Tiilliyet Asrın umdesi “MİLLİYET "ür. 11 MART 1933 Ankara endeesi, 100 No, İdarebane £ Telgraf adresi : İst. Milliyet Başı i Yazı işleri Müdürlüğü © İdare ve Matban £ ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç için LK LK 3 aylığı yö Gi» 740 2 4— Gelen evrak yeri verilmes— Müddeti seçen nüshalar 10 kuruştur — Gazete ve matbaaya sit işler için müdiriyete mi: mes'ar emenat edilir. Tiyetimi kabul etmez, mii greek zi BUGÜNKÜ HAVA Bugün hava kesmön bulutlu. ve yimal inikametinden hafi rüzgör devam alen 10-3-033 tarinde bra tanyiki 788 ei bmötre, en insla scakldk 7, em.as 2'de Haftanın yazısı — ğ Çok yaşamak İçin Kimse erken ölmek istemez. Hele intihar yazıları gazetelerden çekileli hayatından bezenler de ortadan kalktı. Lâkin herkes te i- şini gücünü bırakıp çok yaşama- nın yolunu aramaz yal. Eskilerde bu huy varmış. . Ben böylelerinden bir ikisini tanırım. İşin tuhafı bu gibiler hakikaten pe tlarımdan Hüseyin Beyi minde bir zat vardır. Her yapılı Ta mânası çok yaşamaktır. Size uzatım çok yaşamak için tavsiye ettiği şeyleri sayar dökersem şaşar sınız: İşte başlıyorum; — Sabahlarir aç karnma bir bardak su içen çok yaşar — Yemeklere az tuz koyan çok Yaşar (aşçı fazla koyarsa demek efendinin canma kıymak istiyor) , 7 Mer yemekte bir baş soğan berkan ba ilede Olen Yeri N il. Yoksa kimde burun kalırdı?) — Her sabah aç karnına bir diş sarmısak yutan... — Saçlarını kısa kestiren... (ka dınların saçlarını neden kısa kes- tirdiklerini şimdi anlıyorum) > Mi bir Kayserili sivayerldi se — Yalnız yoğurtla geçinen... çer yi sml bade Ea İsa yüz ya, riyet teşkil ederdi) — Lâhna kökünü çiy yiyen. (bize çocuk iken yedim i, Karın Him yapar diye) — Hergün iki baş Yiyen (dikkat ediyor yali Si Dy ea Tu şeyler) — Yemekten sonra tarçın çiğ. neyen.. — Hindiba salatasını yemekten eksik etmiyen... — Zencefil reçeli yiyen... (be nim de hoşuma giderdi. Galiba kontenjan harici kaldı) Daha var amma aklıma gelme. di.. Şimdi şu listeyi gördünüz.. Bu. nun içinde bir ikisi müstesna, Üst tarafı tatbik edilir şey değil.. Dü. şünün bir kere pastırma çimenini. Evet. İnsan bunu yedi mi, ne sine- maya, ne tiyatroya, ne baloya gi- debilir. Evinde uzanıp yatmıya mecbur olur. Ve bu suretle de vü- cudü yıpranmaz. Sarmısak gibi, soğan gibi bazı bazı guddeleri üzerine iyi tesir et- tiği malümdur. Amma çok yaşa- maya tesir eder mi bilmem. Bana sorarsanız, çok yaşamak Milliyei'in edebi romanı: 45 Mirlicat dedi ki: — Dostumsun ve severim de o- nun için sana bu hikâyeyi anlatı- yorum. Çünkü senin de otomo- bilin var. Eh, ne olur, ne olmaz, belki benim başımdan geçen, 4€- nin de başımdan geçer. Benim ye- ni aldığım on sekiz beygirlik mü- kellef otomobili görmüştün. Gü- * zel bir havada şöyle gezmek iste- dim. Maksadım şehir dışında açık bir lokantanın önünde; orada ye- mek yemek, biraz da yeşillik gö- rüp hava almaktı. Tam caddeyi tutmuştum ki, ileriden başka bir otomobilin gitiğini gördüm. Gi- der a, diyeceksin. Arkasını dinle. Bu otomobil eski markalardan- dı. Tabii kolayca yetiştim ve hat- tâ geçtim. Bir aralık dövüp : bak- tım. Ne göreyim? Direksiyonu bir kız idare ediyor. Hem de - yapa- yalnız.. O zaman yavaşlattım. Ar- tık otomobilimiz yan . yana gidi- yordu. Gülümteyip aşnalık et mek istedim. Fakat kiz ne kadar güzelse, o kadar da ciddi idi. Ben de ihtiyar ve çirkin değilim. Kı- zm bu ciddiliği ve bana yüz ver- meyişi onuruma (dol Bir a- ralık kız otomobilini daha yavaş- lattı ve nihayet durdu. Kız indi, kapağı açtı, motörü muayeneye başladı. Buna memnun oldum. Konuşmak için bundan iyi vesile olmazdı. Ben de hemen gerileyip orada durdum ve derhal otomo- —— — — ——— için.. İlk şart: Kaygusuz, tasasız olmaktır. Bunun için de; — Zengin olmamak, — Evli olmamak. — İddialı bir mesleğe mensup olmamak, — Gazeteci, doktor, avukat, mu allim olmamak. — Otomobil sahibi olmamak. — Büyük şehirlerde yaşama- mak. — Sinirlenmemek için tramva- ya, vapura binmemek. Köylerden birine çekilip o- turmak.. Bunları yapabilirseniz uzun bir | ömür ümit edebilirsiniz. Yoksa: — Aman Dolar ü mü). Ey vah mahvoldum. — Vay İngiliz lirası çıkıyor... Iş berbat.. — Ya!! demek Anadolu tahvil leri iniyor. Ne yaparız şimdi... — Neeece?. Taktukyan iflâs mı etti? .. Bittim öyle ise, 30 bin lira alacağım vardı. Evli iseniz: — Yahu! Yeter artık! Bende ta kat kalmadı... Şu kürk mantodan “Ayol, daha i ia e ye yes. e cezasmı versin. Bu a- sa, balısına mürekkebi kim dök- — Artık 180 hiz İçrde takat kalmadı. e Otomobil gezintisi Kafir Roman okuya- e yezit.. ta alan çalışsaydın da arm 8 i olmaz mıydı?. rucak ateşler 5 : mu?.. Yav Velhasıl hayatı daima gu yükü altında ballar el sayanların uzun müddet bu işe mu kavemet etmesine imkân yoktur. Çok yaşamak isteyenler her şey. den vazgeçmeli, gülmeli, eğlenme li; alay etmeli ve hoş görmelidir. FELEK MAKEDONYA Aşk, Kin, Politika ve Kan. deli i le süzdüler. Sonra istemiye kat oldu. : Elli yedi numaralı şifrenin hallin- den yarım saat sonra, yirmi beş atlı- dan mürekkep bir kafile, yeni nadas yapılmış tarlalar arasından ağır ağır eçiyordu. i 3 Jandarmalar esniyör, atların ayak- ları i geri geri gidiyordu. Fakat sanki geri ge! rumca Kaymakamı takibe gidi- yarlardan inerpk, bayırlar. Müellifi: Nizamettin Nazif ili vücudunun — ahengini güzel hatlarla çizen ceketi ile basık ökçeli çizmeleri arasındaki tezat ilk bakışta belli oluyordu. Mavzerinin namlusu ile pırnarlıkla- rı yararak, taştan taşa sekerek en ön- de gidiyordu. Belliydi ki bu o genç, çıkanak, — Fransızcadan — bilden atlayarak sordum: — Madam, bir şey lâzem mı? Sert bir sesle cevap vetdi: — Hayır, bir şey lâzım değil. — Yazık! Size bir faydam do- kunsaydı, çok memnun olurdum. Bu esnada da daha yakından kendisini tetkik ediyordum. Â- man yarabbi ne güzel kadındı. Muhavereyi kesmiyerek, “daha i- leriye vardım. Genç - kıza şöyle Bu sefer alay eder gibi güldü: — Yana! dedi, fena fikir değil. Ayrı ayrı otomobillerde mi? — Hayır, siz kendi otomobilini- zi bir yerde bırakınız. Dönüşte gelir, alırsınız. — Siz galiba beni pek $af bir kadın zannediyorsunuz. Tanıma. dığım bir adamın otomobiline na- sıl binerim. Kendisine kim olduğumu söy- ledim: — Artık tanıştık zannederim, dedim. Bir müddet beni süzdü: — Evet, siz direksiyonda Ootu- rup ta beni istediğiniz yere götü- rünüz. Dünyada olmaz. — Canım, siz de direksiyon kullanıyorsunuz. Beni menedersi- niz. — Evet, menedeyim derken bir ağaca çarpalım. Pek âlâ, sizinle gelirim amma, direksiyonu ben kullanmak şartile.. — Siz bu marka makineyi kul. lanmasını bilir misiniz? — Sayfiyedeki akrabamın da ayni marka otomobili var. Saatte yüz kilometre bile yaptım. — O halde buyurunuz dim, buyurunuz... — Fakat uslu oturmak şartile.. — Ona ne şüphe. Kolundan tuttum, direksiyona oturtacaktım. — Aman, durunuz, mobilimi kilitleyeyim. Bugünler- de otomobil hırsızları o kadar ço- ğaldı ki.. efen- kı sıkı kilitledikten sonra, direksiyona oturdu. Hareket et- tik. Baktım, direksiyonu mükem- mel kullanıyordu. Tabii içim müs- terih oldu... İki. elimde serbest kaldığı için, kolumu beline dola- mak istedim. Hafifçe mukavemet MİLLİYET CUMARTESİ ll MART 1933 İ mi şekilde teşebbüsatta © bulunularak dedi, oto- | cu pazar günü akşam üstü Halke vinde bir konferans ve konser ter- tip etmektedir. Müderris Reşit B. tarafından kadınlığa ait verilecek bir konferanstan sonra sanatkâr Şehip B. tarafından güzel bir kon ser verilecektir. Tehir edilen konferans Diştabipleri cemiyetinden; o Diştabi- an Aptuliah B. tarafından veri- leceği ilân edilen konferans bazı müc- bir sebepler dolayisile. 12-3-933 pazar günü saat 9 da tehir edilmiştir. KE şekl Kari mektupla km Su duvarı yıkacak Edirnekapıda Belediyenin cidden gü- zel bir balamevi vardır. Burası mühim miktarda para sarfiyle tamir edilen gü- zel bir binadır. Fakat (bu binanın du- varı üzerine bir su deposu oturtulmak- tadır; Su deposuna terkos suyu akar. Depo dolunca alâkadarlar musluğu ie pamadıkları için depo taşmakta ve du- vara akmaktadır. Bu su hiç kesilmiyor, duvarı harap ediyor. Duvar arsa 1000 liradan aşağı tamir edilemez ve bu ihmalin zararı pek fazla olur. Bu su- ya dikkat edilmesi alâkadarlara ihtar e dilse çok eyi olur. M. SAİT Müseviler ve türkçe 252.933 tarihli Milliyet gazetesinde yaşamakta olduğumuz ana vatanımızda öz türk dilinin konuşulması hakkında Bursu Musevi Uhuvvet klübü reisi Kemal Levi Beyin azami gayret ve de- Hâletlerile kabul ettikleri öz türk dilini tebrile eder ve diğer Vilüyetlerde de ay- bir an evvel öz türk dilinin kabulu hu- mümaileyh © Kemal Levi gibi müteşebbis arkadaşlarımızın Milletimi- ze rehber olmaları bekler ve karii bu- lunduğum gazetenizle teşekkürlerimin EE ai aki Boz Üyükte SARRAF ALBERT bil sizin mi? — Hayır, beyin. Derhal vesikamı çıkarıp uzat- tım. Tetkik etti: — Pek âlâ, dedi, şimdi arka da yanıyor. Kontağa dik- kat ediniz. Tekerrürü halinde ce- za yazarım, Lilette vesikayı aldı. Yanı ba- şındaki kapının cebine attı. Tek- rar yöla düzüldük. — Ne iyi memurmuş, dedim, Lilette de: — Fakat bilsen, öyle korktum ki... Aman artık Parise dönelim, dedi. Oh, Parise dönmek ne güzel şey! Otomobili garaja koyduktan sonra, beraber lokantaya mı, gi- deriz, bara mı, dansa mı? , Tam yarı yolda Lilette birden ire: Yeni bir lâyiha | Divanı mubasebata ye- ni vazifeler veriliyor | Büyük Millet Meclisi maliye encü- meni bugünlerde < divanı muhasebatın teşkilât ve vazifelerine dair olan kanun lâyihasını tetkik ve müzakereye başlı yacaktır. Divanı muhasebatın teşkilât ve vazi- ğa yep e kanunla devletin varidat ve masrafla- rın böyük millet meclisi namma müra- Kobe edecek divan heyetinin ne suretle teşkil olunacağı tesbit edilmişti. Muhasebei umumiye kanunu devletin bütçe ve hesap usullerine yeni bir isti- kamet verdiği gibi, buna mütenazır 0- larak divanı muhasebata da bazı vazi- feler vermiş bulunuyordu . Hem: eski hükümlerin ve hem de yeni hesap dicanı muhasebatın vazil halinde tesbit eylemek üzere hazırlanan yeni layihanım meclisin - bu içtimamda kanuniyet. kesbetmesi ve bir an evvel meriyete girmesi elzem görülmektedir. Divanı muharebat tarafından 926 16- mesinde hazırlanıp meclise takdim olu- nan bu lâyiha geçen sene divanı muha- sebat ençümeninde tetkik olunmuş ve lâyihanın . intişar o eden Oo memurin kanunile muhasebe umumiye kanunu- nun ve maaşatn tevhit ve tendülüne dair olan kanunun tesbit eylediği esa8- Bu lsyihada mahalli idarelerle bele diyeler hesaplarının divani wuhasebat tarahından mürakabesi * esası vazolan- maktadır. Divanı muhasebatın projesinde sene- vi varidat miktarı on bin liradan az 0- lan belediyelerin bu hükümlerden ha- riç bırakılması iltizam < edilmiş ise de varidatı ez olan belediyelerin muntazam Bir hesap tesisi için lâzım gelen teşkilâtı yapmağa vaziyetleri müsait olamaması na binaen şimdilik senelik vâridatı elli bin liraya kadar olan belediyeler he- | ” inim tür. sansı? miti orayi ISTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi temsilleri İstanbul Şehir Tiyatrosu Bugün suvare saat 21.30 Büyük İkramiye Opereti uma DEMETRE SMİRNOFF'un gala konserleri. Evvelce ilân edildiği veçhile meşher tenor Demetre Smirnoff ve Nevyorkun Metropolitan tiyatrosunun meşhur mu- ganmiyesi Malzeva iştirakile 20 Mart pazrutesi ukşamı ve diğeri 23 Mart perşembe günü matine saat 18 de olmak üzre iki konser verilecektir. — Eyvah, eldivenimin biri yok, dedi. Muhakkak orada düşürdük. Otomobili aradık, (o bulama- dık. Belli ki orada düşürülmüş. Dedim ki: — Geri dönelim, ne zararı var? Tekrar memurunun bizi durdurduğu yere vardık. Or- talık iyiden iyiye kararmıştı. Lilette dedi ki: — Siz iminiz de arayınız, ben de lâmba tutayım. İndim, genç kız lâmbayı tutu- Piyanoda meşhur bestekâr ve mual lim Mösyö Fausto Magnani tarafından edilecektir. Bu konemler için Eran Tiyatrosu sa başlayacaktır. iza Hilâliahmer 15 Mart 933 Çarşamba günü saat 21,30 da yordu, birden bire ne oldu biliyor musun? Lilette beni yol ortasın- da bırâkip otomobili bütün hızı — e götürmez mi? Gidiş, o gi- iş Otomobil hırsızlarından o ka- dar korkan karmın (marifetine bak, Üstelik vesika da otomobilde kaldı. Tabit polise müracaat et tim. Fakat hiç bir şey çıkmadı. il kadar otomobilim kim tarafından tert'p İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeriti havidir Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. | RADYO | Bu günkü program ISTANBUL, 1200 m. 18 - 18,45: Saz Müşerref Hm. 18,45 - 19,30: Orkestrm. 20: Fransızca ders (müptedilere R Karagöz. 20,30 - 21,30: Hafız Ahmet B, saz. 21,30 - 22/30: Orkestra, Ajame ve Borsa haberi, saat ayarı. ANKARA 1538 m. 1230 - 1330 Ankarapalas orkestrası 18. -1840 Orkestra; Sekizinci senfoni, Glazeunew 18.40 - 19.10 Alaturka saz. 19.10 - 19.40 Gramefon. 19.40 - 20.10 Dans musikisi, 20.10 Ajans Haberleri ve hava raporu VARŞOVA, 1411 m. 17: Plâk. 19,30: Hafif O müsiki 21: Hafif musiki (Goldmark, Meyer - Hel- mut, Alghisi va.): 23,10: Şopen'in eser- lerinden konser. 24: Caz, BUDAPEŞTE 550 m. 18366 ın musikisi, 20; Tren ame- konser. 22,50. Haberler. 23: Plâk. 23,35; Sigan musikisi, MÜNİH 532 m. 19,50: kilise koro konseri. 20,50: Seri” İzel smusilkili fantazi temsil, 23,45: Kurt Klos un idaresinde konser. VİYANA, 517 m. 18: Orkestra ile hafif musiki parçala” yı. 1940: Haberler, 20,45: Anne Roselle tarafından opera ve opo- rellerden şarkılar (piyano refakatile). 21,15: “Deli Thereze” isimli musikili temsil, 22,20: Haberler. 23,15: Tayam- nili caz. MİLANO - TORİNG - FLORENSA 20: Plâk ile orkestra musikisi, 20,35: Haberler, Plâk ve sair musiki parçaları. 21; Haberler. Plâk. 23: Radyo orkestra- “. PRAG 457 m. 19,35: Almanca neşriyat. 20,38: tüccarı” isimli operet (Bratislava, 23,20: Radyo filmi, şarkılar vs. BÜKREŞ, 394 m. 21: Taganni, 21,20: Diniko orkestrası. : Balalayka konseri, “Kuş 'dan). 22,05; BRESLAU 325 m. 19,20: Radyo orkestrası, 2x monik konser, 23,35: Berlinden; ba sütunda iş ve işçi isti yenlere tavassut ediyor. İş ve üşçü istiyenler bir mektupla İş , büro- muza müracaat etmelidirler, İş isteyenler mekteplerde, münasip bir işe girmek is- tiyorum, Üsküdar o Tunus bağı büyük Mustafa paşa So. No.40 elektrikçi, “.. Yüksek Ticaret mektebi 1928 mezu- Herhangi (oObir O müessesenin muyum. e muhaberatını yaparım, bütün ticari mua meleleri bilirim, ingilizce de anlarım Uygun şernitle iş arayorum. Bon refe- vans K. L, rumuzuna yazılması. Konser olunan MÜNİR NURETTİN Bey ve arkadaşları tarafından GLORYA İzer baş pasaportuyla do- laşan ihtilâl çeteleri başka türlü na, Di yola getirilebilirlerdz? m Kâzm Bey müfrezesi, biber gl lek pi “Umumi Müfettiş Hüşeyin Hilmi Pa- şa sadrazamdan gelen emirleri sivil memurlara bildirdiği gibi, muhabere- tirmek istiyordu. Paşa ta) liemyi bir kaç defa okumuş, sonra; — Ben bu dolmayı yutamam! — Herif hem bize ©- mesuliyeti Üze- Hilmi Paşa, şif in bir kaç lâs- diye bağırmıştı — mir veriyor, hem de rinden atmağa m Hakikaten Hüseyin in ine Bunla beraber Hadi Paşa, umumi mü- fettişin tavsiyelerini ceffelkalem red- dedecek cesareti kendinde bulamamış ve işi erkânıharbine havale mişti, Hasan Tosun Bey pek zeki bir za- bitti. O da yançizebilirdi; — lâkin o- norüne lu, İşt iki gecedenberi yarı uykumuz ediver-