e Tutum yedigünü iç el © | Mal mal Bütün acunun her yerinde en çok beğenilen fındık bizim Karadeniz kıyılarında toplanılmış olanıdır. O- mun için fındık, o yurdumuzun her yıl yabancı ülkelere (gönderdiği, karşılığında haylice para aldığı de- ğerli nesmelerden biridir. Bizim Ka- radeniz uşaklarının mal mal Fun- duk! demeleri de elbette fındığm- kendilerine para kazandırmasın- dan, hem de başka nesneler gibi, satışında arada sırada durgunluk olmamasından ileri gelmiştir. Karadenirden gelen fındıklarm en çek beğenilmesi, fındık ağaç larmı Karadeniz kıyıların- müş olmasındandır. Eski çağlarda Karadenize, Anadolunun, Karadeniz kıyılarına Pontos denil- mesi de “Funduk,, sözünden çık- muştı. İşin iç yüzünü bilmiyen bil. giçler Funduk sözünün Pontos sö- zünden çıktığını söylerlerse de doğ- rusu onların söylediklerinin tersi- nedir, Eski Roma imparatorluğunu ku- ranların ataları olan Etrüskler A- nadoludan İtalyaya geçtikleri çağ- bi tombulca ve yağlıca olamamış- tur. Bununla beraber, fındık ağacınm güzel, sık yaprakları İtalyanm kız- gın güneşinden yanan Lâtin ozan» İarının (şairlerinin) işlerine yara- dığı için fındık ağacmm gölgesi ni göklere çıkarmışlar ve güzel gü- zel düzenlisözler söylemişlerdir. Fındık nın bir değeri de ye- raltında gizli olan su pmarlarınn ve para çömleklerinin meydana çı- karılmasma yardım etmesidir. Şa- şılacak şeydir ki, bazı yerlerde pek ünlü (meşhur) mühendisler en mü- kemmel âletlerile, yeraltındaki bir suyu bulamadıkları halde, hiç bilei siz köylüler elinde ( yalnız çatallı bir fmdık çomağı ile onu bulmuş- lar ve meydana çıkarmışlardır. Su pmarı bulanların bu ustalık. larına imrenen, eski kurun büyücü- leri de fındık ağacmı, büyüden ile. ri gelen hastalıkları meydana çı- e için İD Ancak onların o güzel fındık ağacına tırdıkları iş burada sl liikmeyei cak kadar kirli ve çirkindi. Kırıkçılar, çıkıkçılar da, bir Fın- dık dalı alırlar, bunu iki budak ye- e ei birdenbire kestik- en sonra, balmumile yapıştırırlar, böyle yapışmış dalı kemik kur gıkı! ları üzerinde gezdirerek onları iyi &tiklerini sanırlardı... Kimisi de fındığı oyar içerisine bir örümcek ıktan sonra onu verem hasta- larmın boynuna muska diye asardı. , Bu şarlatanların muvaffakıyetle. rini kıskanan Martin Ruland adın. da bir hekim de fındık dallarmdan çıkardığı, Herakles yağı diye şöh- ret almış bir yağı sar'a hastalığa Funduk! kaybolur. Kuru fındıkta yüzde on altıdan çok azotlu maddeler, yüzde vizden daha iyi besler, İçinde tun, yağın çok peyni- re benzetilebilir. Fakat (fındıkta şeker yapabilecek maddeler olma- dığı için, şeker hastalığından kor- kanlara da sağlık ilir. Bu azo 4 yönden de peynirden üstün sayılır. Fındık taze olsun, kuru olsun ye- miş diye kıtır kıtır yenildikten baş- ka tatlılı yemeklerde de çok kul lanılır, Hele bu ramazan günlerin- de fındıklı güllâç, bizim âdeta ulu- sal yemeklerimizden biridir. Bek. lavanm arasmda ceviz belki daha ziyade yaraşırsa da, fındık ta hiç yabancı gelmez. Aşurenin üzerinde ise kavrulmuş fındık, badem içinin ve ceviz içinin yanmda hiç unutul- maması gerek olan bir yemiştir. Bunlar gibi lezzetli, fakat onlar. dan daha zayıf bir fındık tatlısını. da hekimler sağlık verirler:Beş yüz gram fındıkiçini yüz gram şeker. le birlikte havanda döğünüz, iyice toz olduktan sonra dört defa ağırlı- ğında iyi bir krema ile iyice karıştı mız.Evde kalabalığmız çok değil de bu kadarı fazla gelirse, hepsinin yarısını, dörtte birini o alırsmız... İftarda misafirleriniz çokça ise fm- dık içini de, şekeri de, kremayı ilki katına ei Si Herhalde, bu lezeztli tatlınm i- çine koyacağız nesnelerin hepsi yurdumuzdan çıktığı için bu tutum | yedi gününe yakışacak bir yemek | yemiş olursunuz. G. ATAÇ — Tiyatro kursuna alınacak Bayanlır Halkevinden; 1 — Temsil şubemizin birinci Byat #0 kursuna ortata hsilni bitirmiş Ba yan ve Baylar alınacaktır. 2 — Güzel sanatlar şubemizin tezyi- ni kolunda da Bayanlar için giyme ve İmei m e yini resim dersleri erik. Lai Bu iki kurs ta parasızdır. İstiyenler ber gün saat (16) dan (22) e Gülhane parkındaki Alaykö: işleri gevirenine baş vurarak yazılebilirler. Eminönü kazası Fırka kongresi mış ve yeni idare heyet” seçimini ei yap YENİ NEŞRİYAT Yeni adam Çocuk kitapları MİLLİYET PAZARTESİ Öz Türkçe ile Bilmecemiz Soldan Sağa: 1 — Müdür 8 işaret mfatı 2. 2 — Sayt 2 Rabrt edatı 2 Nasıl & 3 — Nota 2 Afrikada bir nehir 3 4 — Ziyade 3 Resim, cizye, harç & ledret, Atım dişisi 6 Meyan 3 Ayı yuvası 2 Şart adalı 2 Hançer 4 Kamar 2 be — Dünya 4. Gurap 8. 11 — Geret bücem, taarruz 4 bir renk & Codde 4 Valide 3. Al, meşakkat, mar 2 Ara & bal yapar 3. 10 — Delil, isbat 5. Şart edatı 2 Mebus, seçilmiş 6. TEPEBAŞINDA ŞEHİR i TİYATROSU sörbel Bedis! Bu ak nn Di Çay av Yazan: | W.ŞEKSPER Tercüme eden: İ Ertuğrul Muhsin li 9778 Eski Fransız Tiyatrosunda Şehir Tiyatrosu Operet kısmı 12.12-834 tarihte günü akı şar saat 20 de cuma günü gündüz saat 14,30 da DELİ DOLU Operet 3 perde Yasan Elim ogi hastalayan, (on İ mal Reşit, İ 10104 Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı | Cumadan başka günlerde saat (2,30 dan 6ya) kadar İstanbul Divanyolu No. 118. Muayenehane ve ev telefonu: 22398 yazlık ikametgâh telâfonu: Ki 17 KANUNEVVEL Perşembe matinelerden Senenin en büyük filmi ÖNÜMÜZDEKİ ÇARŞAMBA MELEK Sinemasında Çardas Fürstiın SİLVA VERESKO rolünde MARTHA EGGERTH Çarşamba gecesi Melek'de verilecak olan sinema müsameresi için biletler satılmaktadır. ÇARDAS FÜRSTİN filmi Çarşamba akşamı İSTANBUL RADYO, tarafından neşrolunacaktır. itibaren İPEK ve MELEK sinemalarında birden SU Bugünkü program UL 5 Lİ ders, 18,30: Plâk, o orkestra. 1930: Düsya haberleri, 19,401 Tasarruf ve yerli mallar haftası, konferana 20: Üniversite amma konferan 2030: Plâk, neşeli muajki, 7115: Anadolu ajanar. borsalar. 21,30: Türkçe sözlü dans havaları, Bayan Bedriye Rasim, radye caz ve tango orkestrası, 823 Kh BÜKREŞ, İlm. 13 - 16: (Gündüz meşriymiz.) 18: Sözler, 18, 15: Sarvan kuarteti, 15,45: Radyo 19,20: Piyano fantazileri. 20: Üni (Lisrtin sserlerinden piyano ile.) 21,45: Kon ferans. 22: Şarkılar. 22,20: Viyana sehrammel kuarteti, 22,50: Haberler. 23,05: Gahvehana konseri. 23 Kh VARŞOVA,I3 m. 181 Piyand 151 Piyano Çocuk eşi nayıyat, 20301 Konferans. — Maktelif 21: Popüler senfonik © konser. — Haberler 272) Klüsik Leh musikisi, (15 inci sara sit ma- siki.) — Sökler, 23.16; Dana derek, 23,38: Dans mesikişi. Gö Ki RELGRAT,GT m. 18: Kral Aleksandr mektebinden nakil, 19,10: Sözler, — Haberler 2130: Tiyatre veya ope yadan nakli 84S Kk BUDAPEŞTE,S50m 17: Oparadan saklen: Gouns'nun “FAUST,, 24,30: Farkas çingene orkestrası, ROMAMA-NAPOLİ.BARI 18,30» Filharmonik konser. 1855: Sörler ve plâk. 21,48: Compariden naklan zengin musiki parçaları, 22,45: Sönler. 23: Veryetm 24: Ha- erler, Kir. LEİPZİG, 17: Hafif musiki, 18, 19: Sözler, 19.20) ferma, 23: Hsterler, ererlerinden Klx. PRAG, Tüm. konemik program. konser. 20,30: Kom spor. 23,20: Yeni Alman seri, 10,10: Ziraat, 10, Yi 19/55; Haberler. 20,10: Plâk. 20/45: Plük. 20,50 Brünoden nakil, 21,38: Konsarvatuvardan nak- les konser, 22.30: Viyolonsel » keman düne seri. 23: Haberler, 23,15: PİSİ, 23,30: Ahmam- en haberler, 802 Khz. VIYANA 907 mi 1845 Hafif musiki, sözler, o 1940 Ders aberler, 20,25 C. tertte isimli Me- operas, 23 Sonradan bildirilecek, Hohser radyo orkestrası, | 2450 Dans ları, Kaşlık telefonu 22519, 9560 * Acele Satılık HEMEN Bam (4673) Sm 9576 e Doktor Vamık m ik Sündiye, Buğdan esddesi, 8. 10 « "1 Bu Çarşamba. akşamı SUMER ( Eski Artistik ) Sinemasında Şarkılar kralı ve JOSE MOJICA kadınların mahbubu Dilber dansöz m Şayanı perest ROSİTA MORENO MONA MAR İle beraber (temsil ettikleri İ | KAZAK KALBİ Aşk, şir ve bis filminde görüneceklerdir. ILAN Umum Müdürlüğümüzde çalışmak üzere Türkçe Daktilo ve #€ bozrafiyi İyİ bile 4 Bölü başka Franamca yuki gerin ör ii tedir bir Türk memur Bankamıza imtihanla almacaktır. Fransızcaif” başka ecnebi lisan bilenler tercih olunur. İmtihan gününü ve şerif” rmı anlamak için mektupla ve açık adres ve tercümei hal ile Um” | Müdürlüğe müracaat olunmalıdır. TÜRKİYE IŞ BANKASI UMUM MÜDÜRLÜK Mühim ilân İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından: Yeni ve eski senelerden odaya borcu olanların sene nihay€ tinden evvel gelip oda veznesine borçlarmı vermeleri lüzumu v6 aksi takdirde icra dairesi marifetile tahsiline teşebbüs olunac&” ğı son defa olarak ilân olumur. İşbu ilân resmi tebliğ hükmündedir. | larak yaprakları mezkür 6 ncı Şube Müdürlüğünce mühürle necek bir de defter tutmaları gerek olduğuna Umumi yg€£ “ lisçe karar verilmiştir. İlân olunur. (8533) 5 li im len eğen bna mma MATBUAT ALMANAĞI Çık İÇİNDEKİLER | z D 1935 de neler ola « cak - Yarmki harp - Eski ve yeni gazeteci- ik - İktisadi buhran | me zamana kadar sü- recek. Abidin Daver, Ab met Hidayet, Ercü - ment Ekrem, Muhar- rem Feyzi, Refik Ah- karşı ilâç olarak kullanırdı. . met, Selim Sırrının ya gm alm lim in Salık Ambalaj Sandıkları Pİ» , fazl r zayi dul : : ilim, dün, K böbeel riya gi iyi etmek, | es ümmi nina zeri w Bİ Gayet sağlam ve inşaat işlerine de elverişli Bi! ie Dali İM | meşhur olmuştu. yirmek için | ya, src, Biye seke ear be İİ mühtelif boyda makine tahta ve sandıklarından Ö| yat bilgileri, faideli - ... 2. | om odalı ve mobilyalı bir Villâr ibaret ambalajlar her gün kaldırılmak şartile İğ 'malâmat, hanımlara Bu zamanda fındık artık ilâç di. terkos havuzu duvarı yana 7 > eli ye kullanılmaz da va işi eş le Sepha Mi e 50 we İİ isteklisine derhal ihale edilecektir. Miktarı on Sn Honilamimi- büz yici yemi; biridir. Taze iken | relik bir en il Gü Hİ i takvim ve muhtıra, isinde ii safa e ör) erimli İmei ton kadardır. İdarehanemize müracaat edilmesi. ve ” etinde su, kuru fındıkta büsbütün 9561 er kitapçıda bulunur. le “Hususi,, yazılmış bir odaya gir- diler, Burası daha debdebeli döşen- miş ve duvarlarına açık havai ma- vi ipek kaplı | koltuklara Ouysun diye o renkte bir kâğıt kaplanmış- “. Kanapeye yan yana oturdukları zaman Arapkirli gence bir sigara uzatıp hemen kibriti çaktı, — Şimdi civanım.. — dedi — sana mükemmel bir projeden bah- sedeceğim. — Söyle bakalım, ama fazla dil dökme de, esasa gir. Benim çarık. r erkânmharplere pabuç bırakmı- yacağımı artık anlamış olsan gerek. — Seni tongaya düşürmek aklım- dan bile geçmez. — Dinliyorum. Ve duvardaki saati göstererek: — On dakika © sonra buradan Müsilifi: Nazmi Şehap çıkmış olacağım. — diyerek kurnaz kurnaz güldü — Ayarlı konüş! — istediğinden daha kısa söyle- yeceğim. Azizim sen & paralarmı hangi bankaya koyuyorsun ? — Hiç birine... — Ha... Anladım, faize yatırı yorsun? — Ne münasebet? — Ne yapıyorsun öyle ise? Yok- sa hepsini eritiyor musun? Aklımı kaçırmadım tabii.. — O halde? cebinde mi taşıyor- — Anladım.. mala yatırıyorsüm... Halı mı topluyorsun? — Ev, apartman aliyorsun mut laka? — Canım... bundan (sana ne? Farzet ki bir yerde saklıyorum. — Nasıl? İşletmeden, faizsiz maizsiz... öldürüyor musun sermâ" yeni? — Öyle, yahut böyle... Ağzında gevelediğimi anlayalım bakalım: Böyle deyince Arapkirli bir par- ça durakladı.. Parmağını kanape- ye sürterek önüne baktı, bir iki sa- niye düşündü, sonra; — Biz.. —dedi — Bir kaç ar- kadaş bir banka kurmak istiyoruz. — Evet... Bu banka çok iş yapa- cak... hatırıma sen geldin? Bu kâr yabancıya gitmesin diye düşün o kurnaz gülümseme belirmişti, a- laylı alaylı burnunu çekerek ayağa kalktı: — Anlaşıldı... Bana hisse senedi. yutturmak istiyorsun... Eline böyle yağlıbir iş düşünce beni hatırlamış olmana teşekkür ederim. Tabit sen müessisler arasımdasm. Kendiniz anafordan hisse senetleri alacaksı- nız, banka iki ay sonra iflâs edince on para kaybetmeniz şöyle dursun, kısa günün kârı az olur deyip yatı. rılan paralardan sökizer onar bin lira da ceplerinize indireceksiniz... Ve selâm vermeden kapıya doğ- ru yürüdü: — e benim (ayağımı sıkar Arapkirli arkasından “gel! git- me! dur!,, diyecek oldu. Fakat Naz- mi biç oralı olmadı. Önünden ge- gerken; — Bizi unutma! gene gel evlât! Deyen falcıyı lütfen Kızlara da gülerek başmı sallamış- Ai çıktı, Merdiveni iner. — Beni enai zannediyor budala.. — diye söyleniyordu — buldun his- se senedi satacak adamı! Bankaya para yatırayım yarın dahili istikraz var desinler, çeksinler | paraları... Faize vereyim, sonra ( işim yoksa © mahkeme senin bu mahkeme be- desen, yarm yollar açılınca Acem de Bülüç te bugünkü fiatinin dört. te birine düşecek... Dangalak A- rapkirli! Benim param sağlam yer. dedir sağlam. Doktor sırtmı han kapısma da yamış, kapıcı ile konuşüyordu. Gen. ci görünce; — Gidiyor musunuz? — dedi — — Evet efendim, ka yere gitmezsiniz değil mi? Mu- a; her zaman emrinize âmadedir. duz gi le doktor... Ağrmı hayra | | — Oülum Tasrirefkâr. vas aş. : — Kalmadı ağabey.. — insanlık hali bu... Siz olma- im. > in da arkadaşınızm bii 2s —Ver. wi, luvermiş... Bana gönderirsiniz. d tanıdığınız genci düşünün bir ke- kiki kepi eee YENE re onun frengiye tutulacağını... mak istememişti, rae — Frengiye mi dediniz? Teşhi- | kalan müvezzi herhalde “teşek sinizden emin misiniz? ederim,, mânâsma olacak — Yüzde beş yüz... # ayrılırken bağırdı: asi Ölümlere öğebeyi “Sİ ursun Tedavi ederiz, geçer gider, Fakat tedavi olununcaya kadar, Bakkal dükkânının önünde e | — Neye durakladınız doktor?.. | pantalonlu dört beş çocuk b9ÜYpİi yanamaz mi? ölür mü? bağa di ras — Yook canım... Parası çok ol- | rer bisikleti vardı. Bunların 9'** yl, dukan de-. Bana dan harikulide yaramaz bak Zzünden ir genç kızm | on bü bir esmeri ği canı yanacak! Haydi seni yolundan | ce; pe z i alıkoymayayım genç adam! Allaha | | — Hâmit! — dedi — ısmari — Ne var ağabey? İ — Allaha ısmarladık doktor! — Gel... Bi — Hüâmit bir zaj Mm e ilen Sa : amıştı. Kitapçı dül yan 3 larınm önünden kabalaklı By