Gençler için meslekler Yeni sınai hayatımız gençlerimize bir | çok yeni işler ve meslekler hazırlıyor Mektepten çıkınca bütün genç- leri düşündüren mühim bir me- sele vardır; — Acaba ben ne olayım? Doktor mu, avukat mı, mü - hendis mi? Sade gençler değil, aileleri de nu düşünür ve oğlunu ne Yap - mak, lâzım geldiğini, onu hangi tarafa sevketmek icap (ettiğini kestiremez. Bu hakikaten © üzerinde du - rulmağa değer bir meseledir. Çün- kü evvelâ çocuğun veya o gen - cin kabiliyeti ile alâkadar bir mes- lek bulmalı, saniyen o meslek aileye arzu edilen refahı getirme- lidir. Bundan başka daha mühim bir dava vardır: Acaba o ailenin mali vaziye - ti çocuğunun daha üç sene, beş sene şu veya bu mektepte okuma- sına müsüit midir? Çünkü yük - sek tahsille, liseye kadar olan tah- sil arasında ösilenin bütçesine bar olup olmamak noktasından mü - him farklar vardır. Nihayet lise ve orta mektep bu ailenin bulun- duğu yerin az çok yakinindedir. Halbuki yüksek (mektepler her | gün yol Flarını istilzam et - tirir, ğer taraftan bunun icap ettirdiği kitap masrafı ve saire da- ha fazladır. Sonra yüksek mektepler niha'- yet koca memleket içinde bir veya iki büyük şehirde (toplanmıştır. | Başka yerlerde oturan kimsele » rin evlâtlarını buraya gönderme. leri adeta iki ev açmak gibi bir masrafa kapı açar. Meselâ Ada - nada oturan orta halli bir memu- run , liseyi bin müşkülât içinde itiren oğlunu ticaret, hukuk ve- ya doktorluk tahsili için İstan - bula göndermesine imkân var mı dır? ilhakika © burada bir talebe Yurdu varsa da nihayet kadrosu mahduttur. Veher rast gelen ve İstiyen buraya giremez. Binmen - bu çocuklar çarnağar ime 2 Hali tehsillerile kalmaktadır - lar. Bunlar için her yerde yük - sek açmanın maddeten imkâne 7 “"Nitekim bütün Avrupa memleketlerinde de va. siyet bü şekildedir. Ve © böyle mektepler nihayet azami beş on şehirde toplanmıştır. İstanbul üniversitesinin henüz daha ısla - x ile meşgul olur ve buraya a- vuçlar dolusu para sarfederken başka bir yerde bu türlü mektep - er açmağa imkân var mıdır? Bu- nun içindir ki bazı meslekler maa- lesef her yerde olduğu gibi biz - de zengin mesleği olarak kal - mağa mahkümdur. Fakat elbet - te hükümetimiz bunun için ol - duğu kadar bu sahadan çıkarıl - ması için lâzım gelen tedbirleri olmaktadır ve alacaktır. Binaen - aleyh bu gibiler için bir tek sa - ha kalıyor Hayata atılmak! Fakat nasıl? o Hangi sahada Salışmalı? Eskiden memur olmak zihni - Yeti hâkimdi. Bugün o zihniyet ölmüştür. “Kalem,, hiç şüphe yok ki para kazanmak için asil kibar bir alettir. Fakat muasır mede - Diyetin doğurduğu yeni aletler, Yeni icatlar “kalem,, i değil göl - &ede bırakmak dişleri (o arasında &zmiştir bile. ,, Fakat bu bugünün meselesi de- #ildir. Avrupada bile senelerden - eri lunan bir vaziyettir. O- rada da bir zamanlar gençler yal- hız bu gibi sahalara © atılmışlar, #âde memuriyet değil ayni za panda doktorluk ve avukatlık gi- yi Sorbest meslekler de daima do- “Pp boşalmıştır. Balzac bile dava- Siz avukatları ve hastasını dok - &rların sefaletini uzun boylu teş- etmemeş midir?, Buna karşı ne yapmalı? Bu va- ziyette bulunan gençlerimize na - sıl iş bulmalıyız?. Ve kendilerini ne gibi yerlerde çalıştırmalı? Bundan dolayı endişeye ma - hal yoktur. Gençler için memle - ketimizde bir çok yeni sahala; çılmıştır ve açılacaktır. Avrupa İ- | le Türkiye arasmda bu iş bulma oktasindan büyük fark vardır. | 'ürkiye henüz yeni sanayil z edir. Yeniden fabritller açlık, ta yeniden ihtisaslar vücut bul - maktadır. Bunların işten O anlar gençlere ihtiyaçları vardır. Bu - günkü faaliyet sahasınm her kıs - mı için vaziyet böyledir. Yalnız bunda alaylı yetişmek kâfi değil. dir. Her hangi bir makineyi ida - re edebilmek için onun başında bulunan gencin icap eden malü - mat ile mücehhez olması lâzım - i ihtsaslara ait tekniği, ve saireyi bu gibi iş- lerde çalışan gençlere öğretebi - lecek yeni yeni mekteplerin açıl - masile olur, Bilhassa yeni fabri - kaların açıldığı & merkezlerde bu gibi mesleki tedrisata ehemmi - yet vermeli ve her fabrikanın çinde şimdilik, ilerde bir iş üni - | versitesi açılıncaya kadar mun - tazam kurlar vermeğe başlamalı. | yız. Buralara hem hariçten isti - | yen kimseler girebilir. Hem de fabrikaların içinde çalışanlar ken- di şubelerine taallük eden umu - mi ve hususi malümatı iktisap ede bilirler, Diğer taraftan iş üniversitesini süratle açmak için lâzım gelen çarelere baş vurmalıyız. Sanayie ehemmiyet veren her memleket bu mekteplere lâzım gelen alâ - i derhal tevcih etmek mecbu - riyetindedir. Avrupada böyle üni- versiteler çok vardır. Misal ola - rak Belçikadaki o Üniversiti du tiwrail du Chari Ecole Cen- trale'yi Fransadaki Conservatoire des Arts et Meticis'yi zikredebili- çe iç ml talebeyle icap eden cehhezdirler. Hariçten behi ca-hakikt bir farbila Eg arzederler. İçlerinde kimya lâbor. tuvarları, elektrik, telsiz telefon ci. hazlar, diğer sanayie & müteallik her nevi alât ve edevat vardır. Gündüzleri fabrikalarda çalı - şan amele gece buraya devam e - dip ri malâmatını tevsi etti - ği ayrıca her suretle kafası nı ve elini işleten talebeler de var- dır. Bugün sanat dediğimiz şey bir ihtisas işidir. Memleketimizde mev cut sanayi mektepleri bize bu - nu temin edebiliyorsa da bunla - rm bugünün ihtiyacına tekabül edebildiğini hiç zannetmiyoruz . Çünkü talebeye gösterilecek ma - kinelerden ve saireden mahrum - durlar. Talebelere asıl bunları mad de üzerinde gösterip | anlatmak lâzımdır. Nihayet herkes 19 yaşın- da hesap makinesini icat edecek kabiliyette olan bir Pascal değil - ir. İşte bu tedris sahasına lâzım- gelen ehemmiyeti atfeder ve bu - Bun ıslahı çarelerini ararsak hem nl lâzım gelen işten an - ar unsurları temin iş ve hem de bir çok gençlerimize çok iyi, kazançlı işler bulmuş olur. » » Konferans ve konser Fırka Binbirdirek semt ocağın- da perşembe günü akşamı saat 20 de bir toplantı yapılmış, doktor İbrahim Zati Bey tarafından içki aleyhinde bir konferans verilmiş - tir. Bunu müteakip İstanbul mu - siki birliği gençleri de bir kon - ser vermişlerdir. Geçen hafta kazanan yazılar Son haftanın yazı müsabakasında birinciliği Ankara konuşmaları serlevhalı yazısı ile Galatararaydan Muzaffer Bey, ikinciliği M. Kon - dilis Ankarada serlevhalı yazısı ile Üniversite talebesinden (F. Mah - mut Şükrü) Bey kazanmıştır. Kendilerinin hüviyet varakalarile idare- mize müracaat edip pmükâlatlarını almalarını rica ederiz. Ankara konuşmaları Bir haftadan beri hükümetimizin muh- terem misafiri olan dost Yunan Harbiye Nazırı Ceneral Kondilis'in Ankarada yap Uğı temaslar son günlerin en fazla dik- kate değer hadisesidir. Lozan'ı mütcakıp, karanlık bir mazinin s burak i Ankara Antanat Kordiali- nin aktinden sonra gitikçe | genişliyen Türk « Yunan münasebatı bugün Bal kan ve Cenubu Şarki Akdeniz sulhunun tarsininde çok kuvvetle mücssir olmak tadar, Türk ve Yunan devletleri umumi men- leri istihdaf eden reket ediyorlar. Iki devlet zimamdarları arasında va- kit yakit yapılan ziyaretler şuurlu ve müşterek kardeş ve komşu milletin biribirine daha sıkı yakınlaşma- sina, dostluk bağlarının kuvvetlenmesine âmil oluyor. Başvekilimiz İsmet Paşa Hazretleri ve Tevfik Rüştü Beyin Yunanistanda, Yu- nan Başvekili ve Hariciye Nazırının mem leketimizde uyandırdığı en iyi intibalar zail olmadan Ceneral Kondilisi aramız - da görmekle, ayni fikir ayni düşünce i- çin ayni yolda çalışan siyaset adamlarını her telâkkisi iki milletin teşriki mesai et- mesine yeni bir merhale yeşkil etmesi iti- barile çok mühim ve o nisbette mesut bir münasebetin müjdeleyicisi O olması bizi gok sevindirmiştir. Ankara'da kardeşçe xe içinde cereyan eden müzakerelerde Türkiye ve Yunanistan alâkadar eden e askeri İeler gözden geçi - , sulh davasında çok feyizli netice İletin de sarsılmaz iman- 51 Balkan anlaşmasının yük- hakkında tamamen mutabık #ek kıymeti kalınmıştır. Çok samimi bir hava içinde söyler ylenen nutuklardan, başlıca düşüncesi sulhu te- min ederek milletine hayat, refah, emini- yet vermek olan, biribirlerine çözülme; hislerle bağlanmış asil Türk EX ri letlerini dostluk ve kardeşlik rabıtaları nın kökleştirilmesinde, ebedileşi sinde karşılıklı hüsnüniyet gösterdi bir daha teyit edilmektedir. Ankara'da Yunan heyetile müzakere - yapılırken Balkan paktının"hararetli taraftarı olan Yugoslavya Hariciye Nazırının Bulgar devlet adamlarile çok ler bir teşkilâtlandırılmasnın çok yakın bir 20 manda kabil olabileceğini bize ihsas et- mektedir. M. Yevtiç'ten sonra, Yunan Harbiye Nazırınm kıymetli sözleri komşularımız arasında da her geçen günün bu şuurlu “ülkü,, ye hız verdiği bir daha anlaşılmış oluyor: “,.. Balkanlar, Balkanlılarındır düstu- ru, istikbalde bütün Balkanlıların yezâne siyaseti olacaktır. . - Galatasaray Lisesi MUZAFFER © B üncü kolordu M.M.V.SA. AL. dan: ri KOM. VE z Hava kıt'atı için Izmirde Re şadiyede inşa edilecek olan bir hangar kapalı zarfla münaka - saya konmuştur. . İbalesi 2 - 6 - 934 Cumartesi günü saat 10,30 dadır. Taliplerin şartna- Güzel yazı müsabakamız Bir haftalık dahili ve harici vakayii takip ediniz en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazı yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: S lira İkinci gelen ınakalenin sahibine : 2,5 lira Hakkı telif verilecektir. Bu musabakaya yalnız liseler, yüksek mektep talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların gazete yazısıyla azami (75 ve asgari 30 satır olması, kâğıdın bir tarafına yazılmış bulunması lâzımdır. Bu yazılar cuma günü akşama kad tarzda postaya verilme! İ Bunu “Yur | elimize geçecek Kondilis Ankarada Bugün sulh âleminin belli başlı merkez lerinden biri olan kk hafta lar içinde gene yakın dostlarımıza bağrı nı açtı: dost Yugoslaryanın Hariciye Na zarını uğurladıktan sonra, dost ve kom- $u Yunanistanın Harbiye Nazırı Cene - ral Kondilisi sevinçle karşıladı. Dünyanın istikrarsız bir politika hava- 8 içinde yüzdüğü, zaman zaman ufukla- rın kanlı bulutlarla örtüldüğü bir zaman- da (sulh) rpohfumunn (kutsiyet) izafe etmemek pek büyük bir haksızlık olur, ,sulb, cihanda sull,, umde- sile tahakkuk ettirmek için bütün varlığı ile çalışan ve cesaretli adımlar atan Tür kün Ankarası da hakiki bir (Sulh Ki besi) dir. Burlu yabancı gözlerin de tak- dir ettiğimi görmek insana tam bir iftihar hakkı veriyor. İşte “Ordre,, gazetesinin bir makalesinden: Mağlüplar arasında samimi olarak eski intikam duyguların. dan uzaklaşıp sulhün teessüsü için çalı- şan yezöme devlet Türkiye" u lüpların arasında görmesidir. Türkiye mağlüpların arasında değil, galiplerin ba şında gelir. Bu galibiyet bugünkü sulh zaferile taçlanmış oluyor. o Kondilis'in Ankara ziyareti bu mukaddes sulh bina- sını biraz daha tarsin edecek bir mahi- yetiedir. Kondilis bir âikerdir. Fakat sulh için milletnin duyduğu riyasız arzdyu haki- kat yapmak için çalışan bir askerdir. Ev« velce bu gibi askeri temaslar devletler a- yasında korkulu bir hava yaratmaktan başka bir işe yaramazdı. Bugün ise bu gibi karşılaşmalar düşmanca — emellerle yapılmayıp, milletler arasındaki yakımlığı artırmak, diplomatların işlerini kolaylaş- birmak, perçinlemek maksadile yapılıyor. Bu, ayni zamanda bütün dünyayı kaplı yan bedbinlik teranelerine rağmen yeni esaslara dayanan bir sulh devresinin bağ Bundan, etmiş, mak ve Belgrat'a gitmiş o- Ankaraya gelişi, efkârı u- i başka bir mana taşır. Çünkü biz asker bir millet olduğumuz i- çin asker sözünü mertçe sayar ve buna mertçe inanırız. Kondilis giderken yaptığı beyanatta: “Balkan misakından mütevellit Balkan- larda teşriki mesainin de daha fazla kuv- vetlendirilmesi hususunda anlaşmış bu- lunuyoruz. Balkanlar Balkanlılarındır düsturu istikbalde bütün Balkanların ye- güne siyaseti olacaktır.,, dedi. Bu sözler umumi sulh düşüncesinin artık her şeye bâlkim olduğunu gösteriyor. Kondilis'in Balkan misakı hakkındaki kuvvetli fikir- leri, Bulgaristana misaka iştiraki husu - sundaki samimi temennileri, mühim bir unsuru bulunduğumuz Balkan siyaseti nin istikbali hakkında herkese emniyet ve itminan verecek bir kuvvet ve mahi- yettedir. yy Universite F. MAHMUT ŞUKRU —ş—>———— meyi görmek üzere her gün ö; leden evvel ve münakasaya iş- tirâk için de o gün ve vaktin- den evvel teklif o ve teminat maektuplarile Ankara'da M. M. V. SA, AL. KOM. na müra - caatları. O (3520) (2244) İ rn içinde derhal hay, İ cek olanlar mevcut olduğu gibi il i Avrupada talebe hayatı Bir talebeye Avrupa üniversitelerinde okumak için nekadar para lâzım —em.e— Muhtelif hükümetlerin Avrupada tahsilde bulunan talebelerine verdikleri maaşlar neden ibarettir? İmtihnlar yaklaşıyor... Bu sene İ gene gerek Üniversiteden gerek diğer yüksek mekteplerden yüzler- ce talebe mezun olacak. Bunli tisaslarını daha ilerletmek, ve Av- rupada tahsillerini ikmal ederek hem memlekette, hem cemiyet ve hem kendilerine daha nafi bir un- sur olmak istiyenler pek çoktur. Zaten bir memlekette -Kniversite ne kadar mükemmel olursa olsun bunu bitiren gençlerin diğer mem- leketleri görmeleri ve oralardaki tahsil hayatını takip etmeleri her zaman faydalı değil midir? Bugün “Amerikadaki tahsil ile Avrupada muhtelif yerlerdeki tah- sil arasında çok fark vardır. Niha- yet bir memlekette bir faaliyet sa! hası diğerine nazaran daha çok inkişaf etmiş olamaz mı? İşte bu- nun için Avrupa talebeleri arasın- da talebe mübadelesi usulü ihdas edilmiştir. Meselâ Londra talebele- ri bir müddet için Paris'e gelirler ve Paristeki talebeler de ayni müd- det zarfında Londraya, giderler. İki tarafın ailesi de geleni kendi evlâdı gibi telâkki eder ve ona öy- le bakar. Hattâ bu usul bazan ay- ni memleket hudutları dahilinde muhtelif şehirlerde tatbik edilmek tedir. Bu talebelerin görgüsü, dün:| ya hakkındaki telâkkileri üzerinde | büyük tesirler yapar. Bizde de bu çok şayan arzu ise de henüz kabili tatbik değildir. Çüm kü evvelemirde mesafe en büyük tesirni yapmaktadır. Memleketi miz büyük Üniversite şehirlerin- | den oldukça uzaktadır. Ve yol mas rafı hayli pahalıdır. Saniyen mem-| leketimizde Üniversite mensupları henüz yeni yeni inkişaf oetmekte- dir. Bunu tahakkuk etmesi için bir kaç sene daha intizar etmemiz za- ruridir. Onun için bir tek çare ka- lıyor: Avrupaya kendi hesabına git- Vakıâ hükümet her sene Avrupa- nın muhtelif Üniversitelerine yük- sek mekteplerine talebe gönderi- yorsa da, bu vaziyet icabı mahdut- tur. Herkesin bundan istifade et- mesi imkân dahilinde değildir. Ni- hayet bir çok sahalarda bir iki genç ancak imtihanı kazanmakta ve Av- rupaya gitmek imkânın bulmakta- dır. İmtihanda yüzde yetmiş be: şansım da olduğu inkâr edilebilir mi? Onun için bir çok gençlerimiz kendi hesaplarma Avrupaya git- mek mecburiyetinde kalıyorlar. Fa kat ekserisinin bu hususta cesaret- lerini kiran bazı sebepler mevcut- 3 mb nasıl geçinmeli?. Ora da yaşamak için en aşağı ayda 200 lira lâzımdır. Hayır. Vaziyet ka- tiyen böyle değildir. Bunu gözde büyütmemelidir. Filhakika para- nm endazesi yoktur. İnsan ne ka- dar para bulursa harcayabilir, Bu takdirde 200 değil 500 bile kifayet etmez. Fakat muhtelif şehirlerde ki talebe hayatına intıbak etmek şartile bir talebe; hayatını Avrupa- da çok ucuza maledebilir. Size bir misal olmak üzere me- selâ Bruxelles şehrine © muhtelif memleketlerden hükümetler hesa- bına gelen talebelerin aldıkları ma aşlardan bir kaçını zikredeceğim. Burada O Venezoellâlı bir talebe 2000 frank yani 120 lira almakta- dır. Cenubi Amerikanın diğer bü- tün talebelerine de hükümetleri a- şağı yukarı bu miktarı vermekte- dir. Salvador'lu bir o talebe 1800 yani 100 lira kadar — bir para al- maktadır. Çinli talebenin eline ge- çen para 1000 frank yeni 60 Lira- dır. Diğer taraftan bizim Türk ta- lebeleri evvelce 125 liradan fazla para aldıkları o halde bu miktar 1600 e izaha ik yo yakın bir maaşa indirilmiştir. ların içinde aldıkları maaşların &2- lıjından şikâyet edenler de mevcut olduğu gibi bunu lâzimgeldiği ka- âfi i edenler de var- Bunlardan bir kaç tanesini tanı- yorduk; her rastgeldiğimiz zaman şikâyetleri şu idi: — Aldığımız para kâfi değil. Kendimize bir şey yapamıyoruz. Üstümüze bakamıyoruz. Başımıza bakamıyoruz. — Neden? Diye sorduk. — Efendim dediler bir operaya gitsek 60 frank yani 360 kuruş.. Fakat işte böyle düşünenler ya- nında oraya 50 gitmes'ni bilen talebeler de mevcuttur. Me- selâ Bruxelles'te Ermeni talebele- ri vardır. Bunlar Ermeni cemiyeti tarafından Nobar paşanın vakfil okutturulmaktadır. Ve aldıkları para 48 liranın içindedir. Ve bun İar da pek âlâ yaşıyorlar. Çünkü yukarıda yazdığımız gi- bi talebe hayatına intibak etmek lâzımdır. Talebeler için daima u- <uz pansiyonlar, lokantalar vardı. Tiyatrolarda talebeye tenzilât ya- pılmaktadır. Tramvaylar kezalik talebe için çok ucuzdur. Sonra rıca talebe yurtları açılmıştır. ziyet Belçikada böyle ouduğu gibi Pariste de aynıdır. Burada da her memleket kendi talebesi için bir yurt açmış, bunların ucuz yaşama- sını temin edecek vasıtaları hazır- lamıştır. Vakıâ hayat Avrupanın muhtelif şehirlerine naza:an fark- lıdır. Meselâ Paris biraz daha pa- halıdır. Londrada hayat daha müş- küldür. Berlin, Brüksel ayarında- dır. Fakat nerede olursa olsun şü- nu söyleyelim ki hesabını bilen bir talebe için 70 - 80 lira belegan ma- belâğ kâfidir. Onun için (o Avrupaya gidecek gençlerin bu para sıkıntısı ihtimali karşısında gözlerini yıldırmamalı- dır. Eğer gençlerimiz arasında Av- rupadaki hiyat hakkında daha faz- la izahat istiyenler o olursa bunu kendilerine daima vermeğe amade yiz. Ticaret İşleri Umum Müdürlüğünden : Sigorta şirketlerinin teftiş ve mür skabesi hakkındaki 25 Haziran 927 ta- dah ükümlerine göre yangın ve Nakliyat Sigorta muamelelerile ça lamak üzre tescil edilmiş olan ecnebi sigorta şirketlerinden (Balkan sigorta Şirke- 6) bu kere müracaatla Türkiyedeki munmelâtını tatil ederek (tasfiyesine karar verdiğini ve tasfiye muamelesinin ifasını | İttihadi Milli Türk memur ettiğini bildirmiştir. Mezkür şirketle alâkası ola . İstanbul Mıntakası Ticaret Müdürlüğür e müracaatları ilân olunur. (16631) şirketini a . Sizortr —— —— — ————— © . — Üniversite Rektörlü ünden: Fen Fakültesi Antropoloji profesörü W. Bey tarafından “Türk Tarihi ve Asyanm biyodinamik ve Antropodinamik kudreti” hakkında 16 Mayıs Çarşamba gü nü saat 17 de Universite Konferans salonunda bir Konferans verilecektir. Konferans serbesttir. (2384) 2127