ii Düğünümü nerede yapayım? Tanıdıklardan biri evleniyor. Kendisinin hâtırı sayılır züğürtler- den olduğunu - hâtırı sayılan zü - ğürt yoktur ya, neyse!.. - bildiğim için ilkin pek inanacağım gelmedi. Geçen gün, yolda rastlayınca sor- dum: — Evleniyorsun ha! — Evet!.. Nişanlandım bile... — Kimi alıyorsun? , —ew Beyin kızmı... — Pekâlâ.. Allah mübarek et - sin.. E.. düğün ne zaman? — Kış bastırmadan yapmak is- tiyoruz amma, henüz karar vere - medik. Acaba, Tokatliyanda bir süvare mi versek? Yoksa, Perapa- Jasta bir tedansan mı tertip etsek! Sonra bana sordu: — Sen ne dersin? Düğün için hangisi muvafık? Gülerek ben de ona sordum: — Alacağın kız, bari zengince bir şey mi? — Ne gezer.... Azizim.. o ben « —E... Azizim, sen çıplak, o çıp- lak.. İkiniz bir hamamda yakışır - smız!.. M. SALAHATTIN Yeni neşriyat Sizin için Bu namda bir sinema mecmuası çık- ve varyete mecmuası olan «Sizin için» | şimdiye kadar Türkiyede çıkmış olan- Tara faik bir nefaset arzetmektedir. Tabs | ve resimlerindeki nefaset ve bilhassa iii gayet değerli oluşu mec mun için sarfedilen mesainin itinalı ve | yerinde olduğunu derhal gösteriyor. | Harici sinema âlminden başka film sah- pe hayatımıza ait kıymetli etüdler, tet- killer bulunmaktadır. Peer Gynt'ün tem nüshası «Sizin için» mecmuası hakkın. | da güzel bir fikir vermeğe kâfidir. Nazim Musiki san'arkirlarımızdan Ruşen Ferit Bey on yedinci! asm bestekâr ve şairlerinden Nazim hakkımin şimdiye kadar neşredilmemiş vesaika müstenit değerli bir eser neşretmiştir. Bu eser | Nözim'in hayat ve san'at şahsiyetine pit bir tekil eseri olması bir mesiki üz. idden şayanı dildkattir. Böy. le büyük bir bostekârm hayat ve eserle- Ti vessika istinaden ve eserlerinin not- arile birlikte bir kitap halinde intişarı iye ilk defa olarak meyda- bulunmaktadır. Herkesin in sanatkâirlarımızn alâka e ii emin olduğumuz karilerimize tavsiye bu eseri Harik Hayat — Şurada başbaşa bira içelim. Ne garip tesadüf. a Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanmda Kâin UNYON SİGORTASINA yapkirmniz. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırma; Telefon : Beyoğlu 4.4888 yi 066. Milliye n edebi romanı: 41 KIR ÇİÇEĞİ | Dün akşam | ra içmemi; Arnavutköyünde Mahir Beyle kar- | şı karşıya bira içmiştik. Ömrümde yalan söylememiş bir kızım, fakat İstanbula geldim geleli doğruya söylemek azap vermeğe başladı. İncesaz bir şeyler | çalıyor. Ben alaturka şarkıları hiç bilmiyorum. Fakat hoşuma gidiyor. Hanımefendi meraklı. Çalman ni li kim bilir ne- ler hatırlattı. kun bir ile bardağını kaldırdı: > elim Çiçek, sıhhatimize, sa- adetimize. i hanımefendi birayı ilk de- fa içip içmediğimi sormadı. Ne ce- yap verecektim. Burası çok güzel bir yer hanımefendi şoför Azize de me isterse vermesini garsona tenbih etti, İyi kalpli kadın, evde hizmetçi. lere de çok iyi muamele ediyor. Sıhhatin kıymeti Saadet ve bahtiyarlık en çok sıhhat- ten doğar, sıhhatle beraber yürür. Hiç bir zaman yüzü gamlı ve çehresi keder- bir kimsenin sıhhati yerinde olduğu- rae sıhhatimizin en iyi zamanla- Yönet ti tür malin e pil ten ahenk ve selâmete bulunan kimse- lerin her türlü işleri ve ber nevi ha- yati hareketleri büsbütün başkadır. Yaşamaktan başka türlü zevk duyarlar, başka zamanlar ağır ve bazmı güç şey- leri mes'ut ve bahtiyar yaşayış hengâm- vakitlerdeki ifratlar ve suüstimallerden gördükleri zararlardan bu türlü zevkli yaşayış anlarında hiç bir gün müteessir olmazlar. Çünkü yüksek bir hayat ham- lesi ve alla dört elle sarılmak ar- zusu zararlı tesirlerin yaklaşmasma ma- ni olur. Fakat bunun için hakiki bir saadet ve zevkli bir hayat havası içinde yaşa- mak lâzamdır. Yoksa sahte ve yalancı mek üzre aym 17 nci önümüzdeki Cuma günü öğle namazından sonra Dolmabahçede Dolmabahçe camiin de hafız Riza ve Kemal Beyler ta- rafından mevlidi nebevi kıraat e- dilecektir. l Arzu edenlerin ve merhumu s6- venlerin teşrifleri rica olunur. (9830) Ailesi Eski resimler | Çok az kocalar vardır ki Ahmet Sü-,| küti Bey kadar her an karısının haka- retine uğrasın. İlbal kanım ağzı kalabalık, zayıf il. kuru, sinirli, inatçı, tahammül mez mahlüklardan birisi belki anlaşılmıyan bir şey var. olur da bu neviden mahlüklar kendi- sine hakarete, küfre, hattâ o dayağa müstehak birer koca bulurlar ve bu koca ne biçim adamdır. Ahmet Süküti Bey ilerisi pek te a- çık olmıyan bir memuriyette dan beri pinakliyenlarden bizi idi. A dı üstünde, hiç konuşmaz, daima çc- kingen bir adamdı. Belki her hangi bir erkek gibi her hangi bir karakter gösteremeyişi karısının ilk Şikdyetini davet etmişti, İkbal Hanım — Sen ne biçim md dedi, ayol biraz şöyle ortaya çık ta kendini gös- ter. Azbuçuk enerjisi olan adam, karı- sindan böyle birile bir itaba (o maruz kalınca, o enerjiyi kullanır da, kadına belki de şöyle hafiftertip dayaklı bir ders verebilir, yahut kollarından tutup pencereden aşağıya atabilir, hiç ol- mazsa mahkemeye bir istida verip bo- şanma talebinde bulunabilirdi, Fakat inatçı ve çığırtkan kadınlar, bu nevi ibtimallerden hiç birine yol açmamayı çek iyi bilirler. Aradan seneler geçip te Ahmet Sü- küti Bey tekaüt edilince, karısına ye- ni bir hoşnutsuzluk kapısı daha açıl dı. Artık il mek isti kalkmışt İm de nereden geldi diyeceksiniz? Basit. Çünkü Ahmet Süküti mütevazı bir a- partımanda oturuyördü;'en üst katta da senelerden beri komşuluk (ettiği Naim Bey isminde bir ressam ve bu ressamın bir atölyesi vardı. Atölyede yapılan resimlere baka baka, o da öy- le bir hevese kapılmış, hattâ ilk yaptı- dığı resim, Ahmet Sükütl Beydeki he- İkbal Hanım hiç te o Kaç dofa paletleri, şövaley boya tüplerini çöp tenrkesins atmış, tuvaileri biçakla hüurdehaş ot mişti. Fakat Ahmet Süküti Bey içini yakan san'at aşkile her kırılanın yeri- ne yenisini getirmek çaresini buluyor. Elif Naci On yılda RESİM Genç ressamlarımızdan Elif Na- ci Beyin Türkiyede on Cümhu- riyet senesi zarfındaki resim ha- reketlerini hülâsa eden bir kita- . Fiyatı 20 kuruştur. Her kitapçıda bulunur. HANDA-DRAMALİS.PRİNEAS Operet heyeti Fransır Tiyatrosunda Bu akşam saat 21,30 Matmazel Nituş. Yermki perşembe akşamı büyük gala o- larak Tou Koutrouli to Panigiri. Pek ya- kında Viktoria et son Hussard. ve Otomobil BURHAN CAHİT: (lnkılâp Romanı) Dün akşam yarım bardak bile bi- im. Şimdi o kadar ho- ki hemen hemen hanıme- kalmıyorum. O da şuma gi fendiden geri teşvik ediyor. Çok geçmedi. Gülmelerim, konuş main tabiilikten çıkmağa başladı, Gülmek arzularıma hâkim olamı- yorum. Sinirlerim çekiliyor gibi o- luyordu, Fakat o kadar neşeliydim ki hep söylemek, kahkahalar at- Gir nimefendinin odudaklarnda boya kalmamıştı. Galiba üç şişe bira içmiştik. Hanımefendiye: ——Artık yetişir zannederim,dedim. Ben içmiyeceğim, gözlerim kara- riyor. —Çabuk geçer açık havada bir şey kalmaz, dedi. Bir şişe daha içelim. Garsonun getirdiği dördü, şeyi yavaş yavaş ve zahmetle bitir. vi iğimiz zaman ben artık muhake- | du. | memi kaybetiiştim. Mütemadiyen Olmazsa, her hangi mukavva veya kâğıt parçasını eline “geçirince, her hangi bir boyalı veya boyasız ka lemle mütemadiyen resimler yapa: Eşi dostu da hangi kendisini teşvik «*- miyor değillerdi. Eğer kırık paletlerin- de meselâ yeşil boya eksikse, ağacım yaprakları kırmiztya; kırmızı yoksa damın kiremitlerini. yeşile boyardı. Pek tabii olarak İkbal Hanım bu rs simlerin münasebetsizliğine büsbütün sinirlenir, çağırırdı. — Herif, şu yaşa, geldin. Hâlâ bir gey öğrensmedin. Artık Ahmet Süküti Beyin resim il- leti konu komşuya da ma'üm olmuştu. Müşarünileyh tuvali koltuğuna, boya kutusunu eline alıp ta, kırda o resim yapmağa mi bakkalı, kasabı, ma- mavı kendisine — Ahmet Bey, bize ii bir iki resim hediye et yahu, hem © duvarlarımızı süsleriz, bem de bir yadigâr olur. Ahmet Süküti Boy dönüşlerinde ha- Bunun'a beraber hediye olarak getiri- len resimleri duvarlarına çiyilemekte de beis görmezlerdi. Fakat İkbal Hanımı sormayın. Za- vallı kadın hırsından küplere biner: — Bu herif beni bütün mahalleye rezil edecek, bu herif beni öldürecek derdi. Fakat aksiliğe bakım ki, ilk evvel Ahmet Süküti Bey gümledi. Bir sabah yapmak için erkenden kıra çık- için zatürreeye yakalanmış ve fâ Üç sene sonrü Ahmiet Süküti Beyin ! kıt'at ihtiyacı için 440 ton Un ısmi yeniden, hem de velvele ile duyul- gülüyordüm. Hanrmefendinin'ne halde olduğu nu farkedemiyordum. Yalnız beni yorum. sıçrayışta içeriye atladım. Yumuşak kadife döşemeye âde- ta bir yastık gibi düşmüşüm. On- dan sonrasını bilmiyorum. Arasıra gözlerimi açıyorum. Fa- kat gözkapaklarım kalkmıyor, sar. sılıyoruz. Başım döşemeye vuruyor. Hanımefendinin sesi kulağımın içek, yavrum, gayret, geldik. Bu ihtar gururumu harekete ge- tirdi. Herkesin sarhoş diye bakma- sı ihtimalı bütün sinirlerimi gerdi. Kendimi topladım, tabii görünmek için kendimi zorluyordum. i Ben hanımefendiden evvel atla- rm. Hiç bir şeğ olmamış © gibi görü- nüyordum. Hanımefendiyi bekledim, Arka- sından içeri girdim; Fakat yukarı çıkarken kendimi tutamıyordum. Yıldırım gibi tuva- lete koştum. Yüzümü bol soğuk su kolumdan tutup . kaldırdığını oto- | mobile kadar yürüttüğünü. hatırlı- | Otomobili görünce kendime hâ- | kim olmak istedim. Atıldım ve bir | mağa başladı. Resimden anlayanlar, anlamıyan bu | adamm fırçasından çıkan tabloları birer şahe- ser addediyorlardı. Gazetelerde Alı- met Süküti Beyi modern san'atin üs- | tadı diye gösterdiler. Güzel Sanatlar Akademisine devam eden gençlerin hemen hepsi Ahmet Süküti Beyin eser- i başladılar. Ikbal Hanım gururundan kabına sığ 'ünkü gazetelerde münak- kitler “merhum üstadın muhterem zer cesi,, diye ondan da bahsediyorlardı. Artık İkbal Hanım evi sanatkârların adeta bir kâbesi olmuştu. Ahmet Sü- küti Beyin yaptığı tabloları herkes ka- pışmak istiyordu. ONe © yazık ki İkbal Hanımın evinde merhumun bir tek tuvali bile yoktu. Çünkü kadın bunların her birini hırsla bir tarafa at- muştı. Ancak bilinemez nasıl unutul- muştu, köşede bucakta bir kaç etüt kalmıştı. Bunların her biri pahalıya satıldı. Fakat mahallede asıl zengin olanlar Ahmet Süküli Beyin zama- nında bol bol hediyelerini kabullenip duvarlarını e bakkal manav ve kasap 'Nihiyet günün birinde İkbal Hasım tavan arasında tozlar arasında unu- tulmuş boyaları alelacaip bir tuval buldu ve hemen batırladı. Bir yaz gü- itmişlerdi. Ahmet Süküti B. tabi boyasmı, paletini beraber götürmüş, bir çiçek, bir inek menlerin resmini yapmıştı. Hatti Isşlıkla taze boya hanımın elbisesini kirlettiği için aralarında müthiş bir Küvani da oluk; Tahar HAMA “veli aldığı gibi otlarm arasına atmıştı. Pek tabii olarak otlar taze boyalı res- mi büsbütün bozmuş, çiçek ineğe, inek çiçeğe karışmıştı, Bu tablonun kim bi- lir kaça satılacağını sevinçle düşünür- ken, kocasının ölümü ile kaybettiği servetin azameti aklına geldi, içini çe- ke çeke dövündü. SEM çe- j 3 üncü kolordu ilânları | Çorlu Askeri Satm alma Ko misyonundan : Çorludaki kıt'at hayvanatı ihtiyacı için açık münakasa i- le 80,000 kilo arpa satım alıma- caktır. İhalesi 30-11-933 per- şembe günü saat 15 tedir. Ta ilplerin şartnameyi görmek ü- zere her gün ve münakasaya iş tirak içinde o gün ve vektin- den evvel teminatlariyle Çor- luda Askeri Satın alma koms- yonuna müracaatları. (3379) (616) 8360) ... Kırklareli Hudut Taburları için 39,000 kilo un açık müna kaas ile almacaktıt. — İhalesi 2-12.-933 cumartesi saat 14 tedir. İsteklilerin şartnameyi görmek için her gün münaka sasma gireceklerin belli gün ve saatte Sa. Al, Ko. na gelme- ları. (479) (6157) o 8399 Ezine Askeri Satma'ma Komisyonundan : Ezine ve Bayramıçtaki kapalı zarfla münakasaya kon muştur, İhalesi 9-12-933 cu- martesi günü saat 16 dadır.Ta- liplerin şartnameyi görmek i çin makall: Satın alma komis yonlarına ve münakasaya işti- râk için de tayin edilen gün ve ile yıkadığım zaman biraz ferahla- |. muştım. Fakat salona inmedim, el- biselerimle yatağımın üzerine ka- panı verdim. Ne kadar zaman geçmiş bilmi- yorum. Hanımefendinin nefeslerini yü- zümde dyudum. Gözlerimi. yarı açıldı, © Ortalık arirrişte. — Çiçek, © Eee lasılsm? Nasıl olduğumu ben de anlaya- miyordum. Her tarafım - uyuşmuş gibiyeli. | Hanımefendi: — Böyle yatma daha rahatsız o- Rİ elbiselerini çıkarayım, de- li Evet ve hayır demeğe bile üşeni- yordum. Hanımefendi beni galiba soydu. Bi raralık üşür gibi oldum; Fakat tekrar ısmdım. Hanımefendi hep yanımda idi. Beni öpüyor, seviyor. — Canım Çiçek'im. Diye beni ok şuyordu. Sesleri ii işiyor | Bu okşayışla- rı hissediyorum, fakat gözkapak- larım demir gibi kalkmıyor. , Hanımefendinin sesini arasıra işitiyorum. Bit aralık vücudumun Bir imaki- rıca: Paramount Bugünkü Program ISTANBUL : 18 Gramofon 19,15 Hazım Bay tarafından Karagöz. 20 Kemani Raçat Bey ve arkadaşları 4 yy 2130 Gramofon. l 72 Anadolu Ajansı, Borsa haberi, saat ayarı.| ANKARA, IE m. za Graplafan 18e Or 18,45: Dans musikisi, 20: Ajans habe VAR SOYA IM l 16,48: Trio Berkes konseri. (piyano refakati- Polonya istiklâlinin 15 betile konferans. 21,20: Hafif m. Balkan şarkılarında Polonya habe) 2235: Piyano, keman konseri. 23,0: Tayyarecilik. 23:30: “Adria e a musikisi, 24: Tayyarecilik. 24,101 Dans. BUDAPESTE,S0m. 18,95: Sahibinin sesi pilkları, 19,05: Tefrikm. 19,35: Macar yaylı aletler mupiki heyeti tara- VİYANA,SI8 m. 18: Hafif musiki (plâk.) 18,25: Musahabe, 18: “Nibelungenin cengi,, isimli Wagmeri: . Akşam MILANO TORİNA FLORANSA 18,151 Tapanni, 1945: Haberler. — Plâk 20: Haberler, —Plâk, 21,35: Plâk. 22: Opera tem-| Pik. — Musahabe. 19,38: Al Ders. ve Neşeli söz ve afonik kom- ser, 231 Son haberler. ROMA, âdi m, 18,20 Radyo orkestrası, 22; Operada verile cek temsili makil. BÜKREŞ, 3öim. 13: Hüberler. — Plâk. de Haber (K ; Romen halk mpelkie BRESLAU,125m 20: Brmekmerin everlerin: şam haberleri: Z1,15: Ske rası tarafından oda musil Dane musikinile hafif parcalar. ÇTemer His mut Hallendörfun iştirâkile.) CSMANLI BANKASI İLÂN ©; 3 Faizli, 1911 tarihli MISIR CRE- DİT FONCİER tahvillerinin, 1 Kânunu- evvel 1933'tarihinde icra edilecek itfa keşidesi üzerine başa baş tediyesi tehli- kesine karşı Osmanlı © Bankası Galata merkezi ile Yenicami ve Beyoğlu şube- leri tarafından pek müsait şersitle sigor- ta edileceği mezkür tahvilât hamillerinin malümu olmak üzre ilân olunur... 8232 saatte teklif ve teminat mek- tuplariyle Ezinede Askeri Sa- | tmalma Komisyonuna müra- caatları, (3384) (6252) Davut paşa kışlasında bi- riken 25 araba gübre pazarlık- la satılacaktır. Taliplerin pazar lığa girmek için ihale günü o- Jan 18-11-933 cumartesi günü saat 11 de Fımdıklıda 3. K. O. SA, AL, KO. da bulunmaları. (491) (6279) bi yandığını, göğsümün acıdığ hissettim. Rüya ve kâbusa benziyen bu haller ne kadar devam etti bil- miyorum, bir külçe halinde uyu- yup ,kalmışım. Gözlerimi açıtğım Ozaman oda kapkaranlıklı. Vücudum. buz gibi olmuştu. Yastığımın altındaki pu- aradımi. Elektrik lâmbası yan Garip şey. Çırçıplaktım; Ne ço- | rabım vardr ne çamaşırım... Titri- yordum. Örtüye sarınarak yataktan fırladım. İç elbiselerim, hepsi yer- lerde sürünüyordu. Dolaptan temiz çamaşır dım, acele acele giyerken mun acıyan yerlerine gözüm N Kırmızı, mor lekeler olmuştu. Aca- ba bir yere mü çarrimistrme.. He-hal de öyle olacak. Gündüzkü sarhoş- luğun tesiri., Kim bilir nerelere vur dum... Saate baktım. — Gecenin ikisi. Demek akşamdanberi yatıyorum. Yemek bile yememişim, acaba ha- nımefendi ne oldu. Şimdi hatırlıyorum, haniofefip di elbiselerimi çıkarmak istemişti, Bu akşam MELEK Sinemasında Yıldızların €n sehhar ve en güzeli MARLENE DİETRİCH tarafından harikulâde bir surette temsil edilen KIRIK MABUDE Fransızca sözlü büyük Paramount filmi takdim edilecektir. Ayı Biletlerinizi yide aldırın. Telefon: 40869 tim; sıcak su var. Galiba o da sarhoşlukla üzerimde dünya haberleri, 19876) KŞ SAKAY ( Eski Glarya) Dükü har tarifinde yük hü lak muvaffakiyetler kazanmış ola: ve 20 san'atkâr kadından mü- rekkep meşhur Macar Çıgan or- kestrası İstanbul halkını da hs- yecana düşürecek, neşelendire- cek ve sonderece sevindirecektir Program meyanında MAVİ TU- NA “ Çingenece ibda,, Orkes- tra sa'atkârları milli elbise- lerini giyeceklerdir. Fiyatlar: 75 - 100 - 150 ve 200 . (9879) Yarın akşam ASRİ SİNEMADA BERNSTEİN'in şaheseri o'up saf bir kadının ihtiras tuzağı na düştükten sonra Sen neb- rine atılışını musavver HULYALI - DUDAKLAR | Melo | filmi. oynayanlar GABY MORLAY, Victor FRA- NCEN ve BLANCHAR Sahnede: CAZİP VARYETE PROGRAMI HARİSSON TRU- PU, JOE BONELL ve MiSS BAYın tamamen yeni nume- roları, (9877) Elhamra Sineması size ancak ya- rınki gazetelerle ilân edeceği büyük bir sür- priz ve yenilik hazırla- maktadır. (9874) ISTANBUL BELEDİYESİ sere TİYATROSU Besteliyen: E. Bu akşam Grieg Saat21 de Türkçeye çeviren: Seniha Bedri ?ER GÜNT Yazan : Henrik Üniformalı zabitana tenzilât vardır. 8506 bsen asrın umdesi “MİLLİYET” tr. e e a ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariş işle K. LK 3 aylığı s pa "” Li Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştı matbaaya sit işler için müdiri rasat edilir. Gazetemi; e 7 © 4— ların mea'ue ne Varsa hepsini çıkarmış. Biraz kolonya ile yüzüme friksi- yon yapmak için — tuvaletin önüne ittiğim zaman gözlerim yerinden oynadı.. Boynumla göğsüm arasın- da badem kadar bir leke görünü- yordu. Dürakladım. Vücudumun başka yerlerindeki lekeler sarhoşlukla şu- raya buraya çarpmadan olmuştu. Fakat bu... El aynasını Yaklaştırdım. Şimdi- ye kadar görmediğim şekilde garip, bir leke.. O kadar acımıyor da... Üzerimde bir halsizlik, kesiklik vardı. l Htırıma banyo — geldi, yavaşça kapıyı açtım. Banyo dairesine geç* Bol sabunlu süngerle vücuduma kuvvetli bir masaj" - yaptım. Şimdi. dikkat ediyordum yücudumdaki er lekeler de tıpkı boynumda gibi. ane su iyi geldi, Biraz ferahla- Kimseyi uyandırmaktari korka rak yavaşça odama geçtim ve tek» | rar yalağa uzandım. Akşamki ka” | dar olmamakla beraber sersemlik gene devam ediyordu. | (Bitmedi)