pas b Gzsteleğle SD OY krğa BN BaRak0i VU Dans les journaux il ya un çourant contre cette . epimlior| 'ereyan etmek © 'Akmak, geçmek, nç_mekıe ol . mak Örnek: Cereyan eden (etmekte olan) müzakere. ler — Aramızda geçen (geçmekte olan) söy - Teşmeler Cârih — Yaralıyan — (Fr.) Blesseur Cerhetmek — Yaralamak -— (Fr.) Blesser Ceriha — Yara — (Fr.) Blessure : Mecruh — Yaralı, yırılınml! — (Fr.) Blesst Câsus — Çaşıt Câsusluk — Çaşıtlık — (Fr.) Esi Câsusluk etmek — çqıtlımlk — (Fr.) Espionner Si Cavid — Bengi pionnage âvidani — Bengil i ş c.grnek' Millete nafi işler görenler tarihte cavi- dani bir nam ihraz etmiş olurlar — Ulusa fav - dalr işler görenler tarihte bengil bir ad kazan- mış olurlar. Câygir — Tutan, yerleşen Câzibe — Sevim, sevimlilik, alım alımlılık, gözen - lik — (Fr.) Sympathie, charme Cüzibe kuvveti — Çekim — (Fr.:) Force d'attrac- tion Câzibeli, cazip ” Sevimli, alımlı, gözen — (Fr.) - Sympathigue, eharmant, attarayant B B Örngek: Ne cazip bir yüzü var — Ne gözeti yüzü var. Örnek: Ökonomi akımları — İktısat cereyanları Wn Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu N. rin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sı rası ile uzmanlarımızın (mütehassis) ğine göre, fransızcaları da yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuş tur. Câzibesiz — Sevimsiz, alımsız, yadgözen — (Fr.) Antipathigue -Câzibesizlik — Sevimsizlik, alımsızlık, yadgözen - lik — (Fr.) Antipathie Örnek: ! — Bilmem nasıl bir cazibesizliği var ki, hiç yüzüne bakmak istemiyorum — Bilmem nasıl bir sevimsizliği (alımsızlığı) var.ki hiç yü. züne bakmak istemiyorum. 2 — Cazibesizlik frtri bir şeydir — Yadgözen - lik yaradılıştan gelen bir şeydir. Cebanet — Korkaklık, ödleklik — (Fr.) Poltronne- rie, peur Cebbar — Zorba Cebin — Korkak, ödlek — (Fr.) Poltron, peureux Cebin — Alm Cebr —« Zor, zorlama — (Fr.) Force, contrainte Örnek: Demokraside zorlama (cebr) yoktur. «—Dans la dömocratie il n'y a pas de contrainte. Zor ve baskı (cebrü tazyik) altında iş görmek « Travailler sous la contrainte, Cebren — Zorla Örmek: Onu zorla (cebren) getirdim — Je |'ai amen& par fotce, Mecbur olmak — Zorunda kalmak, zorunu — duy- mak, zoru altında kalmak Örnek: Bu işi yapmak zorunu neden duydunuz? (Neden mecbür oldunuz) — Dün akşam Ankara- dan yola çıkmak zorunda kaldım (mecbur ol - dum) Mecburen — Zorun, zor altında Örnek: Bu İşi zorun (mecburen) yaptım Mecburi - Obligatoire Yükümsel, yükümü altında — (Fr.) Örnek: Kanuna riayet etmek bütün vatandaşlar için mecburidir — Bütün yuzttaşlar kanunu say- mak yükümü altındadır. — Kanunu saymak bü- tün yurttaşlar için yükümseldir. (Dileksel — ih- tiyari) den harekete geçmiştir. Ve 1 mart 1935 (Sonu 3 üncü sayıfada) Mecburiyet — Zor, yüküm Örnek: Bu iİşi yapmağa ne zorüm (mecburiye. tim var?) : ; Ne zorun vardı ki dün öyle davrandın? Vergi vermek yurttaşlık yükümlerindendir. Cebretmek, icbar etmek — Zorlamak — (Fr.) For. cer Örnek: Kendini — zorlamak — Cebri — nefset « mek — s'efforcer. Beni bunu yapmağa zorladı (icbar etti) — İt m'a forc& ğ Cebri — Zorlama, zor altında — (Fr.) D'une ma « niğre forc&e, sous la contrainte Örnek: Zorlama (cebri) yürüyüş «« Marche forode iş Zor altında (cebri) yapılan işlerde sorav yok-« tur — On n'est pas responsable des actes — ae- complis sotıs la contrainte Ced — Büyük baba, dede — (Fr.) Gnnd pöre Ceddani — Atayik — (Fr.) Atavigue : Ceddaniyet — Atayiklik — (Fr.) Atavisme Cedde — Büyük ana, nine — (Fr.) Grand'möre Ceddi âlâ — Soykökü — Ç(Fr.) Souche Cedit — Yeni Cefa (eza) — Üzgü Örnek: Bana ettiğiniz bu cefanın sebebi nedir — Bana verdiğiniz bu üzgünün sebebi nedir? Cehd — Dürüş, cete (1) — (Fr.) Tâche, effort (Bak: gayret, sây) Cehdetmek — Dürüşmek, - çalışmak, çabalamak — (Fr.) S'efforcer, tâcher uğraşmak, (1) Radlof, Yakutca, Kırgızca “cete,, sözünü “cehd,, anlamına diye göstermektedir. Gene Radlöf'da “tam olgunluk, kuyvetin en iyi ça- îf ğ İ erişkinlik hali,, alınan “cet,, sözü de vardır. Bu “cet, ve "cete,, söz- leri Arapçada aslı cehd anlamına gelen “eiddi- yet,, in de kökleridir. D Ka

Bu sayıdan diğer sayfalar: