PERŞEMBE 3i MART sahife olsun, hangi sınıfı tut. sun. Tabı da hesap ediyor: — Eser harci âlem bir şey ol İsun, çabuk satılsın, pek pahalı J olmasın. Ve muharrir hemen kaleme sarılıyor, bir günde bir İ piyes, bir haftada bir roman çı | karıyor. İ San'at mütefekkirin haya linden çıkmış, kesesine girmiş- tir, Bestekâr, tango besteliyor, mevsime göre, yazlık tango, kış lık tango. İlkbahar için bir (Rumba) sonbahar için bir vals. Tıpkı elbise modası gibi. Bizim artık pek şarkılarımız gibi, Bi İşirketi bestekârlardan birine iki bin lira vermiş, yirmi tane şar- kı ısmarlamış. Şimdi bestekâr harıl harıl şarkı besteliyor. Va- kıa iki bin lira şu sırada mühim bir ilham membardır. Fakat ne MİLLİ Hafta Sohbeti 75 Edebiyat ticaret oluyor! 37 Mart Perşembe “Ny iii Milliyet - Asrın umdesi “MİLLİYET” tir 31 MART 1932 İdarehane: Ankara cadâesi, 100 No. Telgraf adresi: İst: Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür 2431 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 ' İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için o Hariç için LK ,— Resim, Musiki, ve temaşa da edebiyatla yan yana alış veriş alemine giriyor. ——— mn Ğİ Harp, bir silindir gibi insan | eski diplomatlar tarihe gömül- tabakaların üzerinden geçti. | düler, Şimdi en yüksek diplo. Sersemlikten kurtulduktan | mat en kurnaz simsardır. sonra kendimizi tamamile baş- | | Artık (Metternick) ka bir âlemde bulduk. (Talleyrand) gibi diploma: Devletler batmış, milletler | ihtiyaç yok. En (büyük siyasi karışmış, hudutlar değişmiş, es | bektep borsadır . ki nizam alt üst olmuş ve yeni! Bundan sonra hariciye neza. haritalar çizilmiş, yeni mefkü- | retleri ticaret ve zahire borsa- reler peyda olmuş.. 1918 sene. İ sından farklı olmayacak!, si cihan tarihinin dönüm nokta > Pe sı olacağına şüphe yok. O tari.| Siyasi işlerle beraber edebi-| kadar olsa süfli bir memba, he kadar (Asrı hazır) deyip ge | yat, resim, musiki © ve temaşa | © Ressamlara gelince, onların Şiyorlardı. Tarih üleması bu ye | da ayni tesir altnda kalmıştır. | çoğu şimdi (Affiche) yapmağı Şimdi İsveç, Norveç gibi li- | daha kârlı buluyorlar. Ömür cs ni devre yeni bir isim bulsalar gerek! sanı zengin ve harpe girmedik. | kiten tabloların bugünkü eemi- Fransız ihtilâlinden beri dün | leri için bünyeleri bozulmamış | yet nazarında bir yi kal. yanm bünyesi sakin, tabii görü | memleketler müstesna olmak ü | madı. Bunu gören san'atkâr fır müyordu. Meğer o için için top'|zere fikir âlemi beynelmilel | çasmı hayalinin renklerine de- layan bir çıbanmış. Kayserin ka | şöhret kazanmış yerlerde ede- | gil doğrudan doğruya paletin- lıcı dokununca patladı. Hâlâ biyat, resim ve musiki artık €8-| ceki has boyalara batırıyor. BU AKŞAM ARTISTIK SİNEMASINDA Sinemacılığın bir şaheseri (MRADYO Bugünkü Program İSTANBUL (1200 m. 5 kilovat) 18 gramofon 19,30 Studyo saz he- i yeti, 20,30 Mimar Si hakkında een Nebil oğla Ismail Hak kı Bey heyeti, 22 orkestra. gibi, 3 aylığı ruştur. Gazete ve matbaaya ai: işler için müdiriyete (müracaat adilir, Gazetemiz ilânların mes'u. tiyetini kabul etmez. DANIFLS ctr were MOB MOOASET 1 Sözlü, şarkılı, musikili, renkli Muazzam revü- | BÜKREŞ (394,2 m.) — 19 kon ferans, 19,40 gramofon, 20 kilise ali cerahat akıyor.. 1914 ten evvel | ki san'at manasını terketmiş San'at o âlemini kontrol eden ki sulh, arkasında tufan sakla- (tir. Critigue'lerde komisyoncu va” yan bir bent gibiydi, yıkılmca | o Yani feragat hissi ve san'at | zifesi görmeğe başlamışlardır. PUDAPEŞTE (008) m) 19 dünyayı sel bastı. Neler sürük- | heyecanile çalışmak © keyfiyeti | Şimdi Avrupada £ eserler para na prag İtalyanca ro- N e ve neler kopardı e (Eser), san' ile tenkit edilir. Pazarlıkla gök iŞ tiz y—22 İ getirdi . ârın zevkini, duygusunu vel lere çıkarılır. e İFETEK Sal | Yeni yeni vak'alar hülü da. | heyecanımı fade etmiyor. Para Merin delimi era enter 2148 dalga gelip geçiyor. Müvaze | ihtiyacı, , > m Ondgn ee pee M vac Çitiyacımı yanıta olmyor. Eskiden san'atkârda feragat VARŞOVA (1411 m.) — 1935 ne bozuldu ve hâlâ durulmadı. | Hattâ daha ieri giderek san gramofon, 20,15 bafif musiki kon- Lokanta bahsi!.. Iktısat ilminin nazariyeleri |at (Commerce) manasile bir a. | vardı Eseri işin çalışırken mah Muhteşem feerik mizansen - Müteaddit şarkılar - seri, 21,35 Radyo jurnal, 22.30 dans Bazı memleketlerde halk| —Evli olsun bekâr olsun— lo- kantalarda yemek yer. Evde yemek pişirenler pek azdır. Me selâ Atinayı, Parisi, bu meyan- da sayabiliriz. Bizim memleket te bunun tamamen © aksinedir. Bizde hattâ bekârlar bile evde yemek pişirir.. Onun içindir ki; | bizde lokantacılık büyük bir in kişaf arzedemez ve en çok işle. yen lokantalar öğle zamanları Yazıhanelerde ve iş merkezle- rinde çalışanlara yemek veren yerlerdir. Buna mukabil bizde dünyanın bütün büyük ve bü. yücek şehirlerinde olduğu gibi | cemiyetlerin ruhuna taze bir din azametile hulül etmeğe baş ladı. Devletler arasında bile ar. tık siyasi notalar yerine iktısa- teati ediyor . Vükelâ heyetleri ticaret o- dalarma benzedi. Siyasi entrikalarile meşhur tamız, ne bütün şeraiti haiz otelimiz var.. Sonra isteriz ki; âlem gelsin, bize para bıraksın! Ne bir beynelmilel sergi, ne bir beynelmilel müsabaka, ne bir.beynelmilel alâka tevlit ede cek gezinti yok ki; âlem merak hiç ol altı yüz kiğiye | etsin de gelsin.. Lokantacılar, oplrem adan ln | cemiyetinin, yabancılara lokan ış veriş olmuştur demek müm. i kündür. | Eğer şimal memleketleri &- | debiyatı imdada yetişmese (No | bel) mükâfatını İcazanacak eser | pek güç bulunacak. Harp sonu devri cemiyetlerin fazilet hisle- rini körlettiği gibi mütefekkir- lerin de feragat duygularını si. | lip süpürmüşlür, İ (San'at) hesabına çalışanlar gittikçe azalıyor. | Fransız edebiyatmın (Ro. mantigue) erindeki san'at aş- kı nerede? Hani o (Musset) gi bi kalemini kalbine takıp ağus- | tos böceği gibi tersnnüm eden şairler.. Geçen âsrın başında kendi kendilerine bir san'at inkılâbı kişinas, ressam rumiyete katlanırlardı. Fakat şimdi mahrumiyetin manası sadece aç kalmaktır . (Balzac) gırtlağa kadar borç içinde bir tavan arasında çalış | mış, Fakat zı yazar hem de börek yermiş. Şimdi börek değil peynir ek- mek güç yeniyor. Onun için muharrir, musi. (Harci ölem) şeylerle uğraşıyorlar. Çünkü ünün hayatı insandan çok şey tiyor. Yaşamak daha zevkli, | daha tatlı oldü. Geçinmek güç j olduğu kadar hayat çok cazip. | Ve para tarihin hiç bir devin. | ide bugünkü Kâdar hâkim olma- mıştar iç olmazsa hem ya |. Bu akşam ASRİ bu | Zek <azibeli ve mükemunci olan bü eserde ARZU, İHTİRAS, ZEVK ve AŞK ÇILGINLIKLARI serbest olarak cereyan etmektedir. — Ğİ! Bütün kadınların sevdiği mükemmel HUGUES ils sevimli ve dilber yıldız MARY ASTOR, sonderece güzel ve lâtif bir eserdir. Perde aralarında: PARLAK VARYETE NUMARALARI. Mümessilleri: Fevkalâde temaşa - Yerlerinizin evvelden temini rica olunur - Tel. B. O. 2851 musikisi, VİYANA, (5172 m.) — 18,15 musahabe, 19 Nevyork telsizi, 19,40 Faust, 20,50 orkestra, 22,30 dans or- kestrasr, Salihli icra memurluğundan: Sa- SİNEMADA Birinci defa olarak! | lihlinin sabık bazinedar çiftliği sa Hi ORAN Ç İCEĞ | hibi Tavaslı zade Ahmet Beye: Mü- (Fleur du Vice) bi ie ki yapılan takip üzerine ikametyâhını- zın meçhul bulunmasına binaen öde LLOYDĞ | me emri tebliği mümkün olamadı. ğindan ilinen tebliğine karar veril. miş olduğundan işba ilân neşri ta- rihinden itibaren onbeş gün zarfın. da borcu ödemeniz ve borcun tema mina veya bir kısmına © veya talip yoluna bir güna itirazınız varsa ye- artist NE aliineie ibi | tacılık ettirilmemesi hakkında me e ve bütün inceliğile en ciddi | hakındaki havadis beni bu satır temizlik şeraiti altında hazırla. |ları yazdırmağa sevketti, Lo- yan müesseseler de yoktur., 5 | Kantacılığımızı ıslah için ilk a- © Memleketimize bir £ ecnebi | tlacak adım bu değildir. — geldiği zaman Türk yemeği ye| Paskalya eğlence- Ne harp” meydanlarındaki zaferler, ne siyaset âlemindeki | galebeler paranm bugün verdi- gi hazzı veremiyor. San'at he- yecanı ise en bakir aşkların bir çek imzasile satın aldığı bu ti. caret devrinde gönüllere hulül | Bu akşam Majik Sinemasında FEVKALÂDE GALA OLARAK SEVENLERİN GÜNAHI (PECHE D'AMOUR) | di zün zarfında bildirmeniz, leri tak | dürde icraya devam olunacağı ilân 0- tanur, | | Sinema- Tiyatro | yapan ressamlar tablolarına mevsimlerin, yılların emeğini dökerlerdi. (Girodet), (Dau- mier) (Delacroix) gibi san'at. kârlar içinde bir eseri üzerinde iki yıl çalışanlar ve buna mu- kabil mahrumiyet içinde yaşa- vie m iy les mek için Beyazıtta bir lokanta- ik vt edemeyen bir hayal oldu . yi u lokantanın sahi lerinde... ey y Di kadın ticaretini me |İl Bir ok harp sahnelerini havi muazzam bir aşk filmi. Bu filmde obüsler, Mi © RAŞITRIZA TİYATROSU © bi vaktile ya tesadüfen yahut| , Malüm ya! Paskalya demek| | Müsiki de böyle. Bir (Bee) RM ha tar. Fakat bu, ||) öerepneller, bombalar ve el bombalarının dehşet saçan harp sahnelerini! Şebzadebaşı © eseri zekâ olarak ismini seya. | (Hazreti İsa) © nın dirilmesini | (hoven) varmış. Ruhlara hük. | 7© e) BM ra göreceksiniz İ © Bu Akşam hat rehber kitaplarına yazdır. | tev'it etmek demektir. Pariste moya Hadimi gat yiz muamelesi gören caham ve tah | Şimdiye kadar bunun kadar mükemel birfilm ğ ast2130d ütü i ir wi <1 e min. pre linen Poe ve rildi diye bayram edilirken 15 | (İtri) dedemiz, bir Zeki dede. | vilât meyanındadır. vi çevrilmemiştir. NN Ri N dildir. Değildir. amma daha kişi ölmüş 60 kişi yaralanmış...| miz, bir Hacı Arif Efendimiz) Aşk ta, senet ta emret olİğ 0, 1000 FİGÜRAN ere a iyi olabilir, Bu bahis bertaraf. | Ben Mesih'in yerinde olsam ta. | varmış. San'atin £ beklediği en | muştur. Ve onlar da ticaret gi-| Mümessilleri: Douglas Fairbanks Jr. ve Rose Hobart. Mahmut Ye bii böyle kazalar olacağını ev. | geniş bir feragat ve cezbe için. | bi ayni buhranı geçiriyor. İlâveten: P. D. C, Halihazır dünya havadisleri. rr e Lokantacılıkta olduğu kadar o! telcilikte de yeni tedbirler alma | velden kestirir hiç dirilmezdim. muz lüzumdir. İstanbula cenebi | Kömürcü dükkânına rımıza gelmeyen bir ithaf Bir karim, benim cumartesi günü çıkan ve şarkılardan ik | bam alan yazıma ilâve olarak © yor... Bizim şehre bıraktığı ye | e m Ya güne para şoförlere verdikleri | “99” z > bir kaç kuruş, Hacı Bekire br | O Âsıkı çeşmânm oldum lüt raktıkları bir kaç lira ve kapa- —— una bel bağlarım. İh çarşıda sarfettikleri beş on! £ Kare yüzlüm kareler giydim aradır. Ne eğlence yerimiz, ne seninçin ağlarım. ve (orijinal) lokan- FELEK yah gelmiyor değil, geliyor. İ.âkin vapurunda yatıyor, Milliyet'in Edebi Romanı: 55 GÖZYAŞLARI! Etem İZZET © her gün biraz daha genişletip | gundum. Hemen bir yere yıkıl bü; üm bu sevda; . İmak, uyumak istiyordum. Ken yüttüğüm sevdaya nezey. y - ledim!.. için © yaşı-İdi dum: rum, onunla yaşıyorum. Bu, — Nereye giderim?. 5 dada cisim yok, madde yok,| © Ve. beni barındıracak bir “şahıs yok, şekil yok, hat yok, | dam altı düşünemedim! KAN avoç. içi biler » öner avuç içine sığal Köprünün üzerine çıktım. <ek kadar küçük bir dava, kâh| © Kimsecikler yoktu! okyanuslardan daha aşkın ve | © Tipi başladı. sığmayan O halde ben benim 4; ken “di varlığımda, kendim için, kendi hüviyetimle yaşıyorum!, #.. üzgür, ayazl, Kulaklarım, yüzüm kar ta- nelerinin çarpışmdan haşlanı- yordu. Ellerim, ayaklarım dondu. Gözlerimi açamıyordum! İstanbul; Yenicamiin arkası- na sığınan bir iki ışıklı uzun, darmadağın bir harabezar gibi duruyordu. Beyoğlu tipiden hiç gözük- ü ' de eserler meydana getirmişler. Temaşa da böyle! Şimdi İl- İustration'un her nüshasına kuyruk gibi takılan bir piyesi görünüyor, Fakat ömürleri su çiçeği gibi ancak bir (mevsim sürüyor. Bir daha bahsedilmi- yor. Sahneyi işgal eden eserle- rine eskiler.. (Bahsin burasın- da sözü Selâmi İzzet Beye bıra kırım) salâhiyettardır. Velhasıl netice şudur ki şim di muharrir eser yazmadan ev- vel tabie soruyor: Nasıl bir şey olsun. Kaç miş, bulutlandırmıştı. Saraybur | nu fenerinin yanıp sönüşü, Kız- kulesinin kırmızı lâmbası bile | göze zor görünüyordu! İ Şaşırdım, titredim, sarsık- | dım. Bu ande sanki biri kulağı- ma eğildi, seslendi: — Ne düşünüyorsun be ah- eN At kendini şu denize kur &, Fakat, bunu © yapamadım. Rüzgürın önünde savrula savru la yürüdüm. » Karaköyde durdum: — Kapı içine doğru mu git- sem?. Yüksek kaldırıma mı vursam Karar veremedim. — Baloz kapılarını dolaş- sam, belki birinin antresinde pi seklerim!, Diyordum. Fakat, hiç ümi- | dim yoktu: — Oralardan kovarlar!. Dilenci.. sanıp kapı da bile tutmuyorlar!. Dedim, Ayaklarımı kedi i Bugün de Burhan CAHİT Diyorlar ki... Edebiyat Anketleri Muharriri: Hikmet Feridun Neşreden: Remzi kütüphanesi Yakında çıkıyor. dişine bıraktım! “ Tünelinatkasındaki sökak- ta bir çöp arabası gördüm. Sevindim. l — Boştur, li İçine girer yatarım!. Dedim. Hırsla, hızla yürü. düm. — Bu geceyi burada geçiri- SİGORTA ADRES: 4 üncü Vakıf Han kalan kim vardır? . Biel Kir duik bala el burnunu soktun?. #a& Galatasaraya zor geldim. Dizlerim artık tutmuyordu!. Ayaklarım donmuştu. Tokatlıyanm önünde dur- dum. Sağı, solu dikiz ettim: Sabahleyin nasıl olsa dola. | Kimseler yok. Kepenkler indi- şir, gözüme bir yer kestiririm!, | rilmişti, Zemin katın hava ız Diyordum. Arabanın kapar | garalarına baktım. oAçıktı ve... limle sıyırdım. Bir taraftan da İp Ömere küfür ediyordum; — Sanki gece yarısı beni s0- kağa atacak ne vardı? İşine gelmedim galiba?. Bende umduğunu bulama. dn!, Karları iyise kürüdüm. Ka- erseriliğin samanı da mah ğını kar kapatmıştı. Karları e- | mükemmel sıcaklık geliyordu. — Buradan daha iyisi yok- tur! Dedim. Yerde de az kar var dı. Olanı da kürüdüm. Asfaltm İüzerine boylu boyuna uzandım. Arkamı mazgallara dayadım. Biraz ısındım. Ondan sonra da rahatladım. Kuş tüyünden ya- pağı; kaldırdım. - Fakat, . içini | tak ta bu ismdar enfön olabilirdi! tiklrm tıklım çöp dolu bulunca, | Sonra uyumuş bütün bütün kızdım. Kendime| de küfür etti İ um)» ... Bilmiyorum ne kadar son. raydı?. Zewsumdaki bir el yokl Yangın Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU Teşkilâtı tamamen Türktür Müessisi İş Bankasıdır Senin gibi sokak “ortasmda | sr il Tel, İst. 22053 den tiyatro gişesini isteyiniz. —— ECONOMOU OPERET HEYETİ Fransız Tiyatrosunda Bugün sant 17 de tenzilâtli fiatlarla metine SATANERİE, Akşam saat 21.30 te LES APACHES D'ATHE NES, Cuma günü birinci matine saat 1430 te LES APACHES D'ATHENES. İkinci matine saat 18 de TRİS AGAPES, Cuma akşam KORITZI TİS YİTONİAS, Pek yakında GİGOLETTE. ŞİRKETİ Telgraf ; İmtiyaz Telefon: 20531 Ie uyandım. Izar mıyım?. Fakat sen bunu aki Gözlerimi hafif kıstım. Gör | İma nasıl getirdin söyle baka. memezliğe, aldırmamazlığa gel | yım?. Hiç tanrmadığım biri, ben | | Ayağını bırakmiyordum. Ve den daha düşkün, (daha beter | .. ilâve ettim: bir serseri usul usul koynumu, | — Korkme marsza çıkarma ceplerimi, ceketimi araştırıyor» | yız?. du. Araştırdı, araştırdı. En son Ve.. ayağını biraz sıkıştırı. ümidi kesti ki galiba yürümek | verdim. Yumuşadı. Açıldı: için kalktı, Ayağından tuttum. | — İsin ucunda mariz yoksa Ve.. ona onun dili ile sordum: | peki. — Ulan serseri nereye?. Dedi. Ve.. ilâve ettim: — Gel otur. . — Tırtıklanacak bir şey bula Dedim. Yanımda yer gör madın galiba?, terdim Beni azılı, bir yumrukta bey | — Namusum hakkı için söy- nimi delecek biri sandı ki, İ lüyorum. Hani aklımdan kötü — Vallahi tırtıklamak değil ! bir şey geçmedi! beyağabey.. ji Diye devam etti; — Haydi baydı” haspi geç — Hani her tarafı kar kapa: me. Ben yutmamı!, miş ta, afedersin, belki altında Dedim. Ve.. şöyle bir kımıl. izmarit vardır.. Diye bakındım! | dandım. Ondan sonra döküldü. Kendi kendime: İlk sözü: Heygidi dünya hey.. Kim | — Adın ne be moruk? kimi soyacak?. | Oldu. Dedim ve.. aklımdan geçeni | — Çamur. ona da sordum: İ © Dedim. Sordum: — Keratalık etme şi — Sana ne derler?. Bende metelik olsa burada Devamı var